MECLİS SINIFTA KALDI! SÖZ VE DERS VERME SIRASI MİLLETİN…

MECLİS SINIFTA KALDI! SÖZ VE DERS VERME SIRASI MİLLETİN…

MECLİS SINIFTA KALDI! SÖZ VE DERS VERME SIRASI MİLLETİN…

25 Ocak 2017 - 10:31 - Güncelleme: 25 Ocak 2017 - 11:39

Başkanlık Anayasasının meclis oylaması sonuçlandı. Vekiller milletten aldıkları vekaletin hakkını veremediler. Tek Adam anayasasına karşı direnen vekiller izlediğimiz kadarıyla ellerinden geleni yaptılar. Ancak yeterli olmadı, referandum için gereken 330 sınırı 339 ile geçildi.

Anayasa değişikliği, toplumun her kesiminin temsil edildiği bir meclisin ortak görüş ve mutabakatı ile gerçekleşmelidir. Ancak, “çoğunluk benim, benim dediğim olacak anlayışı” ile her türlü hukuk dışı davranışlarla yeni anayasa paketi 339 oyla yani sadece 10 fark ile meclisten geçti. Bu fark bile ortak görüş ve mutabakatın sağlanamadığının göstergesi.

Anayasa görüşmelerinde günlerce anti-demokratik uygulamalar, hukuksuzluklar ve zorbalıklar yaşandı. Ama elbette görevini yapmaya çalışan, sürekli meclis iç tüzüğünü hatırlatan vekiller için “sözümüz meclisten dışarı”.

Oylama sırasında mecliste yaşananlara hepimiz tanık olduk.

Gizli oy kullanma kuralı alenen, göstere göstere çiğnendi. Kullandığı oyu göstererek zarfa yerleştirdiler. Bu nasıl bir birliktelik, nasıl bir dayanışma ise birbirlerine güven ve sadakat duygusunu ancak böyle gösterebildiler. Hatta sağlık bakanımız, “suç işliyorsunuz bakanım” diyenlere “sana ne, suç benim” gibi akıllara zarar bir cevap verdi. Suçunu itiraf etmekle kalmadı üstüne efelendi..

Vekiller birbirine girdi. Tekmeler, yumruklar havada uçuştu. Birisi bacağından kaval kemiğinden ısırıldığını söyledi. Sonra bir diğer doktor vekil, ısırıkta alt ve üst çene kemiklerinin diş izlerinin olması gerektiğini ve olmadığını ayrıca bu ebatlarda bir ısırığın bir insan ağzı değil ancak at ağzı ile yapabileceğini söyledi. Durum bilimsel olarak da açıklanmış oldu yani?!

Güler misin, ağlar mısın?

Devlet Bahçeli’de bu muhabbete gülmeyi tercih edenlerden oldu. Tutamadı kendisini ne yapsın?. Meclisteki tek varlığı arada bir tutamadığı gülücükleri oldu zaten..

Bunlar işin trajikomik kısmı tabi. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu olaylardan gerçekten utandım. Kimlerin elindeyiz ve kimin eline terkedilmek isteniyoruz?

Kadınların elini sıkmayan adamlar, bir kadın vekilin boğazını sıktılar. “Madem birlikte oy kullanmadığınızı iddia ediyorsunuz, o halde aynı kabinde üç erkek ne yapıyordunuz?” Sorusuna ne cevap vereceklerini bilemeyen adamlar, kadın vekile saldırdılar. Anlaşılan soruyu edepsizce buldular, anayasayı ihlal edip kapalı kabine üç kişi girip oy kullanmayı sanırım çok edepli buldular.

Bu da yetmezmiş gibi durumu belli olan engelli bir kadın vekile bir başka kadın vekil saldırdı, hastanelik etti. Verdiği cevap ise daha bir beterdi. “Ne yapsaydım, elim kolum bağlı mı dursaydım.” Ağır ortopedik engelli bir kadın nasıl saldırdıysa artık diğeri de karşılık vermek zorunda kalmış(!) Engelli vekil arkadaşını hastanelik eden bu kadın vekil gittiği bir yerde örgütü tarafından da alkışlarla karşılandı?!.

Ne oldu bizim ahlakımıza, vicdanımıza, insanlığımıza?

Bunları gören halk, kendi kanununu koyar. Bunları gören çocuklar, haklarını normal yollarla değil, dövüşerek aramayı örnek alır.

Yüce Meclisin çatısı altında,

anayasa çiğnendi, vekiller tarafından, gizli kullanılması gereken oy açık seçik kullanıldı,

bir kişi birden fazla oy kullandı, aynı vekil birden fazla imza attı,

kadına şiddet uygulandı, erkek vekiller tarafından,

engelli bir kadın vekil hastanelik edildi, diğer bir kadın vekil tarafından,

yumruklar, tekmeler, hakaretler havada uçuştu.

Meclis bu süre içinde iktidar mensubu meclis başkanları tarafından kötü ve taraflı yönetildi. Meclis iç tüzüğü önce Meclis Başkanları tarafından çiğnendi.

Son olarak 7 Şubata kadar meclisin tatile girmesi için yapılan oylamada da mükerrer oy kullanıldı. (Neden tatile girdiklerini anlamadım?!) İtirazlara Meclis Başkanının verdiği cevap da akıllara zarar; “Uğraşamam şimdi bununla, kabul edilmiştir!?”

Cumhuriyet’in Yüce Meclis’i ne yazık ki bunlara da tanık oldu.

Ülkemizde yaşanan ağır tablonun sebebi doğru yönetilemiyor olmamız ise eğer; meclis çatısında her türlü hukuk dışılığı yapanların seçtiği TEK ADAM neler yapmaz ki?

Meclis mücadelesi kritik bir farkla Tek Adam Rejimine Evet dedi. Sırada büyük bir farkla HAYIR diyecek Millette.

“Rejim kalacak, sistem değişecek” yalanını halka anlatmak, inandırmak şart. Bu kavram oyunları ile yeni senaryolara geçit vermemek her sağduyu sahibi Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşının görevi olmalıdır.

Unutma!..

Türkiye Cumhuriyeti Rejimi, Parlamenter Sistem ile yönetilir. Sistem değiştir ise rejim yıkılır...

Sibel PARMAKSIZ

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x