BUNLARI İYİ TANIYIN!

BUNLARI İYİ TANIYIN!

Bu dava şantaj değil iftira davası…

18 Ağustos 2017 - 18:53 - Güncelleme: 18 Ağustos 2017 - 19:02

Mutlu TUNCER/ Özel haber

Gazetelerde büyük bir iştahla yazılan “İşadamlarına şantaj” davasında tanık ve şikayetçi” olanların halini gördünüz… Hepsinin bir olup, yasal olmayan işlerine burnunu sokan gazetecilere “Şantaj” iddiasında bulunmaları ne kadar manidar.

Hele hele, ifadelerini görseniz, gülmekten karnınız ağrır. Ama hiç biri çıkıp da, “Benim yerim kaçak değil” diyemiyor.

Bu dava Mesut Sancak imzası taşıyor. Yani bu kumpas Mesut Sancak’ın organizasyonudur.   Örneğin ben… Yani Mesut Sancak’ın kendisine şantaj yaptığımı iddia ettiği ben! Hayatımda Mesut Sancak’ı görmüş, konuşmuş, hatta aynı ortamda bulunmuş bile değilim. Acaba ondan nasıl para istemişim? Ne zaman istemişim?

Mesela, Selim Amato… Beni telefonla arayarak “Ben sizi hiç tanımıyorum, hiç görmedim, hiç konuşmadım” dedi… Ama şikayetçi ve şahit! Mesela Salim Mertan… Şu yerini bile bilmediğim ucube hastanenin yönetim kurulu başkanı. Ulen beni nereden tanıyorsun vicdansız? Gazetelere “Ben bunları tanımıyorum” diyor ama, şantaj yaptığımı düşündüğünü söylüyor İFADESİNDE. Mesela Adviye Onay adlı hatun…

Beni bir kere gördüğünü yazdırmış ifadesinde… Diğer gazeteciler şantajcıymış ve ben de onlarla birlikte hareket ediyormuşum.  Ben seninle ne zaman aynı ortamda oldum? Ne yaptık? Ne zaman benim şantaj işlerine bulaştığıma kanaat getirdin? Şimdi ben kalkıp, Mesut Sancak ve arkadaşları uyuşturucu kullanıyor desem!!! Bana kimse sormaz mı “Nereden biliyorsun?” diye? “Adviye Hanım yıllarca  görev yaptığı Gazi Hastanesi’nde ameliyat olmayanları ameliyat oldu gibi gösterdi” desem, arkasından “Delilin nerede?” diye soranlara “Ben öyle düşünüyorum” desem, olur mu?

Olmaz!

Adviye Onay isimli Hatun kişi de beni aradı. “Ben böyle bir ifade vermedim” dedi. “Nasıl olur da benim ifadem böyle yazılmış?” diye bana soruyor!

Kadın bana niye soruyorsun, kendine sorsana… Telefon kayıtları bunları ispatlayacak.

Her tarafı kaçak olan… Ruhsatı iptal edilen ve ona kaçak yerleri için ruhsat verenler hakkında suç duyurusu hazırlanan HAS Ajans sahibi Harun Aygün mesela… Kimsin sen kardeş? Nesin, neyin nesisin? Seni hayatımda görmedim… Seninle telefonla bile konuşmadım. Senin olduğun ortamlarda zaten ben olmam. Sen nereden çıktın? Beni nereden tanıyorsun? Ne zaman senden para istedim? Ne oldu da, benim hakkımda “Şantajcı olduğunu düşünüyorum” diyorsun?

Şahitler, şikayetçiler!

Hiç birini tanımıyorum ama, haklarında yapılan bütün olumsuz haberlerin altına imza atarım.

Temiz İzmir Derneği’nin üyesiyim. Nivent Kurtuluş ile, aynı haberleri paylaşmamız, belgeleri yayınlamamızı delil gösteriyorlar.

Cahilliğin bu kadarı olur mu?

Yasada aynı haberleri yapamazsınız diye bir madde mi var?

Aynı haberleri yapan gazeteciler suçludur!

Halt etmişsiniz siz!

……………………

Mesut Sancak’tan emir almışlar… Hatırını kıramamışlar… İftira atmakta mahsur görmemişler!

Peki iftiranın nasıl bir suç olduğunu biliyor musunuz?

Biliyorsanız öğreneceksiniz.

Mesela Barankaya İnşaatın Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kaya… Beni suçluyor. Ne zaman nerede tanışmışım? Sana ne yaptım da, benim şantajcı olduğumu düşündün vicdansız? 33 yıllık gazeteciyim. Yaz her şeyi bilen GOGLE’a Mutlu Tuncer diye… Yazdığım 17 kitabım çıkar. Hakkımda yazılmış, ortaya atılmış bir tane kötü söz, olay bulamazsın. Aldığım ödülleri görürsün… Ama kendi ismini yaz bak neler çıkıyor!

Ve Mesut Sancak’ın dışında hiç biri ile ilgili haber yapmamıştım. Mesut Sancak, kendiliğinden yakın arkadaşı Erol Yaraş’ın davalarına müdahil oldu. Biri 7 Şubat MİT kalkışmasının ardından Pensilvanya’ya gidip Feto ile görüşen gazetecilerden biri… Diğeri FETÖ Babalar iddianamesinde adı gençen bir işadamı. Üstelik Feto’nun sağ kolu Ahmet Küçükbay’a onun şirketinden telefon edildiği ve “Sana polis operasyon yapacak” diye haber verdiği o iddianamede var!

Peki Savcı A’ya ne diyeceğiz?

Israrla benim ve diğer gazetecilerin hakkında bir suç bulmaya öyle gayret ediyor … Neden ama?

Biz ona ne yaptık ki? Biz bu ülkeye ne kötülük ettik ki? Neden bizim alnımıza kara leke sürmek, toplumda itibarımızı zedelemek için çaba sarf ediyor ki?

Bilemedik!

Bu savcı Bey, 7 Şubat MİT kalkışmasının ardından Feto’nun özel davetiyle Amerika’ya melanet yuvası Yamanlar Kolejinin parası ile giden, neden gittikleri belli olmayan, Feto’nun önünde el pençe divan duran, döndüklerinde FETÖ vakıflarını öve öve bitiremeyen Erol Yaraş ve Şebnem Bursalı’nın niye böyle bir iş yaptıklarını araştırdığımız için bizi düşman belledi. Amerika’da FETO ile gizli gizli görüşen onlar. Feto’nun işadamlarıyla iş yapanlar onlar. Feto’nun önünde el pençe duranlar onlar. Feto’nun okullarının kurdelesini kesme şerefine(!) nail olanlar onlar. Feto parasıyla Afrika’daki okulları denetleyen onlar… Bu savcı Bey, onların yaptığı şikayet üzerine bizi gözaltına niye aldı… Neden?

Çünkü Mesut Sancak’ın avukatı Meryem Kocabaş Erol Yaraş’ın avukatlığını üstlenmişti. Mesut Sancak ve Erol Yaraş ayrılmaz dostlardı. Savcı Bey Mesut Bey’in ve Meryem Kocabaş’ın arkadaşı idi… Rİca üzerine basın suçu bile olmayan “Bizim hakkımızda yalan yazıyorlar” gibi bir şikayetle, Terörle Mücadele’de 8 saat sorgulandık… Savcı Bey’in isteği ile…  Peki Cumhurbaşkanımızın FETÖ konusundaki kararlılığı ne oldu?

Aynı savcı şimdi, yine Mesut Sancak’ın dilekçesiyle bizim ifadelerimizi almadan dava açmaya kalktı. Mahkemeler alel acele hazırladığı iddianameyi kabul etmeyince ifademizi laf olsun diye “Bunları bana anlatmayın mahkemeye anlatırsınız” diyerek aldı…

Peki ben adalete nasıl güveneceğim?

Ahmet Doğan isimli arkadaşı, katibini ve avukatını dışarıya çıkarıp, özel bir mesele yüzünden sorgulaması, bağırışıp çağırışmaları hangi hukuka, hangi hukuk anlayışına, hangi yasaya uyar?

Ahmet Doğan isimli gazeteci ve ben Savcı A Bey’den şikayetçi olduk… Ömrümün sonuna kadar da olacağım. Avrupa’ya kadar gitsem bile…

Bu konuda ayrıntıları daha sonra yazacağım…

Bu gün, tanımadıkları insanları karalayanlara değiniyoruz. Hukuk işine sonra geniş geniş gireceğiz.

Gazi Hastanesi’nin her yeri kaçak… Üzerinde baz istasyonları var! C Blok’u mühürlü… Ama mührü kırmışlar… Kimsiniz siz? Ali kıran baş kesen mi?

Hala bu hastane nasıl çalışıyor?

Barankaya’nın Karabağlar’daki şantiyeleri kaçak. Mühür üzerine mühür yedi… Ama mühürler kırılıyor, işleri devam ediyor… Kimsiniz siz? Yasalar size ayrı mı işliyor?

Has Ajans’ın binası kaçak,ruhsatı yok… Daha önce aldığı ruhsat iptal edildi. O ruhsatı verenler yargıya gidecek! İyi de nasıl çalışıyorlar?

Hatır gönül mü?

Peki bu arkadaşlar mahkemede gözümün içine bakarak ne diyecekler?

Peki ben onlara iftira davası açmayacak mıyım?

Bu kumpas çetesine pabuç bırakacak mıyım?

Hayır!

Neden biliyor musunuz?

Arkamda en ufak bir pislik yok da ondan!

Değil Mesut Sancak, Salih Mertan, Metin Kaya… Has Ajansın Harun’u, sağlık camiasının Adviye Hatun’u… Dünya bir araya gelse korkmam…

Diğer arkadaşların da korkmayacağını biliyorum…

Mesele şu ki;

Yarın çocuklarınızın, eşlerinizin, tanıdıklarınızın yüzüne nasıl bakacaksınız?

Erol Yaraş dün bizim resimlerimizi koymuş, İzlenmeyen Ben TVsine… Komik adam, gözlerimizi kapatmış. Aynı şeyi Yeni Asır da dün yapmıştı… Kapatmayın  kardeşim gözlerimi. Benim utanacağım bir şeyim yok. Gözü kapatılması gereken sensin, sizsiniz. Erol;  Gariban esnafın paralarını cebine inderen sensin. Çiftlik evi ruhsatı ile kocaman tesis kuran sensin. Feto’nun önünde el pençe divan duran sensin. Fetö’nün HAS adamlarıyla işler yapan, onların paralarını cebe atan sensin. Senin eşinin okullarının kaçak binaları var. Benim değil… Takev işine de gireceğim. Hem vakıf hakkında dava konusu olan meseleleri, hem vakfın okullarının imar fazlalıklarını gündeme getireceğim.

Bu iftiraları atanların kirli çamaşırlarını ortaya koyacağım. Bakalım “Yalan yazdılar, şantaj yaptılar” demek yetiyor mu?

Bakalım yalan yazdığımızı ispat edebilecek, karşı belgeler ortaya koyacaklar mı? Koyabilecekler mi?

SİZ ZANNEDİYOR MUSUNUZ Kİ; MESUT SANCAK HAKLI OLSA… EROL HAKLI OLSA BİZİM YAZDIKLARIMIZ YALAN OLSA İLANLARLA GAZETELERE HAKLILIĞINI BELGELEYEN EVRAKLARI ORTAYA KOYMAZLAR?

AMA KOYAMIYORLAR.

BİZİ GÖZALTINA ALDIRIYOR. BİZE İFTİRA ATIYOR…

GEÇİN BUNLARI… ÖNCE YASALARIN HERKESE AYRI İŞLEMEYECEĞİNİ ÖĞRENİN… SİZ HİÇ BİR ŞEY DEĞİLSİNİZ.

 

Bu grubun içinde Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur da, Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç da var. Bekleyin… Çatışmak istemediğim için yazmadığım bir çok olay var… Hastaneler işine hele hiç bulaşmamıştım. Ama bundan sonra gözlerim hepsinin üzerinde… Kim yanlış yapıyorsa, kim yasaları çiğniyorsa, kim hukuku yok sayıyorsa, kim kendisini imtiyazlı zannediyorsa onunla mücadele etmeyle kararlıyım.

HELE HE LE SATILMIŞ GAZETECİLERDEN HİÇ KORKUM YOK!

SİZ BELEDİYELERDEN, KURUMLARDAN MAAŞ ALMAYA DEVAM EDİN. ESNAF ODALIARINI SOYUN. PARA KARŞILIĞI HABER YAPIN! YALAMAYA DEVAM!

Hodri Meydan. Siz de beni araştırın. Ama iftira atmayın. DELİKANLI OLUN!

 

 

 

PAZARTESİ:

KİM KİMDİR?

SUÇSUZ İNSANLARI NASIL VE NEDEN DİNLEMİŞLER?

ÜÇ AY DİNLEYİP NE YAPMIŞLAR?

BİR HUKUK ADAMI BİR GAZETECİYİ HANGİ ÖZEL MESELESİ YÜZÜNDEN AVUKATINI DIŞARI ÇIKARIP SORGULAMAYA VE KORKUTMAYA ÇALIŞTI?

YORUMLAR

  • 5 Yorum
  • Sade vatandaş
    6 yıl önce

    Sağlık Bakanlığı göreve gazi hastanesinde baz istasyonu varsa çok üzücü bir hastanenin üzerinde olmaması gerekir sorumlular cezalandırılsın insan hayatı bu kadar ucuz değil.....

  • Şehmuz şahin
    6 yıl önce

    Bu iş adamlarının Belediyeler ile ilgili olan ilişkileri araştırılsın

  • İZMİRİM
    6 yıl önce

    Daha önceleri gazi hastanesine hep gidiyordum artık adımımı atmam o hastaneye

  • Suna Türker
    6 yıl önce

    İŞ ADAMLARINA KİMSE NEDEN SORMUYOR ŞANTAJ ŞANTAJ YAPTI DİYORSUNUZ YA GAZETECİLER NE AÇIĞINIZ USULSÜZLÜĞÜNÜZ VARDI DA ŞANTAJ YAPTILAR DİYORSUNUZ ,İŞ ADAMLARI HİÇ İNANDIRICI DEĞİLSİNİZ BİLİYORMUSUNUZ.HATTA İÇİMDE GÜLMEK GELDİ HAAAAS HASAAS HAAAA.BU İŞİN SONUNDA BU GAZETECİ KARDEŞLER İYİ TAZMİNAT ALIR BENCE BUDA BENİM FİKRİM İSTER BEĞENİN İSTER BEĞENMEYİN BY.

  • Tebrikler
    6 yıl önce

    Tam bir habercilik yapmışsınız herkes sizin gibi cesur olsa biz sizi halk olarak destekliyoruz okuyunca haberi çok etkilendim

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x