Tarihe ışık tutan son bilet

Tarihe ışık tutan son bilet

Son Halife Abdülmecid Efendi'nin, sürgün yolculuğu ve sürgün hayatına dair orijinal belge ve fotoğraflar ortaya çıktı. Belgleer arasında, Abdülmecid ve ailesini sürgüne taşıyan tren bileti de var

14 Şubat 2016 - 09:37

Abdülmecid Osmanoğlu (II. Abdülmecid), son İslam Halifesi'ydi. 18 Kasım 1922'de, meclisteki oylamayla halife seçilmiş, hilafete son veren 431 numaralı kanunla da 3 Mart 1924 tarihinde görevi sona ermişti. Kanun, Osmanlı hanedanının yurtdışına çıkarılmasını da kapsıyordu. Bu nedenle Abdülmecid ve ailesi de diğer Osmanlı hanedanları gibi yurtdışına sürgüne gönderildi. Simplon Ekspresi'yle (Eski Şark Ekspresi) çıktıkları yolculuk, Abdülmecid ve yakınları için aslında yeni bir hayatın başlangıcı, sonu belli olmayan bir sürgündü. İsviçre, Fransa derken, Halife Abdülmecid'in sürgün hayatı, 1944 yılında Paris'te hayatını kaybetmesiyle son buldu. Bugüne kadar, bu döneme ait yüzlerce yazı kaleme alındı, bilgiler paylaşıldı, belgeler ortaya çıkarıldı. Çok sayıda fotoğraf da kamuoyunun gündemine taşındı. Ancak, çeşitli arşivlerden hâlâ bu dönemlere ait yeni belge ve fotoğraflar ortaya çıkıyor. Bu yeni detaylarla, puzzle'ın uygun parçaları yerine oturuyor. SABAH'ın ulaştığı yeni bilgi ve belgeler dört yıl önce hayatını kaybeden araştırmacı Taha Toros arşivinden çıktı. Abdülmecid'in yakınlarıyla birlikte trenle çıktığı sürgüne dair yeni belge ve fotoğraflar tarihe ışık tutacak nitelikte. Bu belgeler arasında en önemlisi, halife ve ailesinin sürgüne gönderildiği Avrupa'ya giderken kullandıkları trenin bileti. Abdülmecid ve ailesi, görkemli saraylar ve konforlu bir yaşamdan yeni bir dönemin kapısını tren yolculuğuyla araladılar. Abdülmecid ve beraberindekilerin ne zaman yola çıktığı konusunda net olmayan bilgiler vardı. Biletin üzerindeki mühür sayesinde bu yolculuğun tarihi kesinleşmiş oldu.

TÜM GRUBA TEK BİLET

Dolmabahçe Sarayı'ndan üç taksiye bindirilen halife, ailesi ve yakın çalışma arkadaşları, Avrupa'ya gitmek üzere Çatalca Tren Garı'na getirildi. Herhangi bir kargaşa yaşanmaması için Sirkeci yerine Çatalca Tren Garı seçilmişti. Bu tarihi yolculukla ilgili yeni detaylara ulaşıldı. Yolculuğun bileti, grubun kaç gün sonra Macaristan'a ulaştığı gibi... Ulaştığımız bu biletle, grup adına tek bir bilet düzenlediği ortaya çıkıyor. Bu tren biletinin üzerindeki, tarih, trene binilen kentin adı ile varılacak kent, kişi sayısı gibi bilgiler el yazısı ile doldurulmuş. Biletin üzerinde, 1-2, 3-4, 5-6, 7-8, 11- 12, 13-14, 15-16 ve 17 numaraları dikkat çekiyor. Bu numaraların koltuk ya da kompartımana ait olduğu düşünülüyor. Biletin tarih kısmında ise, 4 Mart 1924 yazarken bilete vurulan mühürde de aynı tarih yer alıyor. Biletin numarası ise 014645. Büyük ebatlardaki biletin, alt bölümü ile arkası dünyanın önde gelen otel ilanlarıyla dolu.

725 KİLOLUK BAGAJ

Saraylarda yaşam süren tüm konfora sahip aile, yeni bir yolculuk için tüm varlıklarını doğal olarak geride bıraktı. Ortaya çıkan bu yeni belge ve bilgilere göre, son halife ve beraberindekiler bu yolculukta 725 kg'lık bir bagaja sahip. Osmanlı hanedanının aynı zamanda tek ressam üyesi özelliğine de sahip Abdülmecid ile beraberindekileri taşıyan trenin, yolculuktan iki gün sonra Macaristan'a vardığı, 6 Mart 1924 tarihli bir karakalem çalışmasıyla ortaya çıkıyor. Abdülmecid bu karakalem çalışmasında, dağlık ve ağaçlık bir yeri anlatıyor. Macaristan'dan geçerken, trenin bir istasyonda durmasından yararlanan Abdülmecid, karakalemle manzarayı kağıda aktarmış. Halife, karakalem çalışmanın sağ alt köşesine, "Büyük ecdadımın muzafferen geçtiği Macaristan" notunu da düşmüş. Abdülmecid ve yanındakiler, İsviçre'ye vardığında onları Bomonti Ailesi karşılar. Aile, Leman Gölü'nün (Cenevre Gölü) kıyısındaki Büyük Alp Oteli'ne yerleşir.

SİYASETLE HİÇ UĞRAŞMADIM

Abdülaziz'in oğlu son Halife'nin kendisiyle ilgili basında çıkan haberler üzerine, kendi el yazısıyla yazdığı bir not da yeni çıkan belgeler arasında. Abdülmecid, bu notta, siyasetle hiç uğraşmadığını, tarafsızlığını koruduğunu anlatıyor.

NİCE SAHİLİNDE YÜRÜYÜŞ

Abdülmecid, Leman Gölü kıyısındaki Büyük Alp Oteli'nde kaldıktan sonra Ekim 1924'te Fransa'nın sahil kenti Nice geçti ve ömrünün geri kalanını Fransa'da tamamladı. Yeni ortaya çıkan başka bir fotoğrafta da, Abdülmecid, kızı Dürrüşehvar ile özel kalemi Hüseyin Nakıp Turan'ın Nice sahilinde yürüyüş yaptıkları görülüyor. Fotoğrafta, Abdülmecid ve kızının şıklığı dikkat çekiyor. Bu arada Dürrüşehvar'ın, 1931 yılında dünyanın en zengin hükümdarlarından Haydarabad Nizamı'nın oğlu Azam Cah ile evlendiği, bu evliliğiyle Berar Prensesi unvanını aldığını da hatırlatalım. Arşivlerden çıkan bir başka fotoğraf karesi de Abdülmecid'in portresi. Bu fotoğrafı özel kılan, fotoğrafın sol alt kısmına Abdülmecid'in kendi el yazısıyla yazdığı bir not ile imzasının bulunması. Abdülmecid'in kaleme aldığı bu satırlarda, "Ecdadı Gazi Turhan Bey gibi besaletle felaketli günlerime iştirak eden katibim Hüseyin Nakip Bey'e yadigarım. 10 zilhicce 1342' ifadeleri ile hicri takvim bilgisi yer alıyor.

BELGELER NAKİP BEY'DEN

Bu tarihi belge ve bilgilere araştırmacı yazar Taha Toros'un arşivine sahip İstanbul Şehir Üniversitesi'nden ulaştık. Arşivciliğe ayrı bir önem veren üniversitenin Kütüphane Direktörü Ayhan Kaygusuz, bugünlerde Taha Toros'un arşivindeki Abdülmecid dosyası üzerinde çalıştıklarını belirterek, "Bu belge ve bilgilerin Abdülmecid'in özel kâtibi Hüseyin Nakib Bey, büyük araştırmacı Taha Toros'a ulaştırmış. Dosyaları açtığımızda çok zengin bir belge ve bilgiyle karşılaşıyoruz. Abdülmecid dosyasının çalışması tamamlanınca bu döneme ilişkin sergi açmayı da planlıyoruz" diyor. Tarih Öğrencisi ve Araştırmacı Abdullah Karaaslan'dan da, Osmanlıcasıyla, belge ve fotoğraflar hakkındaki açıklamaları öğrendik

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x