Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 'Akıllı Şehirler Kongresi'nde açıklamalarda bulundu
İnsanlığın kadim tarihinin n önemli yerleşim merkezleri üzerinde yaşıyor olmak bize sadece gurur vermekle kalmıyor aynı zamanda ciddi bir sorumlulukta yüklüyor.
Türkiye özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonrası büyük nüfus hareketlerindeki nüfus hareketini yönetmekte maalesef yeterince başarılı olamamıştır.
Sadece yeni gelen nüfusa sağlıklı yerleşim alanları sunamamakla kalmadık, şehirlerin kadim miraslarına da sahip çıkamadık.
Türkiye genelinde yeni bir şehircilik anlayışının başladığı
İBB Başkanlığına seçildiğimde aldığım şehir manzarası ile bugün ki İstanbul arasında dağlar kadar fark vardır. Bugün burada olduğu gibi akıllı şehirleri sosyal belediyeciliği konuşuyoruz.
Aynı durum merkezi yönetim için de geçerlidir, ülkemizin son 17 yılda yaşadığı bu değişim büyük hedeflere odaklanabilmemizi sağlıyor.
Rahmetli Menderes ve Özal’ın çabaları esaslı bir değişim yaptırmaya yetmemiştir, bu başarı hamdolsun bize nasip oldu.
Türkiye 1990’ların ortalarına kadar süren yarım asrı kaçırdı, ama son çeyrek asırda kayıplarının bir bölümünü telafi etmeyi başardı.
Dünkü meselemiz toplanmayan çöplerdi, bugünkü meselemiz ise sıfır atık yönetimidir. Dünkü meselemiz ulaşımın bizati kendisi idi, bugünkü meselemiz ulaşım araçlarının entegrasyonudur. Dünkü meselemiz altyapının yokluğuydu, bugünkü meselemiz altyapıyı en iyi şekilde yönetebilecek sistemler geliştirmektir.
Şehirlerimizden bir yandan tarihi koruyacak diğer yandan yatırımlara yöneleceğiz.
Şahsiyeti olmayan, insanı öncelemeyen, dört bir yanında ilim irfan ocakları tütmeyen bir şehrin aklı da olmaz, kapı komşunun halini bilmeyen sokağından semtinden mahallesinden bihaber insanlarla dolu bir şehir ruhunu kaybetmiştir. İşte bunun için bizim hem akıllı hem medeniyet dolu şehirlere ihtiyacımız vardır.
Bugünkü toplantımız geleceğin şehirleri konusunda bize yol gösterecek olması bakımından gerçekten önemlidir.
Akıllı şehirler özellikle, bu kavram 1990’lı yıllarda ortaya çıkmıştır, en sadece eşekliyle teknolojinin şehirlere uygulanması olarak izah edilebilir.
Mesela 11. Kalkınma planımızda bu konuda kapsamlı bir yol haritasına yer verilmiştir.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız da akıllı şehir uygulamalarını destekleyen çalışmalar yürütüyor.
Türkiye akıllı şehirler konusunda dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor.
Bu alanlardaki uygulamaların ortak amacı daha az maliyetle daha verimli ve etkili hizmet sunabilmektir, akıllı şehir uygulamaları ile insanların hayat kalitelerini ne kadar yükseltebilirsek vatandaşlarımızın bu işi sahiplenme düzeyini de o derece yüksek tutabiliriz.
Marka şehirlere giden yol akıllı şehirlerden geçiyor.
Bir adım attık biliyorsunuz, 100 bin sosyal konu inşasına Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız başlayacak ve hamdolsun 1 milyon 92 bin 741 başvuru geldi. Bu ne demek, hamdolsun halkımız yönetimine güveniyor.
Söylenen neydi? Konut satışı olmuyor. Eğer siz güven verirseniz, benim halkım gelir bu konutu senden alır.
Ülkemizde ister belediyeler ister diğer kurumlar veya özel sektör tarafında olsun hayata geçirilecek tüm akıllı uygulamaların birbiri ile uyumlu olması son derece önemlidir.
Bunun için hem ilgili bakanlıklarımızın hem de kurumlarımızın öncü bir rol üstlenmesi gerekmektedir, gerekirse bu işe hukuki bir altyapı kazandırmak dahil gereken her türlü tedbiri almak zorundayız.
Şehirlerimizde altyapı yatırımı yapan farklı kurumlar, hatta belediyelerin kurumları arasında doğru dürüst koordinasyon kurulamadığı için aynı iş defalarca tekrarlanıyor.
İnşallah akıllı şehirler konusunda aynı hatayı yapmayacağız, hep birlikte standartları belirleyeceğiz ve sıkı bir denetimle bu süreci yürüteceğiz. Rastgele keyfe keder hesapsız kitapsız iş yapma devrine özellikle geri dönüşe izin veremeyiz.
Diğer alanlarda olduğu gibi akıllı şehir uygulamalarında da dünya pazarlarına ihracatçı olarak gireceğiz. Önemli bir oyuncu olmak için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız.
Dünya değişmiş, bölgemiz değişmiş, Türkiye değişmiş, şehirlerimiz değişmiş, yönetim sistemimiz değişmiş bazı kafalar ama hala 20 yıl öncesinde hatta 70 yıl öncesinde kalmış. Maalesef sayıları az da olsa böyle bir kesimin hala var olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız.
Kendi ülkesine kendi insanlarının değerlerine, kültürüne, sembollerine düşmanlığı adeta hayat biçimi haline getirmiş insanları ne yaparsanız yapın ne söylerseniz söyleyin değiştiremiyorsunuz.
Türkiye’nin çok partili hayata geçildikten sonra teşebbüs ettiği her projede bu anlayışın direnişini görmek mümkün. Son olarak Türkiye’nin Otomobili gibi bir projeye kulp takmaya çalışanlarla karşılaştık. Sadece istemezük diyorlar.
Keban Barajı’ndan İstanbul Boğazı’na gerdanlık gibi dizilen köprülere, konut projelerinden sanayi yatırımlarına karşı çıkmak ne siyasettir ne memleket sevgisidir.
Biliyorsunuz ki Marmaray’ı yaptık, Allahtan denizin altından gidiyor da görmüyorlar istemezük demediler. O günden bugüne Marmaray’dan 440 milyon insan geçti. Aynı şekilde Avrasya Tüneli, öyle de olsa böyle de olsa biz dağları nasıl deliyorsak, denizin altından nasıl geçiyorsan aynen devam edeceğiz. Çünkü biz Ferhat’ız millet Şirin.
Mevlana hazretleri ne diyor? “Kamil O’dur ki, koya dünyada eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser”
Bugün şöyle bir baktığımızda kimin eserleri ile yaşadığı ortadadır.
Amacı eser ortaya koymak olan her belediye başkanımızın yanında yer almak bizim de boynumuzun borcudur.
Akıllı şehirler vicdanlı ve çalışkan belediye başkanları ile olur. Takdir her zamanki gibi en büyük hakem olan milletimizindir.
Değerli dostlar Türkiye’yi 81 vilayeti ve 82 milyon vatandaşı ile 2023 hedeflerine taşıyarak farklı ve güçlü bir Türkiye olarak ulaştırmanın gayreti içerisindeyiz. Bunun için, cumhurbaşkanıyla, bakanlarıyla, esnafıyla, çiftçisiyle hep birlikte çok çalışmamız gerektiğini biliyoruz. Dünyada emek vermeden, ter dökmeden elde edilmiş bir başarı yoktur. Geçmişte yapılan hatalardan ders çıkartıp geleceğimize güvenle bakabilmek için önce birliğimize beraberliğimize sıkı sıkıya sarılabilmeyi başarmalıyız.
Merhum Akif ne diyor? “Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.”
YORUMLAR