GÖSTERİŞ MERAKI


Ve sonunda günümüzde en çok sözü edilen ve büyük bir kitlenin tüm sosyal medyalarda ve değişik konumlarda en ön planda cirit attığı gözlerden kaçmayan bir konuya değinme zamanı geldi. Hayatta en sevmediğim tutumlardan birisi gösteriş olmuştur, hele ki kendi özünde olmayanı, varmış gibi gösterip, aşırı övünme ve böbürlenme davranışları beni her zaman çok rahatsız etmiştir.

Zaman değişse de bu gösteriş merakı yeni boyutlar ve şekillerle yeniden karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde bu gösteriş merakı düşünebileceğimiz her konuda çok anlaşılır bir şekilde gözlenmektedir. 

İnsanlar nedense kendilerini oldukları gibi değil de olmadıkları gibi göstermek için adeta bir yarış içersindeler. Bu davranış toplum içersinde bulunmaktan tutun da yemek yemeden ve hatta çay veya sigara içmek gibi basit seylerde bile akıl almaz fuzulilikle ortaya çıkmaktadır. 

Kadınlar ve erkekleri maalesef ayırt etmeyeceğim her ikiside aynı hız ve hırsla bu gösteriş tutkusuna yakalanmış bulunuyorlar. 

Mesela bir kuruma veya kuruluşa yardim amaçlı bir toplantıda, abartılı giyim tarzı ve davranışların yanı sıra, şuh kahkahalarla fotoğraf çekip, sosyal medyada paylaşımlar yapıp, sadece basit bir özentinin basit basamaklarında dönüp dolaşmak gibi bir duygu veriyor bana..

Kadınlar, değişik sosyal kesimlerden katıldıkları guruplardan, aşırı özenti ile giyindikleri urbalarının ve ona uygunsuz makyaj ve gösterişli takılarının yanı sıra, uzunlu kısalı topuklu ayakkabılarının, bulundukları ortama ve amacına, hiç yakışık almadığını göremiyorlar bile…Bunun dışında toplumda ve etraflarında olup bitenlerden bihaber, doğurup büyüttükleri ve topluma saldıkları evlatlarından bihaber,  sadece o gösteriş merakının akışında, böylesi vurdumduymazlık ve pis merak, insanı çileden çıkarmaya yetiyor..…

Erkeklerin bu gösteriş merakına olan düşkünlüğü ve kulaklarında, boyunlarında ve ellerinde ki mücevher tutkusu ila beraber, saç modellerinin yanısıra kim ne yaptı ve nerelere gitti ve hangi model arabası var gibi, değişik dedikodular içersinde iken, kadınlardan pek farkları olmasa gerek.

Yapılan yardımların her yerde anlatılması ila böbürlenen sevgili insanlarımız yaptıkları yardımın manevi değerini kaybettiğini göremeyecek kadar körler. Nedense her ne kadar etrafı kalabalıklaşsa bile, insanların yalnızlıkları daha net ortaya çıkmakta..Sanırım bu nedenle de merkezde olma ihtiyacı ve beni görün çığlığı daha da belirginleşmekte.. 

Gösteriş tutkusu hoş bir merak olmasa gerek. İnsanların kendilerine öz eleştirilerde bulunması bu tür davranışlara karşı bir nebze de olsa karşı koymak için bir tetikleme olacaktır. 

Dikkat edersek izlediğimiz televizyon programlarından tutun ta ki, sosyal medyada cirit atan ünlü şahısların paylaşımları ve bizlere sunulan gündemlerinin, aslında ne kadar acı olduğu bir gerçek. Böylece her şeye çok rahat alışır olduk gibi ve hem önyargılarla yeni duygular taşırken aynı zamanda kendimizde bulunan etik, moral ve ahlaki  tepkilerimizi de maalesef kaybediyoruz sanki.

Bu şekilde önümüzde yepyeni ufuklar bizi çok da gerçek olmayan ve hayal kırıklıkları ila dolu ummadığımız bir dünyaya sevkediyor gibi..Sanırım biz sadece birer insan olduğumuzu unutmayalım ve birbirimize ihtiyacımız olduğunu bilelim. Gösteriş dünyasında normal olabilmek çok zor olsa gerek, çünkü orada kendin olamadıktan sonra, o telaşın çok sağlıklı olmadığına kanaat getirmek gerekir.  

Yetinmek kelimesini çok beğenirim, zira kendisi ila yetinmek ve ne olduğunu bilmek ve bununla mutlu olabilmek en güzeli..


Sağlıcakla kalın