TEHLİKELİ ATIĞA ,ÇED GEREKLİ DEĞİL KARARI

TEHLİKELİ ATIĞA ,ÇED GEREKLİ DEĞİL KARARI

24 Ekim 2016 - 11:39 - Güncelleme: 24 Ekim 2016 - 11:42

Tehlikeli atıklar son 50 yıldır dünyanın en büyük çevre sorunları arasında yer alıyor.
Ukrayna’da 1986’da meydana gelen Çernobil faciasına kadar kimse tehlikenin büyüklüğünün farkında bile değildi.
Teknolojinin insanlara sunduğu nimetler kadar ölümcül sürprizleri de olduğu acı tecrübelerle anlaşıldı.
Çernobil’in etkileri sadece Ermenistan’da değil Türkiye gibi komşu ülkelerde de yoğun şekilde hissedildi.
Özellikle Karadeniz’de bugün bile etkilerinin olduğu iddiaları var.
***
İzmir de son yıllarda tehlikeli atıkların oluşturduğu çevre sorunlarıyla gündeme gelmeye başladı.
Aliağa’ya söküm için gönderilen gemilerdeki tehlikeli atıklar yıllarca tartışıldı.
Ama asıl büyük şok; Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun(TAEK) raporuyla Gaziemir’de Akçay Caddesi üzerindeki fabrikada radyasyonlu atıkların gömülü olduğu bir alan tespit edilmesi ile yaşandı.
Raporlara göre radyasyon fabrikanın nükleer santrallerde kullanılan nükleer çubukları eritmesiyle oluşmuştu.
Fabrikada ‘radyoaktif kaynak’ olduğu ve bu malzemelerin Türkiye’de bulunmadığı belirtildi.
Radyasyonun ‘Europium 152’ adı verilen bir malzemeden bulaşmış olabileceği, bu malzemenin de nükleer santrallerde kullanıldığı ve Türkiye’ye getirilmesinin de yasak olduğu ifade edildi.
TAEK yazısında; fabrikada yapılan ölçümlerde depolama sahasında, fırın bölgesinde ve kapalı istif sahasında radyoaktif madde bulaşmış atık tespit edildiği bildirdi.
Radyasyonlu atıkların bulunduğu yerlerin acil olarak karantina altına alınması gerektiği vurgulandı.
Tehlikeli atıkların 100 tonun üzerinde olduğu tahmin edildi. Toprak altına gömülen miktarı ise kimse bilmiyordu.
Bakanlığın açıkladığı verilerden olayın vahameti daha da iyi anlaşıldı.
Rapora göre her gün radyoaktif madde bulaşmış 50 ton cüruf ve toprak fiziksel yöntemlerle ayrıştırılacak.
Yani bir yılda 15 bin ton cüruf ve topraktan havaya karışan radyoaktif maddeyi Gaziemir başta olmak üzere tüm İzmirliler soluyacak.
***
Gaziemir’deki bu çevre sorunu yıllardır çözülemezken benzer bir konu kez Bornova’da gündeme geldi.
Çevre Bakanlığı Işıkkent’teki Dökümcüler Küçük Sanayi Sitesi’nde “Tehlikeli ve tehlikesiz atıkların” işlenmesi için bir firmaya ÇED(Çevresel Etki Değerlendirme) sürecinin başlatılması için onay verdi.
Burada curufların ve tehlikeli/tehlikesiz demir dışı metal atıkların ergitme yoluyla geri kazınılması planlanıyor.
Bütün bu işlerin yapılacağı alan, Işıkkent Mahallesi’ne sadece 2000 metre uzaklıkta. 
ÇED sürecini başlatan raporda çok ilginç bir bölüm var. Bu bölümde tesisin imar planlarında “Kentsel Yerleşme Alanı” içinde kaldığı belirtiliyor. Yani burada konut alanları, eğitim tesisleri, sağlık kuruluşları, spor alanları, kamu kurum alanları, turistik tesis alanları gibi yerleşimler var.
Zaten İzmir Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı Daire Başkanlığı da bu hususları göz önüne alarak olumsuz görüş vermiş.
Büyükşehir Belediyesi raporunda; “atık yağlarla kontamine olmuş kabloların, bor yağ gibi tehlikeli atıklarla kontamine olmuş metal talaşların geri kazanımı yer seçim açısından uygun görülmemiştir” deniyor.
Çevre Bakanlığı’nın yayınladığı dosyada bu tür tehlikeli atıkların işlenmeyeceği firma tarafından garanti ediliyor.
Ama hangi tür tehlikeli atıkların işleneceği konusunda bir açıklık yok.
***
Geçen ay(26 Eylül) yayınlanan yazımda bu konuya değinmiştim. Ama bu konuyla ilgili çok çarpıcı bir gelişme yaşandı.
Tehlikeli atıkları işleyecek bu işletme ile ilgili olarak “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” raporu verildi.
İnsan doğal olarak merak ediyor. Tehlikeli atıklar için bile gerekli değilse, “Çevresel Etki Değerlendirmesi” acaba ne için gerekli?

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x