Bu kez kıskançlıklar hakkında biraz bilgi alışverişi yapalım istiyorum ve bakalım cümleler bizi nerelere sürükleyecek..
Kıskançlığı hepimiz biliyoruz ve hepimiz kimi zaman bir şeyleri ve birilerini kıskanmışızdır.
Neden kıskanırız, neleri ve kimleri kıskanıyoruz? Bunlara beraberce bir göz atalım.
Bazı dillerde kıskançlık iki değişik şekilde belirtiliyor, birisi eşlerini ve sevgililerini kıskanmaktır, bir diğeri ise başarı ve hal, hareket, durum, mal varlığı, gösteriş ve davranışları kıskanmaktır.
Eş ve sevgili kıskançlıkları herkes tarafından malumdur. Eşini seven kıskanır derler ve bu bir nevi sahiplenmekle, duyguların çok kuvvetli olduğu ve kötü bir niyetle değil de sadece sevgi ve koruma amaçlı olduğu açıklanır. Tabi ki mühim olan kıskançlığın dozunda olması ve aşırı bir şekilde ve çok rahatsızlık vermemesi şartıyla.. Genelde bu tip kıskançlıklar maalesef hep fazlası ile olup insanları daha çok umutsuzluklara ve mutsuzluklara boğmaktadır. Aşırı kıskançlıkların ruhsal dengesizliklerle bağlantısı olduğu açıklanmaktadır.
Bir çok evlilikler bu tür kıskançlıklarla son bulurken bir çoğu da hasta bir evlilik ortamı içersinde, her iki tarafa büyük zararlar verip hem psikolojik ve hem de fiziksel rahatsızlıklara sebep olmakta.
Son bulan evliliklerde, boşandıkları halde eski eşlerinin canına kıymak isteyenlerin hadiselerine
hemen hemen her gün hepimiz şahit olmaktayız.
Peki kıskançlıkları kontrol edebilmek mümkün müdür?
Elbette ki gene bilinçli olarak hareket edilirse ve kıskançlıkla insanlar birbirlerini üzebiliyorsa ve bunun farkında oluyorlarsa, kontrol edebilmek mümkün. Kısacası insan yaptığı yanlışlığın farkına varabiliyorsa, bunu değiştirebilir. Ama bunun dışında kıskançlığı kontrol etmek imkansız gibi.
Diğer BİR kıskançlık modeli ise herkesi ve herşeyleri kıskanmaktır. İnsanların başarısı, güzelliği, eğitimli olması ve buna benzer burada sayamadıklarım niceliklerin kıskanılması, velhasıl pozitif ve erişilemeyecek niteliklerin ve güzel olan herşeyin kıskanılması. Bu davranış ve düşünce şekli hoş olmayan yönlere giderken, hem insanın kendisine ve hem de karşı tarafa sıkıntı verir. Tabi ki bu tür kıskançlıkların da dozu aşırı olduğu müddetçe mutlaka çok zararlı olmaktadır.
Bence ufak, ufak kıskançlıklar insana kendi benliğini hatırlatıp dikkat etmesini ve devamlı uyarılarla kendini geliştirmesi için faydalı olur.
Birilerinin sahip oldukları nitelikleri kıskanmak, bu niteliklerin kendisi tarafından çok beğenildiği için ve kendisinin bu niteliklere sahip olamadığını bildiğinden dolayı, bilhassa kıskanılır.
Elbette ki kıskanan kişi çoğu zaman bunun farkında değildir, sadece kıskandığı kişiyi aşağılamakla kıskançlığını ele verir.
Kıskanmanın yaşı yoktur, her yaşta her şekilde hem eşler ve hemde nitelikler kıskanılır. Kıskançlık demek, kendini yeterli bulmamaktır.
Bunun yanında özgüven eksikliği, karaktersizlik, başarısızlık, cahillik ve seviye düşüklüğü gibi durumlar, kıskanma tabiatını kamçılamaktadır.
Çocukluğumdan beri bana önayak olan kendi düşüncem şöyle ki, eğer kıskandığını farkedersen demek ki senden daha iyi olan bir şey veya birisi karşındadır, kıskanmak yerine o kimseyi veya davranışı örnek al ve öğren.
Kıskançlık insanın kendine yaptığı ve yapabileceği en büyük kötülüktür..
Sağlıcakla kalın
YORUMLAR