KATO KAHRAMANLARI... SIRA SIRA TABUTLARINIZ ALBAYRAKLAR İÇİNDE...

KATO KAHRAMANLARI... SIRA SIRA TABUTLARINIZ ALBAYRAKLAR İÇİNDE...

Öyle bir destan yazdınız da...
Böyle bir ölümü hakettiniz mi !...
***
" Kalbimizde yaşayacaklar " diye...
Başlık atmış gazete...
***
Her bir ilinde cenazeler...
Albayrağa sarılmış tabutlar içinde...
Hiç ummadığın anda ölüm geldi sinsice...
Babalar...Analar...Eşler...
Doğmamış yavrular...
***
Albayrağa sarılmış tabuta uzanan bir el...
Gencecik bir kadın hıçkırıklar içinde...
" aşkım kızımızı sana getirdim "...
" Bana kokun geliyor " diyen ana...
" O bir papatya gibiydi "
" papatyalar ekin oğlumun mezarına "...
***
Gündoğar...
Geceler karanlık...Ayaz...
Ay görünmez...Bulutlu dağlar...
Hava kurşun gibi ağır ve soğuk...
Eller tetikte...
Kato da kahramanlar...
***
Kendine saray yapanlar...
VIP uçaklar alanlar...
Zırhlı makam araçlarıyla dolaşanlar...
İstanbulun bütün saraylarında bile...
Makam odaları hazırlayanlar...
Senin bindiğin helikoptere...
Engel tespit sistemi ni bile takmayı...
Çok görmüşler...
***
Paşam...
Albayım...
Yarbayım...
Binbaşım...
Yüzbaşım...
Astsubayım...
Uzman çavuşum...
Ahh...Be paşam...ahh... Be Songül yarbayım...
Siz bunca destan yazın da...
Gelin bir tele takılın...
***
Öyle bir destan yazdınız da...
Böyle bir ölümü hakettinizmi herbiriniz...
***
Bu ölüm yakışmadı size...
***
Şimdi tabutlarınızın başında...
Boynu bükük duran devlet Erkan'ı...
Nutuk atıyorlar :
" Şahadet şerbetini içtiler " ..Demek...
Yakışıyormu sizlere...
***
Sıra sıra tabutlarınız albayraklar içerisinde...
Ders verirmi bilmem.....