NE OLUYOR BİZE


Şu an bütün dünyada evlerde hapis ve virüs korkusuyla dolu olan günlerimizde, bizleri meşgul eden düşünceler ve hayat felsefemiz genişleyeceğine, tam tersine daha da daralmakla beraber, burnumuzun ucunu bile göremez olduk. Neye inanacağımızı şaşırdık ve ne yapacağımızı da bilemez olduk..

 

Sosyal mesafe ve maske takma zorunluluğu ve covid 19 virüsü korkusuyla, meçhul bir geleceği beklerken, hepimize yeni bir yaşantı şekli hayırlı olsun diyoruz..

 

Hani eskilerde ama çok eski de değil aslında, ailelerimizle dost ve akrabalarımızla beraber nasıl mutlu bir yaşantımız vardı. Hani bir tavuğu en az 9 kişinin paylaştığı, suyundan çorba ve pilavın tadına doyamazken ve bütün kemikleri sıyırana kadar yediğimiz lokmaların zevki nasıl bir başkaydı.

 

Şimdilerde bir tavuğu neredeyse bir kişi tek başına yiyor ve bir insanın ihtiyacı olan yemek gereksinimi her şeyde bulunan hormonlar gibi olsa gerek, yani aşırı ötesi. 

 

Yediğimiz, içtiğimiz ve basit şeylerle mutlu olduğumuz günler sanki çok uzaklarda kaldı gibi. Eskiden oyunlar oynar, radyoda piyesler dinlerdik ve haftanın bir kaç günü renkli filimler gelecek diye sabırla beklerken, çocuklar çocukluğunu yaşar, aile şartları sımsıkı bir sevgiyle ve birbirlerine sahiplenirken, komşuluk, dostluklar ve bir sofrada paylaşılan yemekler ve karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde kalplerin bir olduğunu hissetmek ve o mutluluk hazzıyla yaşanan anların paha biçilmez değerini çok düşünüyorum.. 

 

Şimdi hepimizin elinde birer akıllı telefon, iPad, bilgisayar ve laptoplarla değişik sosyal medya turlarını, yazışmaları ve sosyal medya fenomenleriyle zamanımızı öldürmeye çalışıyoruz. Ar₺ik kimseler bir yazı veya makale bile okumuyor, kaldı ki kitaplar açılsın. Kısa videolar, filimler, gönderiler, paylaşımlar…ve daha niceleri gerçekten hepimizi tam bir bağnaz yapmış bulunmakta..Her ne kadar çoğul eki kullanıyor isem, ben genelde her zaman öz eleştirimden asla vazgeçmem ve kendimi sınırlarım dışına çıkmamayı yeğlerim 

 

 

Yalnızlıklar içersinde o sayfadan o sayfaya koşuyoruz ve vaktimizi boşuna harcamaktayız. İnsanların birbirlerine vakti ve zamanı olmazken, o yalnızlık ve kimsesizlik insanı tamamen karanlıklara sürüklemekte, ama bunları bilmek bile istemiyoruz.

 

Çeşitli insanların tanınmış veya tanınmamış: saçma sapan hayatlarını ve uygunsuz davranışlarını takibe alıyoruz ve magazin dünyalarında bizim hayatımızla ilgisi alakası olmayan insanların yaşantılarına gıpta ile bakıyoruz ve hayaller kuruyoruz. Halbuki bu insanların ne kadar boş bir yaşantıya sahip olduklarını ve zayıf karakterlerinin o pahalı elbiseler ve ağır makyajlar altında saklandığını ve ilim, bilime bir katkısı olmadıkları gibi kendilerine dahi verecek gerçek bir faydaları olmadığını göremiyoruz. 

 

Riyakar bir dünya yaratmış gibi döne dolaşa, saplantı yapmış bir çember misali, bir yandan sahte dindar olup cumayı kaçırdıklarında cennetten kovulmaktan korkan, diğer yandan da aşırıya kaçmış gazete ve televizyonlarda boy gösteren her faninin, ne yiyip içtiğini ve kimlerle düşüp kalktığını bilmek merakından vazgeçemeyen insancıklar..  

 

 

Facebook’un dışında, twitter, instagram, tiktok derken, bir evin içersinde bile herkesin internetsiz bir yaşamı düşünemediği bir ortam oluşturuldu. Bence bu durum hiç hoş olmamakla beraber, dimağ ve zamanımızı işgal eden bu eylemler, hayatımızı ele geçirmiş bir durumda.. O kadar güzel yazışıyor ve sohbetler ediyoruz ki hepimiz birer klavye kahramanı olmaktan asla vazgeçemez olduk. Hele bir de her şeyi bilen ve akıl hocalığı yaparken, başka yerlerden kopyalayıp, kocaman bir resimle, kendi sözleriymiş gibi paylaşılan dizeler, beni tamamen çileden çıkartmaya yetiyor. 

 

Ama iş gerçekten insani değerlere tertemiz duygularla yaklaşmaya gelince, kaçacak delik arayan insancıklar. Bir bardak çay veya bir tabak yemek çıkartmaya üşenen biz insancıklar. Artık Corona geldi, bir çok vazifeyi elimizden almakla kalmayıp hepimizi de çok güzel terbiyeledi ki, birbirimize iyice düşman kesilelim, azıcık yakından geçmeye kalksak, hemen birbirimizi bakışlarla da olsa  öldürecek gibi bile olduk.. 

 

Ee artık bundan sonrası Allah kerim.

Kalın sağlıcakla 

 

Filiz Tekaltı