İZMIR’DE YAŞANAN UTANÇ DAVASINA HEPIMIZ MÜDAHIL OLMALIYIZ.
Sibel PARMAKSIZ

Sibel PARMAKSIZ

İZMIR’DE YAŞANAN UTANÇ DAVASINA HEPIMIZ MÜDAHIL OLMALIYIZ.

26.06.2016

Duruşma 28 Haziran Salı Günü Bayraklı Adliyesinde

Olay, 17 Mayıs 2014 yılında Menderes ilçesi Sancaklı Mahallesi Sancaklı Köyü İlkokulu’nda meydana geldi. Burada yaşayan ve 22 yıldır Sancaklı Köyü İlkokulu’nda müdürlük yapan sapık,66 yaşında evli ve 2 çocuk babası.

Adını mecburen A.Ş. olarak yazmak zorunda kaldığım bu müdür bozuntusu 6 kız öğrenciye kendi odasında porno film izletip, cinsel taciz ve istismarda bulunuyor.

Aynı okulda görev yapan Saadet Öğretmen durumu anlıyor, emin olunca da olayın peşini bırakmıyor ve ihbar ediyor. Bunun üzerine jandarma psikolog eşliğinde 6 kız öğrencinin ifadesini alıyor. Çocuklar gözyaşları içinde baba bildikleri okul müdürünün yaptıklarını anlatıyorlar.

Okul müdürü 102 yıl ile yargılandı. 1.5 yıl yattı ve çıktı. Şimdi köyde elini kolunu sallayarak yürüyor. Bu duruma mağdur aileleri haklı olarak çok öfkeliler. Çocuklarının psikolojilerinin bozulduğunu ve ne yapacaklarını bilemediklerini söylüyorlar. Bir veli, kızının çok sinirli olduğunu, geceleri uykusundan ağlayarak uyandığını, kendilerine düşman gibi davrandığını ve 6 kız çocuğunun da psikolojik olarak çok zor durumda olduğunu ifade ediyor.

Okula 4 yıl önce atanan Saadet Öğretmen durumu nasıl anlıyor?

Bu konuyu Ayşe Arman köşesinde açıklamış;

“Ama işte son atanan öğretmen yılana dokunuyor. Bir acayiplik olduğunu anlıyor, takip etmeye ve çocuklara sorular sormaya başlıyor. 

Çocuklara, "İyi dokunma, kötü dokunma" diye bir şey var diye anlatıyor. Öğrencilerden biri de ağlayarak, "Bana biri kötü dokundu!" diye çözülüyor.

Gerisi çorap söküğü gibi geliyor. 

 

 

"Kötü dokunan"ın ve hatta dokunmanın ötesinde şeyler yapanın (mental geriliği olan bir kız var, ona tecavüz ettiği iddia ediliyor) okulun müdürü olduğu anlaşılıyor. 

Kadın öğretmen ihbarda bulunuyor. 6 çocuk şikayetçi oluyor, aileleri de çocuklara sahip çıkıyor

Tüm bunlar 4 yıl önce oluyor. 

Bu müdür nerede?

Müdür bir buçuk yıl tutuklu kalıyor. Tecavüzden değil, tacizden...

Geçtiğimiz günlerde de salıveriliyor...”

 (Ayşe Arman’ın yazısından alıntı.)

Cesur kadın öğretmen bunun üzerine durumu Bimer ve Aile Bakanlığına yazıyor ama sonuç alamıyor. Cevap bile yazmıyorlar. Cinsel istismar davalarının üzerine gitmemesi ile hatırladığımız Aile Bakanlığı, bizi bu konuda da hiç yanıltmıyor.

Saadet öğretmen yılmıyor, devam ediyor ve son olarak Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun acil yardım hattına başvuruyor. Bu şekilde olaydan İzmir Barosu haberdar oluyor ve bu tür vakalar için özel eğitim almış avukatlarını görevlendiriyor.

Şimdi İzmir Barosunun görevlendirdiği 17 avukat mağdur çocukların ailelerinden vekaletname aldılar ve davayı sıkı takip ediyorlar.

Eğer cesur bir kadın öğretmen konunun üzerine gitmeseydi,Kadın Dernekleri Federasyonu olayı İzmir Barosuna bildirmeseydi ve Avukatlarımız bu vakaya böyle sahip çıkmasaydı ve daha da acı olanı konuşmaya korkan çocukların arasında mental geriliği olan kız çocuğunun itirafı olmasaydı, konuyu hiç kimse bilmeyecek ve bu sapık müdür kim bilir daha kaç çocuğu iğrenç emelleri için kullanacaktı.

Çok daha vahim olanı ise, bu okul müdürünün 22 yıldır çocuklara cinsel istismarda bulunduğu iddiası…

Bana ne olur? demeden, korkmadan olayın üzerine giden, öğrencilerine sahip çıkan Saadet Öğretmen, hepimize örnek olsun.

Umudumuz, dileğimiz cesur öğretmenlerimizin çocuklarımıza hep sahip çıkması ve cesur, korkusuz, mücadeleci kadınların istediklerinde neler yapabileceklerini göstermesi.

 

 

 

 

14 yıldan bu yana AKP iktidarında, şiddet, cinayet, tecavüz ve her türlü sapkınlık çığ gibi büyümekte. Bu davalarda yaşanan hukuk ihlalleri toplum vicdanında ağır yaralar açmakta. Bu ağır tabloya rağmen bilindiği gibi geçtiğimiz günlerde AKP’li kadınlar ve kadın vekillerinin meclise verdiği “Boşanma Komisyonu Raporu” nun rezil önerileri arasında “tecavüze uğrayan kız çocuklarının, tecavüzcüsü ile evlendirilmesi”  var…

AKP iktidarının ve yerleştirmeye çalıştıkları gerici, bağnaz, çağdışı zihniyete karşı duracağımız tek ve en güçlü silahımız; cumhuriyet ve cumhuriyet değerleri.

Kurucu değerlerimiz ve felsefemizin yetiştirdiği vicdanını ve aklını kaybetmemiş öğretmenlerimize, hukukçularımıza destek vermeli onları yalnız bırakmamalıyız.

Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olmanın gerektirdiği sorumluluk ve görevlerden birinin;  bu ve benzeri davalarda yaşanan haksızlıklara “dur” demek olduğunun bilinci ile müdahil olalım..

 

 

 

 

 

 

Son Yazılar