ÇİFTÇİYİ SEVİNDİREN HABER !

ÇİFTÇİYİ SEVİNDİREN HABER !

ÇİFTÇİYİ SEVİNDİREN HABER !

21 Ocak 2017 - 14:21 - Güncelleme: 21 Ocak 2017 - 14:22

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, "TARSİM kapsamında tüm Türkiye'de buğday, kuraklık karşısında güvence altına alınıyor. Buğday için 2017 itibarıyla başlayan kuraklık teminatı 2018 yılında tüm tahıl ürünleri için geçerli olacak şekilde yaygınlaştırılacak. 2018'e geldiğimizde artık TARSİM kapsamına alınmayan ürün kalmayacak" dedi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, "TARSİM  kapsamında tüm Türkiye'de buğday, kuraklık karşısında güvence altına alınıyor.  Buğday için 2017 itibarıyla başlayan kuraklık teminatı, 2018 yılında tüm tahıl  ürünleri için geçerli olacak şekilde yaygınlaştırılacak. 2018'e geldiğimizde  artık TARSİM kapsamına alınmayan ürün kalmayacak." dedi.
Bakan Çelik, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünde (AOÇ) düzenlediği  basın toplantısında, Tarım sigortaları Havuzu'nun (TARSİM) sigorta kapsamıyla  ilgili yeni düzenlemeleri anlattı.
Çelik, tarımsal üretimin doğası gereği olumsuz iklim şartları başta  olmak üzere, pek çok riske açık durumda bulunduğuna dikkati çekerek, Tarım  Sigortaları Kanunu'nu 2005 yılında çıkardıklarını, TARSİM'in de 2006 yılının  Haziran ayından itibaren faaliyetlerine başladığını hatırlattı.
TARSİM kapsamında 10 yılda toplam 5 milyar lira prim üretimi  gerçekleştirildiğine işaret eden Bakan Çelik, bunun 2,3 milyar lirasının  üreticiler tarafından ödendiğini, 2,7 milyar lirasının da devlet tarafından  karşılandığını bildirdi. Çelik, üreticilere ödenen toplam hasar iadesinin de 3,1  milyar lira olduğunu ifade etti.
Geçen sene 2,1 milyon hektar alanın, 1 milyon 124 bin küçükbaş,  büyükbaş hayvanın, 19 bin 500 seranın ve 1,5 milyon arı kovanının  sigortalandığını belirten Çelik, aynı dönemde 316 bin hasar dosyası için işlem  yapıldığını ve üreticilere 900 milyon liralık hasar ödemesi gerçekleştirildiğini  dile getirdi.
Çelik, 2016'daki sigortalanma oranının yüzde 10-20 arasında olduğuna  dikkati çekerek, devletin verdiği desteklere rağmen sigortalanma oranının düşük  olmasının kabul edilemeyeceğini söyledi.

Bu alanda yapılması gereken çalışmaları hayata geçirdiklerini ifade  eden Çelik, şöyle devam etti:

"2017 yılında uygulamaya koyduğumuz ilklerle birlikte doğal afetlerden  kaynaklı tüm tarımsal riskleri sigorta kapsamına almış bulunuyoruz. Bunlar  ülkemiz tarımı ve üreticisine çağ atlatacak  sigortacılık açısından devrim  niteliğindeki yaklaşımlardır. Tüm Türkiye'de buğday kuraklık karşısında güvence  altına alınıyor. Ürünleriyle birlikte meyve ağaçlarını teminat kapsamına  alıyoruz. Kirazda yağmur kaynaklı miktar kaybını, asma yaprağını da bazı risklere  karşı teminat kapsamına almış bulunuyoruz. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanlara  yönelik hırsızlık teşebbüsü temelli zararları teminat kapsamına almış  bulunuyoruz. Bu teminatlarla üreticilerimiz hem risklerini güvence altına aldılar  hem de meyve ağaçlarını ve hayvanlarını rehin ettirerek kredi kullanma imkanını  elde ettiler. Çiftçilerimizin karşılaşabileceği bütün doğal riskler TARSİM  teminatı altındadır. Buğday için 2017 itibarıyla başlayan kuraklık teminatı 2018  yılında tüm tahıl ürünleri için geçerli olacak şekilde yaygınlaştırılacak. 2018'e  geldiğimizde artık TARSİM kapsamına alınmayan ürünün kalmayacağını görmüş  olacağız. Nihayi hedefimiz ise gelir sigortasını hayata geçirerek çiftçimizin  işletme gelirlerini güvence altına almak. İnşallah önümüzdeki dönemde de artık  gelir sigortasının hayata geçirilmesi sürecine girmiş olacağız."

'TARSİM KARA GÜN DOSTU'

Bakan Çelik, geçen yıl 72 ilde 562 bin çiftçiye ait 2 milyon 470 bin  hektar arazinin doğal afetlerden zarar gördüğünü belirtti. TARSİM'in kara gün  dostu olduğunu vurgulayan Çelik, bunu nedenle çiftçilere bir an önce tarım  sigortalarını yaptırmalarını tavsiye etti.

Çiftçilerin sigorta yaptırırken büyük bedeller ödemeyeceğine işaret  eden Çelik, Türkiye'de işletme büyüklüklerinin ortalama 60 dekar civarında  bulunduğunu söyledi. Bu arazi büyüklüğü için çiftçilerin ödeyeceği sigorta  bedelinin 330 lira olduğunu ifade eden Çelik, bunun karşılığında arazinin zarar  görmesi durumunda çiftçinin 10 bin liraya kadar hasar iadesi alabileceğini  bildirdi.

Bu yılın başından itibaren doğal afetlerle ilgili herhangi bir  desteğin başka bir kanaldan alınmasının söz konusu olmayacağını dile getiren  Çelik, çiftçilerin kuraklığa karşı risklerini teminat altına alabilmek için şubat  ayı sonuna kadar ürünlere göre belirlenen sürelerde müracaatlarını yapmaları  gerektiğini söyledi.

Çelik, "Doğal risklerin tamamının teminat altına alındığı 2017 yılını  tarım sigortacılığı açısından seferberlik yılı ilan ediyoruz. TARSİM tek merkez  olarak çiftçinin doğal afetler karşısında güvencesi konumundadır. Çiftçilerimizin  başka bir birimden bu afetler karşısında herhangi bir talepte bulunma durumları  artık yok. Ürünlerine sigorta yapmaları kaydıyla TARSİM zararları giderme  noktasında tek çıkış noktasıdır. Artık başka bir yerin hasar tespiti veya bu  kayıpların giderilmesiyle ilgili çalışmasına gerek kalmadı." dedi.

'EN DOĞRU KARARI HALKIMIZ VERECEK'

Bakan Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun TBMM Genel  Kurulunda kabul edilerek yasalaşan Anayasa değişikliğine ilişkin, "Bu tarih aynı  zamanda bir parlamentonun kendi tarihine ihanet tarihidir." şeklindeki sözlerine  yönelik değerlendirmelerinin sorulması üzerine de şunları kaydetti:

"Daha önceki anayasa değişikliği tartışmalarında  'Bu meclis bu  koşullarda anayasa yapamaz, darbe gibi olağanüstü durumlarda Anayasa değişikliği  yapılır' deniyordu, böyle bir bakış açısıyla karşılaşıyorduk. Türkiye 15 Temmuz  sonrasında olağanüstü bir süreç yaşıyor. Şimdi de deniyor ki, 'Olağanüstü  şartlarda Anayasa değişikliği yapamazsınız'. Bu 'İstemezük' anlayışındakilerin  her dönemde bir gerekçeleri var. Türkiye Ak Parti'den dolayı bu süreçleri  yaşamadı. Cumhurbaşkanlarının nasıl seçildiğini biliyoruz. Sayın Ahmet Necdet  Sezer Beyi, Sayın rahmetli Süleyman Demirel Beyi, rahmetli Özal nasıl seçildiyse  aslında o gün de öyle bir seçim yapılıyordu. Ama hukuksuz kurallar konuldu. Kural  denir mi bilmiyorum. Gerçekten parlamentoya, meclise, milli iradeye müdahale  diyebileceğimiz, olmadık tablolar milletin karşısına konuldu. Tek bir çare vardı,  o gün madem Meclis'e seçtirmeyeceksiniz, hukuksuz bir şekilde dayatmalar  yapıyorsunuz, o halde bu meseleyi  Anayasa boyutunda çözmek için değişikliğe  gidildi ve Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilsin denildi. O gün Cumhurbaşkanının  halk tarafından seçilmesine neden olanlar bugün halk tarafından seçilen  Cumhurbaşkanı ile ilgili yapılan Anayasa değişikliğine karşı çıkıyorlar. Dün de  karşı çıkıyorlardı. Bugün de oluşan bu ortamdaki çözüme karşı çıkıyorlar.  Bunların herşeye karşı tavırlarını bütün kamuoyu olarak hepimiz biliyoruz. Halkın  seçtiği Cumhurbaşkanı ve halkın seçtiği Başbakan ikileminden Türkiye'yi çıkaracak  yeni bir süreç, yeni bir sistemle Türkiye referandum sonrası tanışmış olacak."

Referanduma gidildiğinde halk neyi seçtiyse onu kabul edeceklerini  belirten Çelik, "Demokrasilerde sırtınızı halka dayadığınız an birçok meselenin  kendiliğinden çözüldüğünü göreceksiniz. Dünyada birçok şey değişiyor. Bunlara  direnmek mümkün değil. Tabi ki sistem değişiklikleri olacak. Sistem yürümüyorsa,  aksaklıkları varsa onu gidereceksiniz. 80 milyona gömlek dar geliyorsa yeni  açılımlar yapmak durumundasınız. Bunu başka tartışmalara çekmek ucuzluktur,  ucuzca bir yaklaşımdır. Türkiye bunu hak etmiyor. Yakın gelecekte referandum  sonrası kabul edilmesi halinde uygulamaya geçildiğinde daha seri hareket eden bir  yönetim anlayışı sergilenmeye başlarsa mahcup olacaklarını bugün yapmasınlar.  Çünkü burada son derece halka dayalı samimi, var olan yönetimdeki sorunları  çözmeye dönük bir yaklaşım var. En doğru kararı halkımız verecek hepimiz de ona  saygılı olacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Toplantıya, Bakanlık Müsteşarı Nusret Yazıcı, TARSİM Yönetim Kurulu  Başkanı İsmail Kemaloğlu, AOÇ Müdürü Yener Yıldırım da katıldı.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x