ÖRTÜNME!!!! BAŞÖRTÜSÜ.... PEÇE
Filiz TEKALTI

Filiz TEKALTI

ÖRTÜNME!!!! BAŞÖRTÜSÜ.... PEÇE

  

Örtünmenin ve bunun nereden kaynaklandığına dair bir açıklamanın ve bilgilendirmenin yerinde olduğunun zamanıdır diye düşünüyorum.

 
Hergün gördüğümüz değişik açıkklamalar bulunmakta ve bunların genellikle bizleri açıklamadan ziyade daha çok şaşırtmakta olduğunu düşünüyorum. Ben şahsen şu ana kadar net bir açıklamaya sahip olmadığımı biliyorum. İlk defa hem kendime hemde siz okurlarla beraber bu konu hakkında bir bilgi alışverişinde olacağım.
 
Aslında İnsanlarımıza sorarsak genelde osmanlı zamanında kadınların kapalı olduğunu  ve kafes arkasında kendilerini göstermeden  dışarıyla temasta bulunduklari ve çariyesiz asla dolaşmadıklarını, düşünürler sanırım , peki ondan once nasıldı ??
 
Kapanma ve örtünmenin islama dayandığını ileri sürenler herzaman bulunmuştur. Hala Avrupa ülkelerinde veya diğer kıtalarda  örtünmenin her türlü ayıbı öne sürülürken aynı zamanda sadece negatif yakınlar veren, islamın ve müslümanlığın üzerinde adeta kara bir çarsaf serili bulunmakta gibi. Yaşanılan terör eylemleri sayesinde birçok insanlar maalesef islamın bilinmeyen kara yönleri olduğu düşünmekteler. Buna bizzat kendim şahitim ve bu konuda çok cahilce uğraşılan hadiseler yaşadım ve yaşayanlarıda gördüm.
 
İslam ve bununla beraber müslümanların aleyhine olan bilhasssa son zamanlarda yapılan terör eylemleri ve bunların savunucuları sayesinde, bütün dünyada, abartmıyorum, islama karşı büyük antipati yaratılıp , negatif bakılmakta, müslüman ülkelerin dışında yaşamakta olan müslümanların acı çekip hor görülmeleri  ise tabiki işin en garip tarafı . Ama bu kimin umrunda?  Artık dünyanın  neresine giderseniz başörtüsü veya örtünmenin sadece ve sadece islama ait olduğu düşünülmektedir ve bununla beraber insanlar hor görülüp aşağılanmaktadır . Bunun dışında müslüman olup örtünmeyen bizler de aynı moral dışı suçlamalar ve önyargılarla karşı karşıyayız. Bu durumda bir savunma pozisyonuna ister istemez  geçilse de, aslında buna hiç gerek olmadığını düşünüyorum. Çünkü kendini ve dinini neden savunacaksın, her ikisine de saygı duyulması gerektiğini savunuyorum. 
Bu izlediğim önyargılar genellikle şu sekilde baş göstermektedir: Görücü usulu izdivac, kocanın karısının sahibi olduğu ve  onun kölesi olduğu,  kadının günde en az üç öğün dayak yediği ve evde hiçbir şeye karar veremediği ve daha niceleri. Maalesef her defa  bu cahilce düşüncelere olan şaşkınlığımı gizleyememişimdir.  
 
Mona Lagerstrom, Isvecli bir yazar, “Seriyat kanunu ve erkek cinsi”, adlı yazısında başörtünün (pece) üç bin sene önce yeraltı savaş kralı TIGLATPILESER I, tarafından , Mezopotamyada, (şimdiki Irak) Asurlara özgü ilk bilinen pece kanununu uygulamaya koyması ile ortaya çıktığını açıklıyor.
 
Tiglatpileser Yüz peçesi ve giysiler ile hangi kadınların onurlu, yanı (dışarıda peceli örtülü ) ve hangilerinin onursuz, (dışarıda peçesiz örtüsüz ) olacağını tüzüklerle yasalaştırdı. Bununla beraber de kadınların sınıflandırılması hakkında , genelge çıkartılmasıyla devletin görevi olduğunu belirlemiş oldu.
 
Bu asırlarca tartışılan ve savunulan erkeklerin iktidarinın kadınlardan üstün olduğu örtünme konusu, Hz Muhammedin doğuşundan  15 bin sene önce işaretlendirilip kodlandırılmıştır idi.
Buna göre de, bir erkek, peçeli kadının cinsel organının sahibi oldugu için , o kadın onurlu sayılmaktadır. O kadın bir eş veya birinin kızı  olabilmektedir. Hatta eğer bir hizmetci de bu eşle , dışarıda görünecekse, onun da peçeli olmadı gerekmekteydi. Dışarıda peçeli, Örtülü bir kadın , önünden gectiği erkeklere, giysileriyle,  kendisine  sarkıntılık yapılmasının serbest olmadığını işaret  etmekteydi.
 
TIGLATPILESER in giysi kodlarına göre, giysiyi taşıyan şunları dile getirmektedir:
bir erkek benim cinsel organımın sahibidir
Ben bir erkegin ilan sütunuyum
Benim hiç bir kendi değerim yoktur
-Ben özgür doğmadım.
 
Lagerstrome göre, Tiglatpileser in rejimi esnasında hiçbir kadın zaten özgür doğmamış sayılıyordu, çünkü kadınların kendi değerleri olduğu varsayılmıyordu.
 
Ama dışaıda peçeli olarak görünmek ve bir erkeğin malı olduğunu belirlemek bir ayrıcalık sanılıyordu.
 
Bunun yanı sıra , seks satıcıları , bekar tapınak hizmetcileri ve diger kendi cinsel yaşamlarını kontrol eden kadınlar , eğer dışarıda peçeli (örtülü ) dollaşsalardı, çok ağır şekilde cezalandırılıyorlardı.
 
Bütün bu faktum örtünmenin islama dayalı olmadığını bizlere apacık belirtmekte. Daha islam ve H.Z. MUHAMMED doğmadan, giysilerin kadınların itibarını belirlemesi ve onların kendi başına buyruk olmadıkları ve bir erkeğe bağlı olmadıkları kadınların yararına  sayılmaktaydı. Bir nevi kadının bu şekilde de geçimini temin etmesi de tabiki önem taşımaktaydı.
 
Günümüzde kendi isteğiyle örtünen kadınlarımıza tabiki hiç söz hakkımız olamaz, bu davranışlarında özgür olduklarına inanmak isterim. Ama kadınların birer seks sembolü ve eşya olduklarını düşünenleri de kınıyorum..
 
Orta asurların kanunları onların orijinal dilinde ve ingilizce olarak ta bulunmaktadır.

Son Yazılar