ÇİÇEK KADINLARIMIZ
Filiz TEKALTI

Filiz TEKALTI

ÇİÇEK KADINLARIMIZ

Gün olur güler yüzleri, gün olur kara kedere bürünür o güzel çehreleri.. 

Görücü usulü ile evlenmişlerdir çoğu zaman, ya tanıdıkla veya akraba evliliği şansına bağlanmıştır, hayatını kurma yolunda . 

Severek değil, istenerek gercekleştirilmiştir, bir evden çıkıp bir diğerinde alın yazısını yeni baştan yaşama ve çizme çerçevesi…

Sevmese de sevmeyi öğrenmek zorundadır içinde bulunduğu yaşama tarzını, yeni aile fertlerini ve elbette ki koynunda yatacağı, ömür boyu diye bildiğimiz evlilik arkadaşını..Anasına ana, babasına ata deyip, kardeşlerine sahip olacak yeni bir abla veya anne olacak cesarete ve mizaca sahip: herkesin “yenge” diye sesleneceği, kadın..

Ailede hiyerarşi durumuna göre değeri biçilen, hiç bir hak ve hukuku olmayan, herkese saygı ve sevgide kusur etmezken, kimseden saygı ve sevgi beklentisi olamayan, aile işlerinde yeni bir beygir gücü sayılan ve her adımı kuvvetli bir kontrol ile ölçülen, kadın…

Dahası, eşinin hışmına uğrayıp olur olmaz sebeplerle dayak yiyen ve kırılmadık yeri kalmazken, o halde kendini savunma hakkına sahip olmayıp, başına gelenleri bir nimet sayıp, kaldığı yerden vazifelerine devam edilmesi beklenen kadın…..

Bütün bunların dışında, ağlamasını yarıda bırakıp, inciyen kanadını bile saramadan, kin ve nefret duymadan, başına gelenlerin kendi suçu olduğunu kabul edip, boyun eğen kadın..

Cinsel yaşamında, istekleri ve arzular hiçe sayılan ve kendi vücuduna bile sahip olması engellenen kadın….

Hamile kalıp, sadece erkek çocuğu doğurması umulan, doğuramazsa, olmayan değerini de yitiren ve kız çocuğu doğurma suçu olan kadın.. 

Genç yaşta büyük mesuliyetler altında ezilen ama iyi günde ve kötü günde, dişini sıkıp dayanma gücü beklenen kadın..

Herkese yar olup, kendi derdine bile derman olamazken, sel gibi akan göz yaşlarında boğulurken, bir derdin var mı diye sorulmayan, sırtını sıvazlayıp veya saçını okşayanı olmayan kadın…

Hiç bir konuda tenezzül edilip düşüncesi sorulmayan ve çoğu zaman insan yerine bile koyulmayan kadın.. 

Yeri geldiğinde de defalarca aldatılan ve aşağılanan ve gururu ayaklar altına alınan, özgüveni sarsılan kadın…  

Meğer sen neymişsin be kadın.. Herkesin ihtiyacı olduğu, herkesin derdine koşan, var olan ama değersiz bir görüntüsü olan, gölgesi bile kendinden sayılmayan kadın..

Canı isteyince anında katledilen, bıçaklanan, kurşunlanan, yerlerde tekmelenen ve sanki bir eşya gibi istenildiği gibi kullanılan kadın..

Sen bir zevcesin, anasın, bacısın, teyzesin, halasın ve birilerinin kızısın. 

Senin değerin biçilmez pahadadır. Aslında sen çok değerli ve kıymetlisin ve çok seviliyorsun. 

Sana ihtiyacı olanlar ve seninle yaşayanlar, keşke bunları bir bilseler ve dile getirebilseler..

Hepimizin bildiği gibi, annelerimiz, teyzelerimiz, halalarımız ve etrafımızdaki nice akrabalarımızda eski geleneklere göre kadının yaşam koşulları yukarıda saydığım ve daha nice sayamadıklarım gibiydi.. 

Biz yeni nesiller ve ekonomik özgürlüğü olan kadınlar, elbette ki böylesi katı durumlara maruz kalmıyoruz ama bu şekilde yaşayan kadınlarımız mevcut.. Dizilere konu olan, abartılmış ta olsa bu gerçekleri öne süren senaryolar, acaba topluma ne kadar tesir edebiliyorlar bilmiyorum. 

Bu konuda duyarsız olmayalım. Kadın erkek eşitliğini savunmuyorum, kadın ve erkek birbirini tamamlıyor diye düşünüyorum.

Analarımız, bacılarımız, kızlarımızın bu şekilde yaşamalarını istemiyorsak ve onların başına bunların gelmesini istemiyorsak, kadınlarımıza sahip çıkalım, bu çok zor değil..

 

Sağlıcakla kalın

 

Filiz

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar