GİZLİ PROJELERİ FETÖ ŞİRKETLERİNE YAPTIRMIŞLAR!

GİZLİ PROJELERİ FETÖ ŞİRKETLERİNE YAPTIRMIŞLAR!

GİZLİ PROJELERİ FETÖ ŞİRKETLERİNE YAPTIRMIŞLAR!

18 Ağustos 2017 - 14:11

FETÖ'nün Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada çapraz sorgusu yapılan eski Tuğgeneral Taşçı, başında bulunduğu Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı'nın bazı işlerini, haklarında FETÖ soruşturması bulunan kişilerin sahibi olduğu yazılım şirketine verdiği açıkladı. Taşçı, bu işlemlerin kendisinden önce başlatıldığını ileri sürdü.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki  darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki  eylemlere ilişkin 486 kişi hakkında açılan davaya, darbe girişimi tarihinde Hava  Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı görevinde bulunan eski Tuğgeneral  Aydemir Taşçı'nın çapraz sorgusuyla devam edildi. 

  Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları  kampüsündeki salonda görülen duruşmada, Akıncı Üssü'nde iddianamede kendisine ait  olduğu belirtilen fotoğraf gösterilen Taşçı, fotoğraftaki kişinin kendisi  olmadığını söyledi.

   Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray, salonda bu kişinin kendisi  olduğunu kabul eden olup olmadığını sordu. Giray, "Bunun sanığa ait olmadığını  biz de düşünüyorduk. Gerçi sanıklara ait olduğunu düşündüklerimiz de kendileri  kabul etmediği için birinin 'bu fotoğraftaki benim' demesi çok zor. Onun için  fotoğraflarla ilgili bilirkişi incelemesi isteyeceğiz." dedi.   Ardından Taşçı'ya Hava Kuvvetleri Komutanlığı Karargahındaki  görüntüleri gösterildi. Taşçı, fotoğrafların bir kısmında kendisini teşhis etti. Taşçı, soru üzerine, kimsenin uçuş iptalinden söz etmediğini,  sıkıyönetim emrini gördükten sonra olanları anladığını, dönemin Hava Kuvvetleri  Komutanlığı Personel Başkanı emekli Tümgeneral Cevat Yazgılı'nın emriyle bir  odada bekletildiğini, sabah tıraş olmak için odasına gitmek istemesine karşın  buna da izin verilmediğini ileri sürdü.

  Sanık Taşçı, Cevat Yazgılı ile eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel  Sekreteri Veysel Kavak arasındaki karşılıklı tutuklama tartışmasına şahit  olmadığını savundu.  Daha sonra söz verilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı  Hüseyin Aydın'ın sorusu üzerine Taşçı, 15 Temmuz'da Genelkurmay Başkanlığı'nda  yapılan terörle mücadele koordinasyon toplantısında, akşam saatlerinde Akıncı'da  da bir toplantı yapılacağının gündeme gelmediğini, Ankara'ya yönelik bir terör  saldırısı ihtimalinin konuşulduğuna şahit olmadığını kaydetti.

  Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast timinin başında olan darbeci general  Gökhan Sönmezateş'e ilişkin bir ihbar gelip gelmediği sorulan Taşçı, görev  yaptığı dönemde böyle bir ihbar görmediğini söyledi.  Başbakanlık avukatı İskender Minar ise başında bulunduğu Hava  Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığına yazılım işi yapan Milsoft isimli şirketin  sahiplerinin, haklarında FETÖ/PDY soruşturması bulunan kişiler olduğunu  belirterek, bu firmanın ne tür hizmet sunduğunu sorması üzerine Taşçı, bu  işlemlerin kendisinden önce usulüne uygun ihaleyle yapıldığını ileri sürdü.  Taşçı, projelerin gizli olduğunu, içeriğini söylemeye yetkisinin bulunmadığını  ifade etti.

   Müşteki avukatı Fatih Atalay da söz konusu şirketin FETÖ firarisi Adil  Öksüz'e 234 bin lira yolladığını, şirketin sahibi Mehmet Sungur'un, dosyanın  sivil sanıklarından Kemal Batmaz ile ortaklığı bulunduğunu belirterek, "Bunlar  hava kuvvetlerine yazılım işi yapıyor. Siz 'gizli projeleri açıklayamam' dediniz.  FETÖ ile bu kadar irtibatlı, iltisaklı olan firmaya gizli projeyi  yaptırıyorsunuz. FETÖ'nün de yurt dışı bağlantıları açık şekilde ortada. Bu kadar  hain terör örgütüne bu bilgileri vermeye çekinmiyorsunuz. 'Ben göreve geldiğimde  vardı' deyip kurtulamazsınız. Bu firmayı hiç araştırdınız mı?" sorusunu yöneltti.Taşçı ise Silahlı Kuvvetlerde ihale usulünün belli olduğunu, ilgili  firmaların devletin istihbarat birimlerinden soruşturulduğunu, olumsuz bir tespit  bulunan firmaların ihaleye giremediğini kaydetti.

   Taşçı, "Paşa" lakaplı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik  suikast girişimi ve iki  polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın  sanıklarından eski astsubay Zekeriya Kuzu'yu, Çiğli'de görev yaptığı dönemden  tanıdığını, kendi çocuğunun askerlik yemin töreninde konakladığı tesislere  ilişkin masrafların ödemesine dair de Kuzu'nun oğlunun hesabına bir miktar para  yatırdığını söyledi. Bir kısım gazinin avukatı Fatih Atalay'ın, darbenin önlenmesi  kapsamında şahsi olarak neden bir tepki göstermediğini sorması üzerine Taşçı,  "Benim elimde herhangi bir birim yok. Şahsi kişi başına çıkıp insanlar bir şeyler  yapabilir. Tankın altına yatabilirdim ne olacak bir can var elimizde. Ben  yapabileceğimi yaptım, inisiyatifi ele alarak ne gerekirse yapmaya çalıştım."  dedi.

  Avukat Emrullah Beytar da sanık Taşçı'nın bulunduğunu iddia ettiği HKK  karargahı ile Akıncı Üssü'ndeki uygulamaların benzerlik gösterdiğine dikkati  çekerek, her iki yerde de telefonların toplatıldığını ama HKK karargahında Veysel  Kaynak'ın telefonunun alınmamasının bir tesadüf olup olmadığını sordu. Sanık  Taşçı, bu soruya "Ben telefonların toplatılması kararını dışarıdan silah sesleri  geldiği, çatışmanın yaşandığı şartlarda verdim. Terör operasyonları yönetilirken  de telefonların toplatıldığı olmuştur, dışarı bilgi çıkmasın diye. O an aklıma bu  geldi ve karargahtan dışarı bilgi çıkmasını engellemek için bu kararı verdim."  ifadesini kullandı.

 Avukat Beytar'ın, ayrıca davanın sivil sanıklarından Harun Biniş'in  çalıştığı firmaya HKK'nın istihbarat başkanlığının yazılım projesinin ihalesinin  verildiğini anımsatarak, "Bununla ilgili bir araştırma yapılmadı mı?" sorusuna  sanık Taşçı, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nde ihale sistemi bellidir. Milli  İstihbarat Teşkilatı'ndan, emniyetten, jandarmadan sorulur, sakıncası varsa  ihaleye sokulmaz. Bu kurumlardan gelen cevaplara bakılsın, bu şirketin FETÖ ile  bağlantısı var mı, yok mu bakılsın? Oralardan gelen temiz raporu olmadan bu  şirket kuruma giremez. İhale dosyasına bakılsın ve kimin ne cevap verildiği  görülsün. O bilgiye haiz olup da vermeyene sorulsun bu soru." yanıtını verdi.

  Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın'ın, "Gizlilik derecesi  yüksek işleri alan firmaların çalışanları hakkında güvenlik soruşturması yapılıp  yapılmadığı sorusu üzerine de Taşçı, güvenlik soruşturmalarını jandarma, emniyet  ve MİT'in yaptığını, sıkıntılı bilgi gelmesi halinde söz konusu şirketin ihaleye  alınmadığını kaydetti. Avukat Aydın'ın, davanın sivil sanıklarından Harun Biniş'in, söz  konusu şirketin çalışanı olduğunu anımsatması üzerine de Taşçı, ihale dosyasına  ve kayıtlara bakmadan bir açıklama yapmayacağını söyledi.  Sanık Aydemir Taşçı'nın avukatının, müvekkilinin durumuna ilişkin  sözleri ve "Cezaevinde ölüme terk edildiler" demesi üzerine, müşteki sıralarından  bazı kişiler tepki gösterdi.

   Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın uyarılarına rağmen izleyici  sıralarındaki bazılarının hakaret içeren sözler sarf etmesi üzerine avukat,  izleyicilerin duruşma salonunda suç işlediğini ileri sürdü.  Başkan Giray da "Karşılıklı konuşmayın, müdahale etmeyin diye ısrarla  söylüyoruz. Burası sohbet yeri değil, acınızı, öfkenizi anlıyoruz ama  dayanamıyorsanız çıkın. Bu, herkesin dayanabileceği bir şey değil. Size de söz  vereceğimizi daha önce söyledik." dedi.   Daha sonra tepki gösteren izleyiciler salondan çıkarıldı.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x