FETÖ’NÜN MEDYA AYAĞI DAVASI BAŞLADI

FETÖ'NÜN MEDYA AYAĞI DAVASI BAŞLADI

FETÖ'NÜN MEDYA AYAĞI DAVASI BAŞLADI

16 Ağustos 2017 - 12:17

FETÖ'nün medya yapılanmasına  ilişkin davada, aralarında Atilla Taş ve Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun da bulunduğu 12'si tutuklu 13 sanığın yargılanmasına başlandı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) medya yapılanmasına  ilişkin aralarında Atilla Taş ve Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun da bulunduğu 12'si  tutuklu 13 sanığın "darbeye teşebbüs" suçlamasıyla yargılanmasına başlandı. 

İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya, tutuklu sanıklar  Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Yakup Çetin, Bünyamin Köseli, Cihan Acar, ABDullah Kılıç,  Oğuz Usluer, Atilla Taş, Hüseyin Aydın, Murat Aksoy, Mustafa Erkan, Seyit Kılıç  ve Yetkin Yıldız, tutuksuz sanık Ali Akkuş ile tarafların avukatları katıldı. 

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan tarafından hazırlanan 314  sayfalık iddianamede, "silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan İstanbul 25.  Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılama sırasında serbest bırakılmalarına karar  verilen sanıkların, elde edilen ve çözumlemesi yapılan ek deliller uyarınca,  "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve ''Türkiye Cumhuriyeti  hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" suçlamasıyla gözaltına alındığı ve Ali Akkuş'un haricindekilerin tutuklandığı  anımsatılıyor.

İddianamede, örgütün basın-yayın yapılanmasının, halk içerisinde taban  kazanmak ve algı operasyonu yapmak amacıyla kullanılan en önemli araçları arasında yer aldığı belirtilerek, basın mensubu ya da STK temsilcisi sıfatıyla  sağlanan ifade özgürlüğü ve kısmi dokunulmazlık imkanı ile legal yapının  illegalite için hem maske görev sağlayarak gizlenme imkanı yarattığı hem de  koruma zırhı sağladığı kaydediliyor.

Basın-yayın medya organları vasıtasıyla örgütün kamuoyu nazarında  insanlara hizmet etmekten başka bir gayesi olmayan bir yapı olarak gösterilmeye  çalışıldığı anlatılan iddianamede, örgütün üst kanadından gelen haberlerin bütün  hücrelere ve örgütün kadrolarına tebliğ edilmesinde örgüte bağlı kitlenin  harekete geçirilmesi, moral ve motivasyonun yükseltilmesi, bağlılığın artırılması  ve örgütün manevra ve hareketlerinin duyurulmasında kullanıldığı belirtiliyor.

Örgütün kendisinden olmayanı itibarsızlaştırmaya, tasfiye etmeye,  suçlu göstermeye yönelik haberlerle toplumun algısını şekillendirdiği ifade  edilen iddianamede, iktidarla TSK'yı, TSK ile halkı ya da halk ile iktidarı karşı  karşıya getirmeye yönelik her türlü faaliyeti destekleyerek bizzat organize  ettiği anlatılıyor.

İddianamede, FETÖ'nün Türkiye'yi Avrupa ülkeleri nazarında suçlu  durumunda gösterip Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye baskı uygulaması amacıyla  Belçika'da faaliyet gösteren Paris ve Londra'da ofisi ve 20 Avrupa ülkesinde  temsilcilikleri bulunan ''AB ulusal politikalar ve medya alanında siyasi  danışmanlık, kriz yönetimi, siyasi gelişmeler, AB eğitim programları, uzlaşı,  siyasi analizler, medya ilişkileri'' konularında hizmet veren ''G + (Europe)''  isimli etkili danışmanlık/lobi şirketi ile 2014 yılı içerisinde anlaşma  yaptığının tespit edildiği kaydediliyor.

Murat Aksoy'un irtibatları

Sanıklara ilişkin suçlamaların tek tek sıralandığı iddianamede, sanık  Murat Aksoy'un, Taraf, Millet ve Yeni Hayat gazetelerinde çalıştığı, söz konusu  bu gazetelerin FETÖ'nün basın-yayın yapılanmasında yer aldığı ve OHAL kapsamında çıkan KHK ile kapatıldığı anımsatılıyor.

Söz konusu bu gazetelerin bazılarında Balyoz davasıyla ilgili sahte  belgeler yayınlandığı, yayınlanan sahte belgelerle emniyet ve yargıdaki FETÖ  mensubu kamu görevlilerince kumpas olduğu tespit edilen davaların açılmasına,  dolayısıyla TSK'nın tasfiye edilmesine, akabinde TSK'da boşalan kadrolarına FETÖ  mensubu askeri personelin atanması olaylarında rol alındığı vurgulanıyor.

İddianamede, sanık Murat Aksoy'un kendi kullandığı telefonundan,  2008-2011 yılları arasında örgütün basın-yayın yapılanması ve tüm medya  faaliyetlerinden sorumlu olduğu ve hakkında birden çok yakalama kararı bulunan  Önder Aytaç ile 36 kez görüştüğüne vurgu yapılarak, Aksoy'un ''Fuatavni'' isimli  hesabın kurucusu olduğu belirtilen Said Sefa ve yine ByLock kullanıcısı olan ve  FETÖ soruşturmasında adı geçen 7 şüpheli ile irtibatlı olduğu anlatılıyor.

FETÖ yöneticilerin çoğuyla irtibatlı

Sanıklardan Mustafa Erkan Acar'ın ise kapatılan Zaman, bugün ve Özgür  Düşünce gazetelerinde çalıştığı, bu gazetelerin örgütün basın-yayın  yapılanmasında yer aldığı belirtilen iddianamede,  Acar'ın Ufuk yayınlarından  çıkan ''Kod Adı Köroğlu: Kaşif Kozinoğlu'' ve Timaş yayınlarından çıkan  ''Karanlık Oda'' isimli iki kitabının bulunduğu belirtiliyor. Acar'ın FETÖ'ye  iltisaklı olduğu gerekçesiyle kapatılan PAK Medya İşçileri Sendikası ile Medya  Etik Konseyi Derneğine üye olduğu, Bank Asya'daki hesabında 2013-2016 yılları  arasında toplam 1 milyon 743 bin lira para girişi ve 1 milyon 758 bin 388 lira  para çıkışı yapıldığı kaydediliyor. İddianamede, Acar'ın, örgütün sözde üst düzey  yöneticileriyle irtibatlı olduğu belirtiliyor.

Fuat Avni ile irtibatlı

İddianamede, sanık Acar'ın ayrıca ByLock kullanıcısı bir kısmı firari  84 kişi ile irtibatının bulunduğu anlatılarak, Acar'ın örgüte yönelik 25 Aralık  2013'den sonra düzenlenen tüm operasyonlarda adliye çevresinden telefonunun baz  istasyonundan sinyal verdiği belirtiliyor. Sanıklardan Seyyid Kılıç'ın ise  kapatılan Samanyolu TV ile TRT Haber'de çalıştığı, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe  girişiminin ardından meslekten ihraç edildiği anlatılan iddianamede, Kılıç'ın  2013-2015 yılları arasında Bank Asya'daki hesabında para artışı olduğuna yer veriliyor.

İddianamede, Bylock kullanıcısı olduğu belirlenen Kılıç'ın örgüt  elebaşı Gülen'in onursal başkanlığını yaptığı Gazeteci Yazarlar Vakfı Başkanı  Cemal Uşak ile irtibatının bulunduğu, yine ByLock kullanıcısı olduğu tespit  edilen 11 şahısla irtibatlı olduğu anlatılıyor.

Sanık Oğuz Usluer'in ise 15 Temmuz Darbe girişiminin firari sanığı  Adil Öksüz'ün kaçışına yardımcı olduğu gerekçesiyle tutuklanan Erdal Şen adına  kayıtlı telefon ile irtibatlı olduğu vurgulanan iddianamede, hem Usluer'in hem de  eşinin ByLock kullanıcısı olduğu, Fuat Avni isimli Twitter hesabının kullanıcısı olduğu değerlendirilen ve ABD'de ikamet eden Aydoğan Vatandaş ile irtibatlı olduğu belirtiliyor.

Sanıklardan Atilla Taş'ın, FETÖ'den aranan firari Ekrem Dumanlı, 15  Temmuz Darbe girişiminin firari sanığı Adil Öksüz'ün kaçışına yardımcı olduğu  gerekçesiyle tutuklanan Erdal Şen, "fuatavni" hesabının kurucusu olduğu  değerlendirilen Said Sefa ile irtibatlı olduğu, ayrıca medya yapılanması  davasında yargılanan ve Bylock kullanıcısı olduğu tespit edilen birçok sanık ile  de iletişim halinde bulunduğu vurgulandı.

Çulhaoğlu ''solcu görünümlü FETÖ'cü''

İddianamede, Ulusal Parti Genel Başkanı ve Türk Solu gazetesinin  yazarı Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun örgüte yönelik operasyonlardan sonra  Çağlayan'daki adliye önündeki eylemlere katıldığı anlatılarak, Çulhaoğlu'nun  örgüt lehine sosyal medyadaki tüm paylaşımlarına yer veriliyor. İddianamede, Çulhaoğlu'nun  FETÖ soruşturmalarının firarisi Ekrem Dumanlı ile beraber hareket  ettiği vurgulanarak, Çulhaoğlu hakkında ''Sosyalist / solcu görünümlü FETÖ/PDY tetikçisi'' ifadesine yer veriliyor.

İddianamede, tüm sanıkların ''Selam Tevhid'de kumpas, yasa dışı  dinleme, 25 Aralık darbeye teşebbüs ve Tahşiyecilere kumpas'' operasyonlarına  karşı örgüt tarafından yapılan tüm eylemlere katıldıkları, yine bir kısım sanığın  da Zaman gazetesine kayyum atanması, kamuoyunda ''korsan tahliye'' olarak bilinen  süreçlere ilişkin yine örgüt tarafından yapılan tüm çağrılara iştirak  ettiklerinin tespit edildiği vurgulanıyor.

İddianamede, tüm sanıkların "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya  teşebbüs" ve "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini  yapmasını engellemeye teşebbüs" suçlarından ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet  hapisle cezalandırılması isteniyor.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x