CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN MÜSLÜMANLARA ÇAĞRI: MUTLAKA...

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN MÜSLÜMANLARA ÇAĞRI: MUTLAKA ZİYARET EDİN

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN MÜSLÜMANLARA ÇAĞRI: MUTLAKA ZİYARET EDİN

25 Temmuz 2017 - 13:49

AK Parti Grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Körfez ziyaretini değerlendirdi: "Bir kez daha görüldü ki Türkiye tüm taraflarla görüşebilen, köklü bağları olan nadir ülkelerden biridir."

"Buradan tüm vatandaşlarıma ve tüm Müslümanlara çağrıda bulunuyorum. İmkanı olan herkes, lütfen Kudüs'ü Mescid-i Aksa'yı ziyaret etsin. Gidemeyenler de oradaki kardeşlerimize yardım göndersinler. Gelin hep birlikte Kudüs'e sahip çıkalım."

Almanya ile gerilime de değinen Erdoğan, "Sen Türkiye'nin Cumhurbaşkanına, Bakanlarına ülkende konuşma imkanı vermeyeceksin ama ajanların gelip otellerde cirit atacaklar, benim ülkemi parselleyecekler. Yok böyle bir şey. Ya bizimle eşit şartlarda müttefiklik yapacaksınız, ya da sergilediğiniz her saygısızlığın cevabını alacaksınız" dedi.

"Artık ne yaparlarsa yapsınlar çuvala sığmıyor. Vakti, saati gelince ajanların tepesine binmeye devam edeceğiz."

"Bizde OHAL terör örgütlerine yöneliktir, şirketlere yönelik değil. Buna rağmen hala bizi tehdit etmekten geri durmuyorlar. Türkiye'yi ambargo ile tehdit edecekseniz çok ağır bir bedeli göze almanız gerekiyor. "
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ak Parti grup toplantısında İslam dünyasına 'Kudüs'ü ziyaret edin' çağrısında bulundu. Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Körfez turumuzdan dün gece döndük. Bu kardeş ülkelere gerçekleştirdiğimiz ziyaretler hamdolsun başarılı bir şekilde geçti. İkili münasebetlerimiz yanında Körfez bölgesindeki kriz başta olmak üzere birçok meseleyi ele alma fırsatı bulduk. Son ziyarette bir kez daha görüldü ki Türkiye tüm taraflarla görüşebilen, köklü bağları olan nadir ülkelerden biridir. Son yıllarda yaptığımız temaslar, üst düzey ikili ziyaretler, Türkiye'nin nevi şahsına münhasır yerini daha da güçlendirmiştir. Ülke olarak kardeşlerimiz arasında yapay sorunlar nedeniyle gerilim yaşanmasını asla arzu etmiyorum. Enerjimizi terör gibi hepimizi tehdit eden konulara harcamak yerine, bölge içi krizlerle heba etmeye gönlümüz elvermiyor.

KRİZİN YAKIN ZAMANDA HALLOLACAĞINI ÜMİT EDİYORUM

Müslamanların kavgaya değil dayanışmaya ihtiyacı var. Sorunlarımızı samimiyet ve açık yüreklilikle konuşmanın yollarını aramamız gerekiyor. Kardeşler arasında gereksiz gerilime neden olan krizin inşallah yakın zamanda hallolacağını ümit ediyorum. Gerçekleştirdiğimiz ziyaretin Katar krizinin çözümüne katkı sağlayacağına inanıyorum. Müslümanların Mekke'deki Mescid-i Aram ve Medine'deki Mescid-i Nebevi'den sonraki üçüncü kutsal mabet Kudüs'teki Mescid-i Aksa'dır. Bizim atalarımızın 400 yıl boyunca Mescid-i Aksa'ya hizmet şerefi nail olmuştur.

TÜM ARAPLARI İTHAM EDEMEYİZ

‘Araplar bizi arkadan vurdu’ yalanını bir kenara bırakmanın zamanı gelmiştir. Bugün ülkemizde devletimize ve milletimize karşı savaşan terör örgütleri yüzünden nasıl toplumun belli kesimlerini toptan suçlayamazsak, tüm Arapları da itham edemeyiz. Osmanlı'nın elinden çıkması ile başlayan Kudüs'ün sıkıntılı günleri, adeta kabusa dönüşmüştür. Uluslararası hukuka göre meşruiyet elde etmiş başkenti Tel Aviv olan İsrail devleti, bizim de tanıdığımız bir devlettir. Ancak Kudüs'ün 3 din için de özel olan statüsüne, Harem bölgesinin mahremiyetine saygı duymayan bir İsrail, en büyük zararı kendisinin göreceği tehlikeli bir yola sapıyor demektir. İsrail yönetiminin, işi Harem bölgesini Müslümanlara yasaklayarak işgale götürmesi, bardağı taşırmaktadır.

GELİN HEP BİRLİKTE KUDÜS'E SAHİP ÇIKALIM

Biz Müslümanlar için mübarek beldelerimizi korumak, imkan değil, iman meselesidir. Eğer, İsrail elindeki silahlara bakarak böyle bir yola tevessül ediyorsa çok yanılır. Filistinli ve diğer milletlerden kardeşlerimiz de bu zeminin dipdiri ayakta olduğunu cümle aleme ilan etmektedir. Buradan tüm vatandaşlarıma ve tüm Müslümanlara çağrıda bulunuyorum. İmkanı olan herkes, lütfen Kudüs'ü Mescid-i Aksa'yı ziyaret etsin. Gidemeyenler de oradaki kardeşlerimize yardım göndersinler. Bizler Mescid-i Aksa'ya ne kadar çok sahip çıkarsak, gözlerini oraya dikmiş olanların işleri de o kadar zorlaşır. Postalları ile kirletiyor, Müslüman kanı döküyorsa bunun sebebi bizlerin Kudüs'e yeteri kadar sahip çıkmıyor oluşumuzdur. Gelin hep birlikte Kudüs'e sahip çıkalım.

SİNAGOGLARA SALDIRMAK BİZİM DİNİMİZCE YASAKLANMIŞTIR

Buradan milletimize, çeşitli düşünce gruplarına, siyasi partilere sesleniyorum. Mescid-i Aksa'da böyle bir şey oldu, bunun karşılığında buradaki sinagoglara saldırmanın hiçbir anlamı yoktur ve bu bizim dinimizce de yasaklanmıştır. Biz aynı yanlışa aynıyla mukabelede bulunamayız. Biz Ömer İbn-i Abdülaziz'in bir hristiyan arazisine ibadet hane yapan ve onu da bildirdiklerinde kalkıp yıktıran bir anlayışın mensuplarıyız.

ŞU ANDA YAPILAN MESCİD-İ AKSA'YI MÜSLÜMANLARDAN ALAM GİRİŞİMİDİR

Türkiye en ideal çözümün 1967 sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti ile aynı sınırlar içinde başkenti Telaviv olan İsrail devleti olan sınırları savunmayı devam edecek. Mescid-i Aksa'da Müslümanlara olan son günlerdeki tavrını şiddetle kınıyorum. Terörle mücadele bağlamında bir mesele varsa bunun kendi sınırları içinde ve doğru yöntemlerle ele alınması gerekiyor. Kendilerine söyledim, sayın Cumhurbaşkanıyla yaptığım görüşmede de söyledim, oraya ibadete giden Müslümanlara terörist muamelesi yapılmasını asla kabul edemeyiz. Aynı şekilde burada sinagoglara, havralara giden Musevilerin, Yahudilerin terörist muamelesini görmesini biz kabul edemeyiz. Bunları birbirine karıştırmamamız gerekmektedir. Şu anda yapılan Mescid-i Aksa'yı Müslümanların elinden alma girişimidir.

METAL DEDEKTÖRLER KALDIRILDI ÜMİT EDERİZ Kİ DEVAMI GELİR

İsrail Cumhurbaşkanı'na telefonda düşüncelerimi bizzat ilettim. Bu konudaki görüşlerimizi ifade eden bir açıklama yaptım İslam İşbirliği Teşkilatı Başkanı sıfatıyla. Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Macron'la görüştüm. Dün gece döner dönmez Ürdün Kralı ile etraflıca görüşme imkanım oldu. Oradaki metal dedektörlerin ittifakla kaldırılma kararını duydum, ümit ederiz ki devamı da gelir. İsrail'den bölgede yeni çatışma sebepleri üretmesini değil, bölgede ve bölgenin huzuruna katkı sağlayacak adımlar atmasını özellikle bekliyoruz.

AJANLARIN GELİP OTELLERDE CİRİT ATACAK, YOK BÖYLE BİR ŞEY

Bir süredir Amerika'sı, Almanya'sı, Hollanda'sı başta olmak üzere Türkiye'ye yönelik anlaşılmaz tutumun tezahür ettiğini görüyoruz. İstiyorlar ki, sadece onların çıkarları masada olsun, biz fedakarlıkta bulunalım. İstiyorlar ki, onlar bizim vatandaşlarımızı istedikleri gibi örselerken, kendi ajanları ülkemizde cirit atsınlar, biz bir şey yapmayalım. Kusura bakmasınlar, artık öyle bir Türkiye yok. Sen Türkiye'nin Cumhurbaşkanına, Bakanlarına ülkende konuşma imkanı vermeyeceksin ama ajanların gelip otellerde cirit atacaklar, benim ülkemi parselleyecekler. Yok böyle bir şey. Ya bizimle eşit şartlarda müttefiklik yapacaksınız, ya da sergilediğiniz her tavrın cevabını alacaksınız.

SİZDEKİ HUKUK DA BİZDEKİ GUGUK MU?

Sizdeki hukuk da bizdeki guguk mu? Almanya ya da Amerika'da yapılınca suç sayılan eylem, Türkiye'de yapılınca niye hak, hukuk oluyor. Hemen işi ekonomi ile teşvik edip bel altı vuruşları ile gerçek tiynetlerini belli ediyorlar. Bizi bunlarla tehdide kalkarsanız, yanılırsınız ve siz kaybedersiniz. Artık dünyada marka yok, markalar var. Alternatif marka geliyor. Artık dünya bunu yaşıyor.

AJANLARIN TEPESİNE BİNMEYE DEVAM EDECEĞİZ

Fırsat bulduklarında hala kan dökmekten çekinmeyenlerin bize söyleyecek sözü olamaz. Şimdi de kafayı Türkiye'ye takmışlar. Eskiden tehditlerini süslü püslü kelimelerin arkasına yaparak saklarlardı, şimdi alenen söylüyorlar. Dürüst oldukları için teşekkür ederiz. Almanya'nın bilmem ne bakanı, Türkiye'ye nasıl çok daha zarar verebileceklerine yönelik düşüncelerini medyaya ifşa etmeye başladığına göre iyice çaresiz durumdalar. Gezi olaylarına, FETÖ'ye ümit bağladılar, olmadı. PKK, YPG, SDG'den ümit beslediler, oradan da bir şey çıkmayacak. YPG terör örgütü, onun için YPG'yi kullanmayın, SDG'yi kullanın. Fakat, artık ne yaparlarsa yapsınlar çuvala sığmıyor. Bunlar bütün açıklığı ile ortada. Vakti saati geldiğinde ajanlarının tepesine binmeye devam edeceğimiz ifade ediyorum.

ALMAN FİRMALARININ HİÇBİRİNE SORUŞTURMA AÇILMADI

Alman firmaların Alman politikacılarından daha ferasetli, vizyon sahibi olduğunu görüyoruz. İş dünyasından gelen sinyaller yeni yatırımların kesintisiz sürdüğüne işaret ediyor. Türkiye'deki Alman firmalarının hiçbiriyle ilgili ne bir soruşturma ne bir kovuşturma kesinlikle yoktur, bu bir yalandır, hedef saptırmadır. Firmalarınıza sorun, nerede ne var. Eğer bulabiliyorsanız getirin gereğini yapalım. Şehir hastanelerimizle ilgili İstanbul İkitelli Hastanesi yaklaşık1,5 milyar dolarlık bir yatırım. Bunun kredi anlaşmasını İstanbul'da imzaladık. Yüzde 80'i Japon firması yüzde 20'si öz sermaye olmak üzere. Şu anda çalışmalar başladı. Dere yatağında akıyor, sıkıntı yok. Dereyi yatağından çıkarmayı Allah'ın izniyle bunları gücü yetmeyecek.

İNŞALLAH S-400 FÜZELERİNİ ÜLKEMİZDE GÖRECEĞİZ

Eskiden büyük ölçüde yurtdışından aldığımız savunma sanayi malzemelernii artık kendimiz üretiyoruz çok şükür. İleride artık kimseye ihtiyacımız kalmayacak. Dün havalimanında gazeteci sordu, ABD eğer S-400 anlaşmasını Rusya ile yaparsa gerilime neden olur demiş. Neden gerilime neden olsun? Biz yıllardır ABD'yle bu tür şeylerde istediğimizi yapamıyorsak arayış içerisinde olmak durumundayız. Bunlar bir arayışın ürünüdür. NATO ülkesi olan Yunanistan yıllardır S-300'leri kullanıyor, kimsenin sesi çıkmıyor. Biz şu anda Rusya Federasyonu'yla ilgili adımları attık. İnşallah S-400 füzelerini ülkemizde göreceğiz.

BİZDE OHAL TERÖR ÖRGÜTLERİNE YÖNELİKTİR, ŞİRKETLERE YÖNELİK DEĞİL

Biz hiçbir zaman sadece kendimiz kazanalım demedik. Hiçbir zaman muhataplarımızı pazar, kendimizi pazarlayan olarak görmedik. Türkiye'deki OHAL'i bahane ederek karalama kampanyaları yapanlar, Avrupa'yı, Amerika'yı asla zirketmezler. Eyaletler OHAL kararı alıyor, Avrupa'da, Amerika'da vs. Bizde olunca niye rahatsız oluyorsunuz. Bizde OHAL terör örgütlerine yöneliktir, şirketlere yönelik değil. Buna rağmen hala bizi tehdit etmekten geri durmuyorlar. Bir kez daha tekrarlıyorum, Türkiye sadece Türkiye değildir. Bu ülkenin ve milletin arkasında dünyanın her yerinden insanların duası vardır. Siz kime çattığınızı bildiğinize emin misiniz. Onun için size bu tehditkar üslubu bir kenara bırakıp, eşit şartlarda ve adil tekliflerle tartışmanızı ve bu yolları aramanızı özellikle tavsiye ediyorum. Yoksa köşeye sıkıştırırım, bu mantığı bırakın. Türkiye'yi ambargo ile tehdit edecekseniz çok ağır bir bedeli göze almanız gerekiyor.

MİLLETİMİZİ SURİYELİLERE KARŞI TAHRİK ETMEK İHANETTİR

İşleri oluruna bırakarak bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek güçlenmek için diğer toplumların üzerine basmayı maharet sayarak, elimize verilen reçetelerle ülkemizi hak ettiği yere çıkaramayacağımızı biliyoruz. Bedelini ödemek pahasına olsa hak ve hakikat yolundan ayrılmayacağız. Ülkemize gelen 3,5 milyon Suriyeli kardeşimize bu yüz den sahip çıktık. Batı sahip çıktı mı? Hayır. Her toplumda olduğu gibi Suriyeliler arasında adli vakalara karışma olabilir. Ama istatistikler gösteriyor ki Suriyelilerin olaylara karışma oranı çok düşüktür. Suriyelilere karşı milletimizi tahrik etmek isteyenler en az PKK'lılar en az FETÖ kadar büyük bir ihanete aracılık ettiklerini bilmelidirler.

CİHAT ELİNDE SİLAHLA DOLAŞMAK DEĞİLDİR

AK Parti olarak bizim kendimizi yenilememiz gerekiyor. Önce şu hareketin, kendi içinde birbirini sevmesi gerekir. Bize ne oluyor ki kendi içimizde birbirimize karşı çalım atıyoruz. Eğer elinden dilinden emin olmayan insanlar olmadıkça biz gerçek Müslüman olamayız bunun idraki içinde olmalıyız. Son günlerde cihat cihat diye bir şeyler geçiyor. Cihat elinde silahla dolaşmak değildir. Cihat nefisle mücadeledir. Nefisle mücadele edebiliyorsak, işte cihat odur.

TEŞKİLATLAR VE BELEDİYELERE UYARI

Teşkilatlar, belediyeler eğer bizim dava idraki ile hareket etmiyorsa bize zarar veriyorlar ve zarar veren kardeşlerimizi de uyarıyorum kusura bakmasınlar, biz uyarmadan kendileri bu uyarıyı yapsınlar ve adımı atsınlar. Yanlışa tahammülümüz yok, 2019 bir kırılma noktası.  Artık deniyor ya, parlamenter demokrasi, parlamenter demokraside seçim kazanmak bizim için leblebi çekirdekti. Artık hedefi büyük koyduk.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x