İşte Detaylar!

İşte Detaylar!

14 Mayıs 2020 - 13:12

Af yasası olarak bilinen ceza infaz düzenlemesi kapsamında yaklaşık 90 bin mahkum tahliye oldu. Tahliye olan mahkumların merak ettiği konulardan biri de memur olarak atanıp atanmadığı. Hapis cezası alan mahkumların memur olması ile ilgili konu 657 sayılı kanunun 48. Maddesinde açıklanmıştır. Peki, İnfaz yasasından yararlananlar memur olabilir mi?


Ceza infaz yasası kapsamında tahliye olanlar yeni hayatını şekillendirmek bazı sorulara cevap aramaya başladı. Hapis cezası olanların memur olabilmeleri için 657 sayılı Kanunun 48. Maddesinde 3 hususa dikkat çekilmiştir. Hapis cezası alan kişilerin 48. Maddede yer olan hususları taşıması taktirde memur olma hakkı bulunmaktadır. Peki, kamuoyunda af yasası olarak bilinen infaz yasasından yararlananlar memur olabilir mi?

İNFAZ YASASINDAN YARARLANANLAR MEMUR OLABİLİR Mİ?

657 sayılı Kanunun 48. maddesi kapsamında hapis cezası alanların memuriyete atanmalarında üç husus önemlidir. İlki suçun kasıtla işlenen bir suç olması, ikincisi kesinleşmiş mahkumiyet süresinin bir yıl ve daha üzeri olması, üçüncüsü ise madde hükmünde sayılan nitelikli suçlar bakımından sürenin bir öneminin olmamasıdır. Buna göre taksirle işlenen suçlardan alınan mahkumiyetler memur olmaya engel değildir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmış olması durumunda ise ortada açıklanmış bir mahkumiyet olmadığından memuriyete atanmak mümkündür. Yasaklanmış hakların iadesi kararı alınması halinde de -madde hükmünde sayılan nitelikli suçlar hariç- memuriyete atama yapılabilecektir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Devlet memurluğuna atanma şartlarını düzenleyen 48. maddesinin (A) fıkrasının 5 numaralı bendinde, "Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahküm olmamak." hükmü yer almaktadır.

Taksirle işlenen suçlardan alınan mahkumiyetler memur olmaya engel değildir

Burada üç husus önemlidir. İlki suçun kasıtla işlenen bir suç olması, ikincisi kesinleşmiş mahkumiyet süresinin bir yıl ve daha üzeri olması, üçüncüsü ise madde hükmünde sayılan nitelikli suçlar bakımından sürenin bir öneminin olmamasıdır. Buna göre taksirle işlenen suçlardan alınan mahkumiyetler memur olmaya engel değildir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmış olması durumunda ise ortada açıklanmış bir mahkumiyet olmadığından memuriyete atanmak mümkündür. Yasaklanmış hakların iadesi kararı alınması halinde de -madde hükmünde sayılan nitelikli suçlar hariç- memuriyete atama yapılabilecektir.

Son yapılan düzenlemelerin af kanunu değil, kesinleşen mahkumiyetlerin infaz şekline yönelik bir düzenlemedir. Dolayısıyla mahkumiyet ortadan kalkmamakta, suç vasıfları değişmemekte, sadece kişinin cezaevinde kalacağı süre değişmekte, denetimli serbestlik uygulamasının kapsamı ve süresi yeniden belirlenmektedir. Bu nedenle 7242 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeler, memuriyete atanma şartlarından biri olan belirli süre ve belirli suçlardan mahkum olmama şartında bir değişikliğe yol açmamıştır.

Özetle 7242 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeler mahkumiyeti ortadan kaldırmadığından bu Kanun kapsamında tahliye olanların memuriyete atanmaları konusunda hak sağlayıcı bir durum söz konusu değildir. Kişinin kesinleşmiş mahkumiyeti yazımızın ilk kısmında belirttiğimiz türden ve süreden bir mahkumiyet ise 7242 sayılı Kanun kapsamında tahliye olması sonucu değiştirmeyecektir. Bu söylediklerimiz 4/B sözleşmeli personel atamaları için de geçerlidir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x