CHP İzmir Aday Adayı Sibel Parmaksız


CHP İzmir Aday Adayı Sibel Parmaksız

Cumhuriyet Halk Partisi'nde İzmir'de uzun süre hizmet vermiş olan Sibel Parmaksız Aday Adaylığını açıkladı. Cumhuriyet Halk Partisi İzmir 2. Bölge Aday Adayı aynı zamanda İzlenen Haber Gazetesi Yazarı Sibel Parmaksız ile röportajımızı gerçekleştirdik

Okurlarımız için kısaca özgeçmişinizle ilgili bilgi alabilir miyim ?
Manisa'nın Alaşehir ilçesinde doğdum. Dört kız kardeşten biriyim. Babam emekli annem ev kadını.
İzmir'e üniversiteyi kazandığım yıl, 1978 yılında geldim. Üniversite sonrası iş hayatına girdim. 1990'da evlendim. İki evladımız var. Kızımız üniversite mezunu ve İstanbul'da çalışıyor. Oğlumuz'da İstanbul'da, üniversite son sınıf öğrencisi. Eşim inşaat mühendisi ve serbest çalışıyor.
Ben 9 Eylül Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdim. 25 yıl özel sektörde çalıştım. İş yaşamımın kariyer patikasını bilgisayar programcılığı, yazılım uzmanlığı, proje yöneticiliği olarak tanımlayabilirim.
2008 yılında emekli oldum ve bu yıldan itibaren CHP'de aktif olarak çalışmaktayım.
 

Bir kadın için siyaset çok zor bir alan derler. Sizi siyasete iten ne oldu?
Aslında bu konuda söylenecek o kadar çok şey var ki. Kısaca anlatmaya çalışayım.
Ben siyasete daha doğrusu ideoloji ile lise yıllarında ilgilenmeye başladım ve gençlik hareketinde yerimi aldım.
78 yılları benim ilk gençlik yıllarım, 12 Eylül darbe şartlarının hazırlandığı yıllar ve üniversiteye hazırlanıyorum. Ülke dinamikleri ve gençlik hareketi, kişisel eğilimim gibi nedenlerle kendimi sol harekete yakın hissettim ve yerimi aldım.
17 yaşımdan beri sol ideoloji ve çağdaş dünya görüşü içinde buldum kendimi. Bu yüzden aslında beni siyasete nelerin ittiğini bilemiyorum çünkü siyaset, güncel olaylar benim yaşamımın bir parçası oldu.
Evet siyasetin kadın için zorlukları var. Aslında hayatın büyük bir bölümünde var zorluklar. Kadın olarak dünyaya geldiğinizde zaten adaletsiz bir hayata uyanıyorsunuz.
Biyolojik farkın toplumsal bir dayatma haline getirilmesine hep karşı oldum. Büyük haksızlık, adaletsizlik bana göre. Ama tabi değiştirmek için mücadele etmek şart.
Siyaset kadın için zor çünkü, mevcut siyasi yapı da ataerkil. Bu aslında uluslararası bir sorun. Dolayısıyla kadın mücadelesi de uluslararası çapta veriliyor.
Birleşmiş Milletler Kadın Konferansı kadının siyasette etkin ve görünür olabilmesi için, kadınların seçilebilir sıralarda konumlandırılmaları kapsamında kararlar alıyor. Ancak henüz koydukları hedefe yaklaşılamadı. Ülkemizdeki durum ise bu hedefin çok ama çok uzağında.
Aktif siyaset yapan bir kadın olarak kendi içimizde de yaşadıklarım ve tanık olduğum bazı durumlar var. Örneğin; bir kadın, yönetim kadrolarında yer alacaksa nedense hemen eğitimi, donanımı, emeği gibi konular sorulmaya başlanıyor.
Bunlar kesinlikle dikkate alınmalı ve sorulmalı elbette. Hatta görev tanımları çerçevesinde kriterler getirilmeli. Ama kadın - erkek ayırmadan.
Alanlarda çalışan ve koşturan biz kadınlar, deyim yerindeyse yeterlilik sorgulamasından geçiriliyoruz. Kadın - erkek herkes için aynı değerlendirmeler yapılmalı. 

Bu erkek egemen siyaset içerisinde kadınlar kendilerini ispat edilmek zorunda bırakılıyor. Ha birde kadın kontejyanı deniyor. Bizler bize sunulan kontenjandan yararlanıyoruz. Bundan mutlu mu olmamız gerekiyor yani? Hatta kimileri şanslısınız, kadın kontenjanı da var diyor. Çok normal ve inanarak söylüyorlar bunu.
Kadın kontenjanının bir lütuf olmadığını, toplumsal gelişmenin vazgeçilmezi olduğunu, cinsiyet kotası dediğimiz uygulamanın sosyolojik bir eşik olduğunu, bu eşiğe ulaşılması durumunda siyasette eşit şartların oluşmasının alt yapısının kurulabileceği gerçeğini anlamak, görmek gerekiyor. Eşit şartların çağdaş bir ülke olmanın vazgeçilmez şartı olduğunu bilmek zorundayız. Bu konu da biz kadınlar öncü olacağız. Ama bir şartla; ERİL BAKIŞ AÇISINDAN kurtularak.

Malum ülkemiz 'Algı' lar ülkesi olmuş durumda. İlk yıkmak istediğiniz 'Algı' ne olurdu ?
KADER. Yoksulluğu, işsizliği, açlığı kaderleri olarak gören milyonlar yaratıldı.
 

TBMM'de  milletvekili süresince yasama çalışmalarına ne gibi katkılarınız olacaktır ? 
Kadın Şiddeti, tecavüz, çocuk istismarı, erken yaşta evlilik gibi konularda mevcut yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi konusunda çalışmalar yapmak istiyorum.
Medeni hukukumuzun gerektirdiği yaptırım ve uygulamaların eksiksiz hayata geçirilmesi için çalışmak istiyorum. Bilindiği gibi AKP hükümeti yıllardır var olan yasal mevzuatın gerektirdiği uygulamaları yapmadı, üstelik yasaların uygulanmasını engelledi. 
Kadınların medeni hukuk kapsamında yer alan haklarını zayıflatmak için yeni önergeler verdi. Mal paylaşımı konusunda örneğin. Boşanmayı zorlaştırmak için uğraşıyorlar. Erken yaşta evlilik gibi çağ dışı bir uygulamayı getirmeye çalıştılar. 12 yaş ve üzeri erken evliliklerde rıza konusunu gündeme getirdiler. 12 yaşında tecavüze uğrayan bir kız çocuğunun tecavüzcüsüsüyle evlenebileceğini konuşulduğu bir ülke haline getirildik. Bu yapılamadı arkadan dolaşıp, Müftülüklere nikah kıyma yetkisi vererek, imam nikahını yasal hale getirdiler.
Meclise girer isem gündeme gelmesini isteyeceğim ilk konu, Müftülüklerin nikah kıyma yetkisini veren yasanın iptal edilmesi olacak.
Aile içi çocuk şiddeti ve ensest vakalarının üzerinin örtülmesi değil, önlenmesi için nelerin yapılması gerektiği konusunda çalışacağım.
Cinsel eğitimin okul öncesi dönemden başlayarak, tüm eğitim katmanlarında ele alınması için çalışmalar yapmak istiyorum.
Bu konuda imzalanmış olan uluslararası sözleşmelerin gereği gibi uygulanması için ne yapılması gerekiyorsa araştıracak ve çalışacağım. Bu sözleşmelerin gerekleri yerine getirilmiyor, göstermelik hepsi. Türkiye imzaladı görüntüsünden kurtulup, uygulayan ülke konumuna gelmek zorunda.
Çalışma hayatında, siyasette, yönetim kademelerinde kadınların aktif rol almaları için üzerime düşenden fazlasını yapmak kararındayım.

Hayatınızda siyasetin dışında neler var?
Aslında siyaset dışında pek de fazla bir şey olduğunu söyleyemem. İki güzel genç evladım var. İstanbulda oldukları için zaman zaman onların evine gidiyorum. İşte o zaman bol ve çeşitli yemek yapan, temizlik ve çamaşırdan başını kaldıramayan bir kadın oluyorum. Beni en keyiflendiren şey, çocuklarımla sohbet etmek, birlikte film izlemek. Eşiminde, benimde önceliğimiz hep çocuklarımız oldu.
Ha tabi birde gündemi ve siyaseti takip etmekten arta kalan zamanlarda roman okumaya çalışıyorum. Roman okumak bana iyi geliyor.

Neden İzmir den aday oldunuz ?
Biraz önce söylediğim gibi İzmir'e üniversite okumak için geldim ve kaldım. 17 yaşından beri İzmir'de yaşıyorum. Yıllarım Bornova'da geçti. Ömrümü İzmir dışında bir yerde geçirmeyi hiç düşünmedim, düşünemiyorum da. Çünkü İzmir'i seviyorum.
2015 Kasım seçimlerinde 2. Bölgeden 12. sıra adayı idim. 24 Haziran seçimlerinde seçilebilecek sıraya aday olabilme umudu ile başvurdum.
Çalışmak, mücadele etmek istiyorum. Çünkü yapmak istediğim çok şey var.