CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN YABANCI SINIRI AÇIKLAMASI!

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN YABANCI SINIRI AÇIKLAMASI!

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN YABANCI SINIRI AÇIKLAMASI!

13 Kasım 2017 - 08:56 - Güncelleme: 13 Kasım 2017 - 09:05

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NTV Spor'da Murat Kosova ve Rıdvan Dilmen'in sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, futbol kamuoyunu meşgul eden yabancı sınırı konusunun 2019 yılı sonrasına yönelik çalışma yapılması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sporcu yetiştirmek için Türkiye'de şartların son derece elverişli olduğunun altını çizdi.İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları;

Fatih Terim Stadyumu'nda halkımla bu ekranlardan seslenmek mutluluk verici. Futbola 15 yaşında mahalle takımında başladık ve orada çabuk yükseldik. Sokak arasında kağıttan futbol topu yapar ve onunla oynardık. Mahalle takımındaki yükselişimiz çabuk oldu.

14 yaşında başladım. Kısa sürede amatör takımda oynamaya başladım. Erokspor'da oynuyordum, gole çok yakındım. Erokspor'dan Camialtı'na transfer oldum ve 7 sene Camialtı'nda oynadım. İstanbul Amatör karmasına seçildim. Yasin-Gökmen Özdenak'ın kardeşleri Doğan da bizim amatör karmamızdaydı.

Daha sonra ise İETT'ye transfer oldum. Orada iş imkanı da doğdu. O da iyi bir takımdı. Bir 7 sene de orada oynadım. Sürekli grup şampiyonu olan bir takımdık.

'BABAM OKUMAMI İSTİYORDU'

Son yılımı da semt takımımız Erokspor’da geçirdim. O zamanlar çim saha yoktu tabi, düştünüz mü deriniz kazınırdı. Mesela Şeref Stadı, toprak saha. O zaman duşlar bile aman yarabbi! Nasıl duşlar olduğu malum. Babam okumamı istiyordu. Futbola gittiğimi bile çok sonra öğrendi. Amatör kümede ilk zamanlar başkalarından ayakkabı alırdık. Ben markalı kramponlar ile çok sonraları müşerref oldum. Nerdeee, o zamanlar Dinyakos Krampon vardı. Onu da ödünç alır giyerdik.

'BİR KERE KIRMIZI KART GÖRDÜM'

Bir kere kırmızı kart gördüm. Çok da aslında ciddi bir şey değildi. Anadolu Hisarı'nda yanılmıyorsam Yıldız'la oynuyorduk. Takım kaptanıydım. Onun verdiği itiraz üzerine itiraz ettim çıkarttı bana kırmızı kart gösterdi. Hayatımda bir kırmızı kart var odur.

Erokspor’dayken anacığım formamı evde yıkardı, kuruturdu. 'Niye oynuyorsun, bak çamur olmuş' falan hiç yok. Alır yıkar, hatta daha da ileri gider ütüler, formamı bana verirdi. Alır yıkar, ütüler ben de formayı kulübe götürür teslim ederdim.

'DÜNYAYA MESAJ VERMELİYİZ'

Statlardaki ibadethane eksikliği giderilmeli. Arkadaşlarıma her zaman söylerim, havalimanlarında mescit muhakkak olmalı ki, var; Hristiyan ve Musevi insanların da ibadet edebilmesi için açığın giderilmesi lazım. Biz Dünyaya bazı mesajlar verelim. Siz her ne kadar bu işlerde samimi değilseniz de, bizim dinimiz bunları yapmamızı tavsiye ediyor. Biz de bu tavsiyenin gereğini yerine getiriyoruz. Biz de ırkçılık yasak zaten. Dinen yasak. Yapanlar var o ayrı. 

YABANCI KURALIYLA İLGİLİ...

Yasa neyi emrediyorsa, şüphesiz ki bütün kulüpler onu yapıyor. Bizim futbol kulüplerimiz, futbolcuyu niçin hazırlar? Milli Takımımız için hazırlar. Milli Takıma hazır olabilmek için bir defa oyuncunun oyun saatinin, oyun dakikasının miktarının fazla olması lazım.

'YABANCI KURALI İÇİN 2019 YILI SONRASI...'

Şu anda yurt dışındaki lejyonerlerimizi almak suretiyle, takım oluşturmaya çalışıyoruz. 2019'dan sonrasıya yönelik Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tüm kulüplerle oturup masaya yatırmalı ve bundan sonraki süreci nasıl sürdürelim, yürütülem konusunda durmalarında fayda var.

Yabancı futbolcu hiç olmasın mantığı yanlış. Onların da bizim futbolumuza katacakları çok şey var. Tribünlere ayrı bir canlılık, hareket getirecektir. Bunları görmezden gelemeyiz.

DEVŞİRME SPORCULAR

İngilizler, Fransızlar oynatıyor. Keşke kendi tohumlarımızdan, topraklarımızdan yetişse; ama bu olmuyorsa, bu dünyanın da bir gerçeğiyse buna da tamamiyle ters bakmanın bana göre pek faydası olmaz diye düşünüyorum.

Mesele Naim Süleymanoğlu, Halil. Geldiler ve Türkiye'ye sınıf atlattılar, bir dönüşüm, değişim yarattılar. Bu türler olduğu zaman, onlar da birilerini çekiyor. Bunlara karşı değilim.

'OYUNCU YETİŞTİRMEMİZ İÇİN ZEMİN MÜSAİT'

Milli ve yerli noktasında maalesef hedefi vuramıyoruz. Türkiye'nin sorunu fiziki mekanlar sorunu değil. Türkiye bunu aştı. Hidayet kardeşim ile de konuşuyorum. Milli Eğitim Bakanlığı'mız ile beraber, süratle kapalı spor salonlarına öncelik verelim ve bunları geliştirelim. Bunları yapmamız lazım. Şu anda 80 milyon nüfusumuz var. Bir Sırbistan veya Slovenya'ya bakın. Bunlar nasıl bu mesafeyi katettiler. Bu işi görüşerek, örneklemeler yapmak suretiyle... Demek ki bizim zemin müsait. Zaten şu anda lisanslı sayısı dönememizde çok arttı. Rakamlara bakarsak, çok ciddi bir artış var. Bu artış devam ediyor.

'LİSANSLI SPORCU SAYISI 10 KAT ARTTI'

2002'de göreve geldiğimizde 848 bin olan lisanslı sporcu sayısı, şu anda 8 milyon 105 bin. 1'e 10... 10 kat arttı. Amerika'da falan dikkat edilirse, kolojler işin başını çekiyor. Bütün projelerde orta öğretimde ve ünivertitelerde bunu yaygınlaştırmaların hesabı içerisindeyiz. Üniversiteler arasında da bu müsabakaların yapılmasını istiyoruz. Okul spor faaliyetlerine katılan sayının 2011'de 529 bin, 2017'de 2 milyon 225 bin. Keşke 2002'yi de çıkarabilsek. Rakam o zaman daha geri gidecek. Ortalama 1'e 10 gibi bir artış söz konusu.

Hidayet kardeşimle bir şeyi daha konuştum. Belediyelerle irtibatları kuracaksınız ve mahalle aralarına potaları kuracaksınız. Gençler gelsin ve oralarda basket atsın.

'MİLLİ FORMA TERCİHİ FEDERASYONA AİT'

Milli takım forması hakkında takdir benim değil. Takdir TFF'de. Şimdi bir de sponsor var. Klasik olarak geçmişteki formalarımızın hakikaten çok daha farklıydı. Biz yine de oralara takılmaktan çok, bunlar çok çok farklı TFF'nin özellikle tercihi kendine ait.

ALSANCAK STADI'NDA MUSTAFA DENİZLİ SÜRPRİZİ

Alsancak Stadı'nın adı Alsancak Mustafa Denizli Stadı olabilir. Niye olmasın? Ben Mustafa hocayı Altay'da tanıdım. Yakışır. Sol ayağı tartışılmaz zaten. Yerliler arasında kornerden gole en yakın olanı Mustafa Hoca'ydı...

'İZMİR'DEN İKİNCİ TAKIM LİGE GELEBİLİR'

Ankara'ya, nasip olursa, yakışır bir stada başlıyoruz. Hazırlıklar yapılmış vaziyette. Göztepe İzmir'e farklı bir heyecan getirmiş vaziyette. Bu heyecan belki İzmir'den ikinci bir kulübün Süper Lig'e çıkmasını getirebilir. Ankaragücü geliyor şimdi. Belki gelecek sene Süper Lig'de olacaklar.

'KULÜPLER PARAYI İYİ YÖNETMELİ'

Kulüplerin, gelir gider tablosunda bana göre iş biraz da paranın yönetimindedir. Başarıda bir şeyi çok çok önemserim. Parayı çok iyi yönetmek lazım. Parayı da çok iyi yönetene vermek lazım. Eğer parayı iyi yönetmede sıkıntı olursa orada geri gidersiniz. Ama iyi yönetilirse para o zaman onunla hem kaliteyi satın alırsınız hem de para kendi kendini üretir.

Sponsorlar, güçsüz ekiplerle de birliktelik oluştursa sporda rekabet artacak.

'FAIR PLAY'İ BAŞARAMADIK'

Türkiye’de artık futbolun girmediği il kalmadı. Her haftasonu futbolda büyük bir coşku yaşanıyor. Bir defa bu çok güzel.

Futbolun insanlarımızın kaynaşması için en önemli silahlarımızdan olması lazım, buna da fair-play deniyor. Ne yazık ki, bunu başaramadık. Kadınların statta gelmesini temin için de adımlar atıldı. Milletimden özellikle fair play kurallarına uymalarını, burada hep beraber bu işe hazırlıklı olmak lazım. Biz bu üç neticeyi bilerek stada gidiyoruz. İş oyundur. Oyunun zevkini tatmak için gidiyoruz.

Bayanların gelişi statlardaki tribün özellikli anarşisini minimize eder; çünkü bayanlar var. Orada rahat rahat küfür edilmez. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x