Lider Ülke Türkiye’yi Gerçekleştirecek Eğitim Sistemi

Lider Ülke Türkiye’yi Gerçekleştirecek Eğitim Sistemi

09 Eylül 2016 - 23:30 - Güncelleme: 12 Eylül 2016 - 16:46

Murat Koç: Eğitim ve Ekonomi Birbirinden Ayrılamaz, Güçlü Ekonomi İçin Kaliteli Eğitim Şart

 

25. Dönem İzmir Milletvekili Murat Koç, Türkiye’nin kanayan yarası işsizliğin, eğitim sistemindeki eksikliklerden kaynaklandığının altını çizerek , ‘dünyada ve ülkemizde birçok problemin ana kaynağını eğitimsizlik oluşturuyor. Okullarımızda kalitesi giderek daha da gerileyen öğretim sisteminin yanı sıra, eğitim ile desteklenmeyen öğretim, bilinçsiz bireyler yaratılmasına sebep oluyor. ‘Çocuk neyse toplum odur, toplum neyse çocuk odur’ temasını baz alarak, çocuklarımızı bilinçli bireyler olarak yetiştirmemiz gerekiyor.

Öncelikle yurttaşlık yani vatandaşlık dersinin, öğrencilerimize birinci sınıf itibari ile verilmesi, haftada bir olan vatandaşlık dersinin süresinin uzatılması gerekmektedir. Başkalarının hakkına saygılı, kendi hakkına sahip çıkan, şahsi haklarının nerede başlayıp, nerede bittiğine hakim olan, hak ve adalet peşinde bireyler olabilmesi ancak eğitim ile mümkündür.

Vatandaşlık Bilgisi, kişinin eğitim hayatı ile başlayıp, üniversite bitene kadar öğretimin bel kemiğini oluşturmalı, ana ders olarak verilmelidir. Öğrenci; fiziği, kimyayı, matematiği, edebiyatı ‘vatandaşlık bilgisi’ bilincine haiz olarak öğrenmelidir. Öğrenci; biyolojiyi öğrenirken, matematiği kavrarken, içinde yaşadığım topluma, ülkeme, milletime, çevreme ve kendime faydalı olmalı, iyi öğrenmeli ve üretmeliyim diyerek düşünmelidir. Bu dersleri, üretmek için öğreniyorum, bilinçli vatandaş olmak için, benden sonraki nesle aktarmak için öğreniyorum, bu yüzden yaptığım işi en iyi şekilde yapmam gerekir, bu benim vatandaşlık görevim diyebilmelidir.

Ülkesi için üretirken, devletin malının herkesin malı olduğunu bilmeli, ülkenin çıkarlarını kendi menfaati olarak görmelidir.

Eğitim geçmiş ile geleceği birbirine bağlayan köprüdür. Ağaç yaşken eğilir misali, çocuklarımıza çevresine duyarlı, bilinçli, Hak ve hukuk kurallarına hakim olmayı küçükken öğretmeli, yetişkin olana dek de bu eğitimin takipçisi olmalıyız. Bunu huzurlu bir gelecek için asli görevimiz bilmeliyiz.

Eğitim alanında üstüne eğilinmesi gereken ikinci konu ise gençlerimizin meslek seçimi ve mesleki bilgi birikimidir. Görüyoruz ve yaşıyoruz ki gençlerimiz ‘diploma’ adı verilen A4 ile, piyasada kapı kapı dolaşarak iş arıyor, her gittikleri yerden elleri boş geri dönüyor. Bu da bunalıma girmelerine sebep oluyor. İşsizler ordusunun mensupları gün geçtikçe çoğalıyor, bunalımlı bir toplum haline geliyoruz. Şu an Türkiye ekonomisinin önemli bir açığı ara eleman. Meslek liselerinden kalifiye eleman yetişmiyor. Halbuki gençlerimiz, lise döneminde meslek seçimini yapsalar ve eğitimlerini uygulamalı olarak bu alanda devam ettirseler, hem piyasada kolaylıkla iş bulabilecekler hem de Türkiye ekonomisi kalkınmış olacak.

Bu kapsamda da, ortaöğretime mesleki alanda daha geliştirici programlar sunmalıyız. Meslek lisesi öğrencileri hem çalışmalı hem okumalı. Tercih ettikleri alanlarda ustalaşmalı. Bu doğrultuda yapacağımız çalışmalarla dünya ekonomisi içinde payımız artacak, aynı zamanda işsizliğin önüne geçilecek, üretim alanında kalkınmış, kendi ihtiyaçlarını karşılayabilen bir ülke haline geleceğiz.

Üniversiteler, ihtisas alanlarıdır. Üniversiteyi bitiren bireylerin, AR-GE çalışmalarına hakim, akademik hayatı sürdürebilecek, bilimsel, sosyal, kültürel alanlarda çığır açacak donanımda olması gerekmektedir. Üniversiteyi bitiren kişi kendi alanına hakim, gerekli pratiğe sahip olmalı. Üniversiteyi bitirmek A4 kağıdı ile temsil edilmemeli.

Zira Türkiye ekonomisinin en büyük sorunlarından biri de gizli ve kapalı işsizliktir. Edebiyat Fakültesini bitiren kişinin garsonluk yapması, turizm lisesini bitiren kişinin tezgahtarlık yapması, hem verimi düşürmekte, hem motivasyonu öldürmekte, iş kalitesini düşürmekte ve mutsuzluğa, bunalıma sebep olmaktadır.

Eğitimin kalitesini artırıp, mesleki alanlarda kalifiye eleman yetiştirip, her bireye vatandaş olma ve vatandaşlık bilincini ile hareket etmeyi öğretirsek, 20 yıl içinde dünyanın en güçlü ekonomisine sahip olabiliriz.

Bu arada gelenek ve göreneklerimizden kopmamak da çok önemli bir olgu. Gelenekler toplumun kılcal damarıdır. Milleti millet yapan, devleti devlet yapan, örf, adet ve ananedir. Gelenek görenekleri unutturulmuş toplum, kendini soyutlaşmış hissedecek, bencil olacak ve millet olma, üretme, araştırma, geliştirme bilincine sahip olmayacaktır. Devletin menfaatini düşünmeyecektir. Bu sebeple çocuklarımıza, kendi örfümüzü adetimizi öğretmeli, bu doğrultuda yaşamalıyız.

En büyük temennimiz, mutlu ve hayallerini gerçekleştirebilen, hayatını idame ettirebilen bir nesil yetiştirmek. Dünya ekonomisinde hak ettiğimiz yerde olmak için birlik, beraberlik içinde, el ele vererek çalışmalı, her şeyin başının doğru eğitim olduğunu unutmamalıyız’ dedi.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x