Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU önümüzdeki süreç için, örgüte kritik ve önemli açıklamalar yaptı.
Belediye Başkanlarına “örgüt çalışmalarına müdahil olmamalarını,
hangi kademede olursa olsun görev almış kişilerin adaylık başvurularının veto edileceğini” söylemesi son derece önemli ve sevindirici açıklamalardı.
Belediyeler örgüt seçimlerine müdahale etmeyecekler, il veya ilçe örgüt yönetimlerinde görev alan başkan ve yöneticiler başka görevlere aday olamayacaklar, olurlarsa kabul edilmeyecekler.
Yapılan bu açıklama gayet net ve anlaşılır olsa da, “milletvekili” sözü geçmediği için “vekil adaylığı kapsam dışında” diyenler var.
“herhangi bir parti görevin var ise, onu tamamlamadan başka bir göreve aday olma”, şeklinde anlayanlar da var. Ben yapılan açıklamayı böyle anlıyorum. Zira çok açık ve net!..
Eksik yorumlama bir yana Genel Başkanın talimatını, tavsiye gibi anlama alışkanlığı da terk edilmiyor. Bütün çalışmalar bu tavsiyeler(!) dikkate alınmadan devam ediyor.
Örgüt tabanından gelen sesler, talimatların il ve ilçe yönetimlerine genel merkez tarafından genelge ile bildirilmesi yönünde. Çünkü genelge ile bildirilmeyen sözlü talimatlar her zaman olduğu gibi dikkate alınmıyor, alınmayacak.
Her aktif partilinin, siyasi kariyer hedefinin olması elbette anlaşılır bir durum. Kişisel hedefler, kişileri motive eder. Daha verimli çalışmalarına katkı verir. Ancak öncelik; mevcut görevi layıkıyla yapmak ve tamamlamak olmalıdır.
Siyasi kariyer hedefinin ön planda olmasının en büyük sakıncası; parti etiğinin ve ilkelerinin tali planda kalması dahası bu durumun siyasi etik ve değerlerinin unutulmasına kadar gitmesidir..
Halkın tek umudu olan, Cumhuriyetin partisine çok iş düşüyor. 2019’da ülkemizin geleceği ancak güçlü bir CHP ile kurtulabilir.
Bu sebeple güçlü örgüt yapılarının oluşturulmasına her zaman olduğundan çok daha fazla ihtiyacımız var.
Parti tabanından gelen sesler önemli, bu seslere kulak vermek önemli, kişisel çıkarlarını ülke ve parti çıkarlarının önüne koyanlara artık prim vermemek çok ama çok daha önemli.
Bugüne kadar tanık olduklarımız;
1- Hedefine öncelikle kişisel çıkarını koyanlar; sırtını kendisini yukarıya taşıyacak güçlere dayıyorlar.
2- Sırtını dayadıkları güç ya da güçlere bedel ödemeleri gerekiyor. Bu bedel; ilkeli davranışın tamamen terkedildiği bir anlayış yaratıyor.
3- İşe önce mahalle delege seçimleri ile başlanıyor. Delegelerin doğru ve bağımsız davranacak kişilerden olması istenmiyor. Çünkü amaç; kendisini seçecek delegeleri belirlemek.
4- Doğru ve yanlış ayırımına sahip olmayan delegeler, işaret edilen listeye oy veriyorlar, ilçe başkanı ve yönetimini seçiyorlar.
5- İlçe yönetiminin listesinde yer alan ilçe delegeleri de zaten deyim yerindeyse kendi adamlarından oluştuğu için; bu kendi adamları sistemi sürdürecek il yönetimini belirliyor.
Bu döngüyü yıllardır başarılı bir şekilde yürütenler de zaten yukarıda sözünü ettiğimiz gücü oluşturdular. Bu kısır döngü İzmir’de yıllardır dönüp duruyor.
Bu nedenle, Genel Başkanımızın açıklaması çok ama çok önemli.
Genel Başkan TAVSİYEDE bulunmadı, TALİMAT verdi. Görünen o ki; GENELGE gerekiyor.
Güçlü CHP demek; güçlü ilçe ve il örgütleri demek. Halkın nabzını genel merkeze taşıyacak olan örgütlerimizin dava inancı ile bezenmesi, dava inancına sahip yönetim kadroları ile mümkün olabilir.
Son sözüm; siyaseti SADECE kişisel hedefleri için yapanlara:
2019 yılında karanlığa geçit vermeyecek olan tek parti Cumhuriyet Halk Partisidir.
Bu gerçeği unutma!..
Eğer unutursan, hedeflerine de hiçbir zaman ulaşamayacaksın..
Sibel PARMAKSIZ
YORUMLAR