Bağımlı Çocuklarımız
Filiz TEKALTI

Filiz TEKALTI

Bağımlı Çocuklarımız

Günümüzün en çok bilinen, yaşanan ve hepimizi derinlerden sarsan uyuşturucu ve alkol bağımlılığına beraber bir  göz atalım diyorum..Bu öylesine derin bir yara ki ne başı ve ne sonu belli olmayan, ancak hepimizi ezip geçen çok ağır bir illet..  

1960 senelerinde hippilerin ortaya çıkması ile yeni bir devran başlatıldı. Toplumlarda aşırıya kaçan, zoraki veya fazla tutucu kültürlerin ve insanlara ters gelen her şeye karşı toplumsal bir bilinç değişimine sebep oldu. Bununla beraber uyuşturucu kullanımına büyük adımlar atılırken, etik, moral, namus, tabu, ar ve gelenekler tartışılıp, ayıp ve tabu olan her şeyin yerlerini değiştirmesine ve toplumlarda insanların davranış ve düşüncelerinin tutukluklarına neden oldu.. 

Elbette herkes bu akışın içerisinde yol almadı, herkes hippi olmadı ama bütün bunlar çok büyük izler bıraktılar ve toplumlarda bıraktıkları tesirleri ve izlerini hala görebiliyoruz..Uyuşturucu derken alkolün yanı sıra daha çok haşhaş, yani günümüzde “ot” diye bilinen, “Marijuana” içilmesi, değişik haplar, LSD ve daha sonraları kokain ve benzeri bağımlılık kazandıran maddelerden ibaret idi. Elbette bu maddeler daha sonra 1970 lerin Kokain ve Eroin ve daha nice kimyasal bileşenlerin bir çok gençlerin ve hatta çocukların heba olmasına yol açtığına şahitlik ettik ve ediyoruz..

Kimyasal bileşimlerin mesela LSD gibi hapların kullanımı gençlerin beyinlerine büyük zararlar verirken bir çoğunun da intihara kadar sürüklenmesine yol açmıştı.. Mesela, LSD alan bir genç bambaşka dünyalarda olduğunu sanarak kanatlanıp uçabileceğini zannedip, yüksek binalardan aşağı atlayarak intihar ediyordu. 

Elbette her bir uyuşturucu maddenin bağımlılık yanından fiziken ve manen verdiği zararlar hala çok büyük olmakla beraber, bu insanların kurtuluş yollarının tamamen kapanmasına neden olmaktadır.  

Kimler uyuşturucu bağımlısı olabiliyor ve nedenleri nelerdir, artık bunu düşünemiyoruz bile..Herkes her zaman ve her yerde ve her nedenle uyuşturucu bağımlısı olabilir. Değişik sosyal gruplardan, değişik sosyo ekonomik sınıflardan ve değişik ailevi türlerinden, iyi ailelerden olduğu kadar kötü ailelerden gelenler ve daha nice değişik gruplardan olanların uyuşturucu bağımlısı olması mümkündür. Elbette ki her birinin ve herkesin ayrı hikayesi ve ayrı nedenleri vardır, mühim olan zaten bu insanları birbirleriyle aynı çerçevede birleştiren işte o bağımlılık esaretidir.

Hiç kimse bana olmaz veya benim ailemde, çevremde ve yakınlarımda olmaz, diyemez, diyemiyor..Hepimizin çocukları uyuşturucu bağımlısı olabilir maalesef. Kimi ailevi sorunlardan, kimi arkadaş ve grup baskısından, kimi çevrenin getirdiği imkanlardan veya imkansızlıklardan diyelim ve bunun gibi değişik faktörlerin etkisiyle, uyuşturucu dünyasına adım atarken, oradan çıkamamanın mümkün olamayacağından, elbette ki haberdar bile değiller..

Yepyeni bir akademisyen olarak işe başladığımda, ne kadar yeşil olduğunu insan tabi ki bilemiyor. Ben de aldığım eğitimin ve ucu bucağı görünmeyen teorilerin etkisinde, herkesi kurtarabilecek mi zannederek nasıl enerji dolu ve hevesli olduğumu anlatamam.. 

Fazla uzun sürmeden elbette  hayal kırıklıkları başlıyor ve insanların motivasyonunun ve verdiği sözlerin, daha doğrusu yalanların ortaya çıkması ile, o tertemiz heyecan ve yardım elinin nasıl geri çekildiğini ve vurdum duymaz duygularla yer değiştirdiğini bilmem anlatabiliyor muyum..  

Bağımlıların durmadan suçsuz ve günahsız olduklarını tekrarlamaları ve herkesin onları yalnız bırakıp bir daha arayıp sormamalarını, öylesi duygu sömürücü ve kan emici bir şekilde anlatmaları, nasıl yürekler acısı olup, sol yanımı dağlarken, insanların ne kadar zalim olduklarını hatırlatmakla beni de suçluluk duygularına boğabiliyordu.. 

Ne yazık ki bütün bunlar elbette sadece madalyonun bir tarafı iken, diğer tarafı ile daha sonraları yüzleşmek, yalan dolan matematiği daha çok netleşirken, bu insanların herkesi sadece manipüle ettiklerini  görmemek mümkün değildi.. manipülasyon ise bir nevi savunma mekanizması olup bağımlıyı bir nevi korumaktadır.. Bu insanlarla baş edebilmek gerçekten çok zor ve yıpratıcı bir özellikte olmakla beraber, büyük bir yüzdenin asla bu derin bağımlılıktan kurtulamadığını göstermekteydi, sadece küçük bir rakam ilahiyat sayesinde ve Allah'a sığınmak ile kurtuluş bulabilmiştir ..

Bağımlılar, sosyologların deyimiyle, kendi seçenekleri yüzünden bağımlıdır. Kimse silah zoruyla veya tehditle hadi buyur gel bağımlı ol demiyor, istisnalar hariç..Ama hangi birine sorarsan, suç hep başka yerlerdedir ve başkasındadır.. En başta tabi ki aileler suçlanır, anneler babalar veya yakın akrabalar ve daha niceleri, gene istisnalar hariç. 

Genç yaşta heyecan ve o korkusuz deli cesareti ile başlayan bağımlılık yolu, arkadaş çevrelerinin baskısı ve kendisini olmadığı gibi göstermeye çalışan zavallı bir gençlik çabası, özgüven eksikliği, ekonomik zorluk kontra varlık, şımarıklık, depresyon, kimsesizlik, yalnızlık, melankoli ve daha nice sayamadığım nedenlerin yol açtığı bu bağımlılık sevdası, çok ağır izler bırakarak bir çoğunu ruhsal bozukluklar ve hastalıklar içerisinde bırakırken, intiharı çok yakında barındırıp ve en önemlisi  bu insanların huylarının, daha doğrusu huysuzluklarının yüzünden kimselerin bunlarla beraber olamamasına neden oluyor. 

Ve bunlar bu yüzden terk ediliyorlar ve gerçekten yalnız kalıyorlar..Aileler, eşler, çocuklar ve yakın akrabalar herkes yardım etmekten çekinmez iken, huysuz ve kadirşinas olmayan ve davranışlarıyla insanları kendilerinden uzaklaştıran bağımlı akrabalarından uzak durmayı yeğlemek zorunda kalıyorlar. Bu da madalyonun diğer tarafı ve maalesef hiç hoş değil..

Umarım bu derin konuya az da olsa bir renk verebildim, zira bu konu o kadar geniş ki bir buçuk sayfaya sığdırmak, uzunu kısaltmak gibi, çok zor geldi…

 

Sağlıcakla kalın

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar