Filiz MOLLA  TELEVİZYON
Filiz TEKALTI

Filiz TEKALTI

Filiz MOLLA  TELEVİZYON

Geçenlerde bir on gün kadar Türk kanallarını izleme fırsatı buldum. Adını can sıkıntısı koydum.  Ve gündüz olan koşuşturmalardan sonra hani, gözlerini bir yere dikip dinlenmek ihtiyacı gibi, bir duyguya teslim oldum..

Kanal kanal dolaştım, gene dolaştım ve gözlerime, kulaklarıma inanamaz gibi, aradım, aradım durdum..

İlginç olan bütün kanallarda değişik programlar ve  gürül gürül bağırmalar, kızmalar, birbirlerine yarı yapmacık yari ciddi sataşan kadınlar ve erkekler . Sarfedilen ağır sözler ile insanların bütün duygularını ayağa kaldıran, bilhassa yapılan aşağılanmalar ve hakaret çerçevesine giren davranışlar; ama gene de bu insanların belli çerçeveler içersinde hareket etmelerini gerektiren, hissettiren o BASKI.

O baskının adı elbette ki reyting olsa gerek. Para veya değişik vaatlerle insanların bu acayip programlara katılması, korkunç bir show eşliğinde, koca bir milletin önünde çırılçıplak soyulmalarının, acaba kime ne ne faydası var!!

Düşünüyorum da acaba aç kalsam da böyle programlara katılıp hem duygusal hem de fiziksel yıpranmaya razı olur muydum?. Cevabım tabi ki hayır, ne o gösterişte ve ne de onun verdiği stres ve rezaletlere boyun eğmezdim. Bunun yanı sıra bu tip programların, izleyenlere çok iyi bir izlenim vermediğine eminim. O gürültüler, duygusal yıpranışlar, aşırı özgüvenli konuşmalar, üstü kapalı biri birilerine sataşmalar ve sözde hak aramaların çok sağlıklı olmadığına çok eminim!.

Televizyonda  dolaşırken bir diğer üzücü durum, bilhassa urban kesimlerden getirilen insanların değişik sosyal sorunlarını ele alan programlar. Ya kayıplar aranılıyor, veya aşırı fiziksel şiddet, cinsel istismarlar ve daha nice sorunların, kameralar önünde ele alınması. İnsanların çok acayip bir şekilde konu edilmesi ve onları hem ayıplayıp hem suçlayıp ve hem de bütün aile sırlarını çırılçıplak ortaya serip aşağılanması, beni gerçekten çok üzmekte.

Herkesin tahmin edeceği gibi bu insanlar ne gibi haklara sahip olduklarını bilemezken aynı zamanda muhtaç bir durumdalar ve kayıplarını aramak için televizyon ekranlarında günlerce ve hatta aylarca oyalanmaktalar.Bu şekilde program merak uyandırıp insaları o kanal ekranına bağlamakta.

Bunun yanı sıra akşam saatlerinde bütün kanallarda aynı zamanda haberler ve durmadan tekrarlanan aynı haberler yer almakta. Bütün kanalların aynı anda haberleri vermesini de çok şaşırtıcı buluyorum. 

Haber sonrası da ver elini diziler ve yine ve yeniden; diziler. Hangi kanalı dolaşırsanız dolaşın diziler dizi dizi sergilenmekte. Dünyanın hiç bir yerinde bu kadar dizi izlendiğini sanmıyorum. Dizilerin içeriğine de bir bakarsanız, konular hemen hemen aynı, aşk, kara sevda, dedikodu, kıskançlık, tehdit, kavgalar ve doğu kültürü içeren sahneler. 

Hadi diyelim bunlar artık çok klişe, evet gerçekten klişe ama hiç mi bu klişelerden yorulmuyorlar. 

Beni en çok endişelendiren bu dizilerin kimlere hitap etmesi ve bunu kimselerin sorgulamaması. Bu dizilerin hepsinde, çok şık ve aşırı derecede güzel giyimli ve aşırı güzel insanlar var. Genelde de hepsi kocaman ve aşırı güzel ve büyük villa tipi evlerde oturmaktalar ve açlık sefalet veya kimsesizlik, veya toplumda hepimizin başına gelebilen  sosyal sorunlardan iz bile yok.

Yalan bir dünya gibi, sahte görünüşlü yaşantıların yer alıp rol ile oynandığı ve paranın ve gücün, hala: zengininden tut fakirine kadar, önem verdiği, yalan bir sunum..

İnsanları bu tip sahte görünüşlerle meşgul etmek zor olmasa gerek, hadi bunu anladık ama insanlar da, da biraz mantık arıyorum, kendi hallerine bakmadan nasıl bu hayal dünyasına takılıp kalabiliyorlar.. 

Giyecek bir şık elbise bulamazken, elektrik, su veya kirasını ödeyemezken, püfür püfür sigaraları içerek, kendi haline acıyamayacak kadar acizken, başkasından umur beklemek ne haddine.. 

Hani derler ya: Aklını başına devşir, aklını başına devşir 

artık..

Sağlıcakla kalın

Filiz Tekalti 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar