Milletvekili olmadan önce, vekillik sürecimde ve sonrasında ‘İZMİRLİLİK BİRLİKTELİĞİ’ ve ‘İZMİRLİLİK LOBİSİ' çağrısında bulundum. ‘OLMAZ’ dediler, 'OLDU'. Şimdi ise ‘TÜRKİYE BİRLİKTELİĞİ’ çağrısında bulunuyorum. Parlamentoda birlik, Türkiye'de Birlik, İzmir’den Kars’a milletimizde birlik diyorum.
Son günlerde artan terör saldırıları, şehit olan emniyet güçlerimiz ve vatandaşlarımız hem manevi olarak bizi üzüyor hem de ekonomik ve sosyal yönden gelişimimizi durduruyor.
Terörle uğraşan devletimiz, terörle uğraşan milletimiz üretemiyor, motivasyonumuz git gide daha alt seviyelere geriliyor.
Bu millet, ülkesine ve devletine zeval gelmesin diye, bedenini mermilere siper etmekten kaçınmaz. Bakınız Kurtuluş Savaşı'na, bakınız Çanakkale Savaşı, bakınız 15 Temmuz Gecesi'ne. Tarihimiz, milletimizin dünyanın hiçbir yerinde karşılaşamayacağınız, kutlu mücadeleleri ile doludur. Milletimizde bu güç olduktan sonra, Allah'ın izni ile ülkemiz üzerinde oyun kurmak ve bizi yok etmek amacında olanlar asla bu hain arzularını hayata geçiremeyecektir.
Bu hususta hükümete de önemli görevler düşmektedir. Öncelikle siyasi kutuplaşmadan doğan boşlukları yok etmemiz gerekiyor, bu boşlukları yok edelim ki art niyetli kimseler o boşlukları doldurmaya, o boşluklardan araya sızmaya ve nifak sokmaya kalkışamasın.
Biz Türkiye olarak kendi kendimize yeteriz, dış güçlere ihtiyacımız yok. Dış güçlerle ekonomik, sosyal, kültürel ilişkiler içinde olabiliriz lakin bizim iç meselelerimize müdahale etmelerine izin vermeyiz, vermemeliyiz. Dış güçlerin devlet olarak bize ve kararlarımıza saygı duyması gerekmektedir. Bu kapsamda terörle mücadele hususunda, 'ÜST KURUL' olarak Gazi Meclisimizi görevlendirmeliyiz. Adına ister Milli Akıl, ister Ortak Akıl diyin, bunu hayata geçirmeliyiz.
Bu geçiş sürecinde, Cumhurbaşkanımız Parlamentoya Başkanlık edebilmelidir. Terörle Mücadelede, ekonomik kalkınmada, birlikteliğin sağlanmasında Cumhurbaşkanımız Parlamentoya öncülük etmeli, Parlamenter sistemi güçlendirmeli, kanunlar bu hususta düzenlenmelidir. Geçiş sürecinde Kanun Hükmünde Kararnameler uzlaşı ile Meclisten çıkmalıdır. Milletimizin artık sabretmeye gücü kalmamıştır.
Terör ile Mücadele ve terör kapsamında yürütülecek çalışmalar sadece hükümetin sorumluluğunda olmamalı. Böylece hem hükümetin omuzlarındaki yük azaltılır hem de Parlamento olarak ortak çalışma sağlanmış olur. Farklı önerileri karşılaştırma, içlerinden en etkinini seçme şansına sahip oluruz.
Sadece AK Parti ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın omuzlarına, yıllardır süren Terörizmi sonlandırma görevi bırakılırsa, izlenecek yolda atılan adımlarla birlikte birçok kafadan birçok ses yükselmeye başlayacaktır. Bu yükselen sesler parti tabanlarında yankı bulacak, birlikte hareket edilemeyecek ve yine aralarda boşluklar mevcut olacaktır.
Yeni Kapı gecesi ruhunu bozmadan meclise taşımalı, birbirimize sıkıca tutunarak doldurduğumuz boşlukları halka aktarmalıyız.
İster Milli Mutabakat yolu ile ister oluşturulacak Parlamento Komisyonu ile tüm TBMM'nin elini taşın altına koyması, omuz omuza Terörle Mücadele etmesi gerekmektedir. Meclis ile Millet birlikteliği sağlanmalı, mücadelenin güçlü bir tarafını vatandaşlarımızın oluşturması gerekmektedir.
Meclisimiz ile Milletimiz bir bütün haline geldikten sonra karşımızda hiçbir güç duramayacak, aramıza nifak tohumları saçmaya cesaret edemeyecektir.
YORUMLAR