ÇOCUK EĞİTİMİNDE YENİ ÇAĞ
Filiz TEKALTI

Filiz TEKALTI

ÇOCUK EĞİTİMİNDE YENİ ÇAĞ

Bazen düşünüyorum ki hayatı yaşamanın ne manası var. Çocuklar küçükken sorduklarında, bunlara nasıl cevap bulup veriyorduk, ben hatırlayamıyorum… 

Neden dünyaya geliyoruz ve neden çabucak büyümenin heyecanı içersindeyiz ve neden herkes gibi okula gitmemiz gerek ve neden çalışmamız gerek sorularına yanıt bulamadan, yeniden bütün bu saydıklarımı baştan başlayarak devam ediyoruz…Herkes gibi büyümenin, okula gitmenin, bir iş sahibi olmanın ve dahası yeni bir aile kurmanın, bunlarla beraber çocuk sahibi olmanın, velhasıl o dönme dolap misali, her şeyi, herkesin yaptığı gibi tekrarlamanın, anlamı neden?

Bizler hayatın bu çemberinde döne dolaşa gidip gelirken, bazı istisna insanlar  ve istisna seçim yolları olanlar da var elbette. Evlenmeyip çocuk yapmayanlar, kendilerini bambaşka meşguliyetlere adayanlar ve hayatta daha değişik bir mana arayanlar, istisna bir yaşam seçimiyle bunu yerine getirebiliyor…

Sanırım genelde herkes evlenerek kendilerine benzeyen birer küçük kopyalarının da dünyaya geldiğini görmek istemekle, bir anlam bulmaktalar.. Ve sonra herkes gibi, o monoton bir yaşama merhaba derken bu akışın içersinde yuvarlanıp gitmek ise gayet normal olsa gerek!!… 

Hepimiz ve herkes bunları yapabilir ama acaba topluma birer sağlıklı fert yetiştirip vermeyi hangimiz  düşünüyoruz .Büyüdükten sonra ve çocuk yaptıktan sonra hangimiz topluma yararlı birilerini yetiştirdiğimizi düşünüyoruz acaba, çok merak ediyorum..

Ve gene sanırım bir çoğumuzda bu düşünce yoktur, bizler sadece bu hayatın akışına doğru ve bu akışla beraber akmaktayız.. Yetiştirdiğimiz küçük toplum bireyini ve küçük kopyalarımızı herkesten üstün tutarak, kocaman egoistler büyütüyoruz..Bir koca farklılıklar yarattığımızı sanıyoruz ve kendi çocuklarımızın herkesten üstün olduğuna karar kılıyoruz…Ne yazık ki durum böyle değil ve bu büyük narsisizmin hiç kimselere faydası olmamaktadır.

Çocuklara doğru terbiye ile aile hayatının sıcak bağlarının yanı sıra, onların kendi geleceklerinde disiplinli olmalarını ve kendi ayakları üzerinde durabilme gücünü verebilmek en önemli olandır. 

Benim neslim yetiştiğinde disiplin ve katı kurallardan oluşan bir terbiye vardı. Eğer çocuğun istediği bir şey olsa ve hayır denildiğinde, o hayırdan başka cevap yoktu.. Asla kimse neden hayır olduğunu sorgulayamaz ve lütfenlerle yeni baştan istediğini yaptırabilmenin çaresini arayamazdık...Zaten kimsenin aklından bile geçmezdi, lütfenlerle istediğini yaptırmak.

Ve yine o zamanlarda anneler genellikle ev hanımları olup babaların geçimi sağladığı o aile bağlarının çok sıcak ve sıkı bağlarla kenetlendiği günlerde, anneler çocuklarını “akşam babana söylerim” tehdidi ile düzeni koruyabilmekteydiler..

Hepimiz biliyoruz ki ne kadar sıkı terbiye alırsak alalım ve ne kadar yasaklar konulursa, mutlaka o yasakların sınırlarını hepimiz esnetmişizdir..Çocuklar elbette terbiye sınırlarını zorlamaya çalışacaklar ama sınırları koymanın bir anlamı varsa, bir o kadar da verdiği sözü tutmak ve disiplin ile düzeni sağlamak, ebeveynlerin en zor vazifesidir..

Toplumlar daha önce olmadığı bir şekilde ve hızla, durmaksızın gelişiyor demiştik ve insanlar da değişiyor, bununla beraber alışageldiğimiz şeyler yavaş yavaş kaybolurken yerine yenileri ekleniyor. Bunları öğrenmeye çalışırken elbette gidenleri o an arayamıyoruz ama maalesef, her elde ettiğimiz yeniliklere, elimizde olanları kaybetmekle ödeşiyoruz.

Şimdi çocuk terbiyesinde yeni metodlar üretildi ve bunlardan en önemli olanı da, çocuğu bir yaşından önce, cep telefonları ile terbiye etmek olsa gerek.. Bunu ilk gördüğümde beynimden vurulmuşa döndüm desem, inanın yalan değil. Çocuk yemeğini yesin diye, cep telefonu ile çocuk programı veya değişik oyunlar izletiliyor. Eğer bunlar yapılmazsa çocuğu susturmak mümkün değil. Tabi ki sadece yemek konusunda değil, ebeveynler rahat etmek istediklerinde veya çocuğun sesinin çıkmamasını istediklerinde veya bir meşguliyetleri olduğunda, kullandıkları yöntem cep telefonu…

Elbette ki çocuğa bunu öğreten ebeveynlerdir, çocuk doğduğunda cep telefonuyla doğmamakta ve Pavlovun köpeklere uyguladığı yöntem misali, bu çocuklar günümüzde ebeveynlerin rahatı ve hatta gösteriş merakı ve kendi menfaatleri için, bu şekilde terbiye edilmekteler…Bu konu hakkında neden pedagoglardan veya toplum bilimcilerinden ses çıkmıyor, onu da anlayamadım…

Belki de çocukları bu kadar küçük yaşta teknoloji ile yetiştirme amacı, onların ilerde birer dahi olacaklarını ummaktır, ne dersiniz..?

Benim hayatta her zaman kulağıma küpe ettiğim şey, yaptığımız ve yaşadığımız her şey matematiktir.Yani iki artı iki dört eder misali, hayatımızı zaten zor idare ediyoruz, geçim derdi bir yandan, stres denilen mendebur illeti, manen ömrümüzü yemekteyken, neden hayatımızı zorlamaktayız.

Aslında fazla derine inmeden hayatımızı çok basit şekilde idare edebiliriz, demek istiyorum.Yeter ki gönüllerde  sıcak bir sevgi, gösterişsiz ve saf düşüncelerimiz baki kalsın..

 

Sağlıcakla kalın

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar