Meğerse bu kültür dediğimiz şey ne kadar çok şey içeriyormuş ve her konuda özel bir yere sahip olmakla yükümlü kalmış gibi. Benim kültür kelimesiyle tanışmam 1990 senesinde olmuştu ve tam olarak “kültürün” ne olduğunu anlayamamıştım. Bunun yanı sıra bir de kenar kültürler bulunmaktadır ve bunları tam olarak manalarını öğrenip anlamak hem vakit almakta ve alışageldiğimiz hareketlere bir isim vermektedirler.
Misafir dediğimizde ilk akla gelen nedir? Misafir birilerinin evlerine veya mekanlarına ziyaret için gidenlerdir. Bu ziyaretin amaçları değişik olmaktadır. Ziyaret edilenler genelde akrabalar, yakın aileler veya arkadaşlardan ibaret olmaktadır ve ziyaret sebepleri de sayılmakla bitemez..
Misafirperverlik ise, ziyarete gelenlere ev sahipliği yapmaktır. Kısaca, gelenleri hoş karşılayıp, sevgi ile ve saygılı davranarak ağırlamak ve hatta yiyecek ve içecek ikramlarında bulunmak ile misafirperverliğini sergilemektir. Misafirperverliği ev sahipliği yapmak ve bir eski bir gelenek ila da tanımlayabiliriz.
Her yörenin değişik şekilde misafir ağırlama usülleri vardır ve bu usüller genelde birbirine çok benzemektedir. Nitekim ufakta olsa değişiklikler her zaman bulunmakla beraber, anlayış çerçevelerimiz de buna göre ayarlanabilmektedir.
Misafirperverliğin tarihine bir göz atarsak sanırım dünya kurulalı beri bulunan bir örf ve adet olsa gerek. Dünyanın neresine gidersek gidelim, bir nevi misafirperverlikle karşılaşmak her an mümkün olsa gerek..
İsveçte yaşarken, bir Somalili bayana ev sahibiyle bozulan ilişkisinde yardım edecektim. Bayan yalnız yaşamaktaydı ve kimsesi yoktu. İsveç dilini hiç konuşamazken kendi hemşerilerinden birçok konuda yardım alabilmekteydi. Nitekim evine gittiğimde bir arkadaşının yardımıyla sorununu kaleme aldım ve işim bitince, hemen bana kahve içmem için oturmamı istedi. Evde sadece bir büyük kilim seriliydi ve hep beraber yere oturduk. Bayan kahvenin yanında susam yağı ile hurma da ikram etmişti. Hurmayı susam yağına bandırıp kahve ile yudumlamayı orada öğrendim. Susam yağının çok faydalı olduğunu biliyordum ve nerden alabileceğimi sorduğumda, ekonomisi iyi olmayan bayanın kocaman yağı, zorla bana hediye etmek için ısrar etmekteydi. Durumu ancak yağın parasını ödeyerek kabul edeceğimi bildirdim ve öyle yaptım.
Bu durum beni hem çok hüzünlendirirken, aynı zamanda bir o kadar da ihya etmişti. Ve Somalinin geleneklerinden bihaber olduğum bir anda, onların da bizim gibi eve gelen birisine mutlaka ikramda bulunup ev sahipliğini ifade etmesi beni çok duygulandırmıştı.
Gelgelelim, toplumların hızla değiştiği bir zamandayız ve gelenek göreneklerimiz yavaş yavaş bizi terkederken, yerini dolduramadığımız büyük açıklıklarla hayatımıza devam etmekteyiz. Kültürümüz ve geleneklerimiz bizim sırtımızda taşıdığımız birer ışık olup bizleri meçhullerde yönlendirmekteler.
Ne yazık ki bizler kültür ve geleneklerimizin değerlerini bizden sonraki nesile ne kadar taşıyabildik ve verebildik orası da meçhul.
Urban kesimlerde misafir ve misafirperverlik henüz daha tamamen fazla bir değişikliğe uğramamış olabilir. Böylesi ortamlarda hala insan ve insanlığa olan değerler yitirilmemiştir. İnsanlar birbirlerine saygı ve sevgi gereksinimlerinden vazgeçmemekteler ve toplumsal olarak belli bir çerçeve içersinde hareket ederler. Böylece şartlar ne olursa olsun, urban kesim insanları her zaman birbirleri için her türlü yardımdan kaçınmaz ve arka çıkarlar.
Büyük şehir anonim olmak demektir ve insanlar daha çok birbirlerinden uzak durma ve birer birey olma derdindedir. Kimsenin kimseye ihtiyacı olmamış gibi hareket eder ve kendi öz gelenek, örf ve adetlerinden de çarçabuk kurtulma telaşındadırlar.
Zaman ne kadar çok değişse, teknoloji ne kadar ilerlese, de bizler birer robot değiliz, hala insanız ve faniyiz. İnsan olarak bizler birbirimize ihtiyaç duyacağız ve yapayalnız kalmamak için birbirimizle beraber olmak zorundayız. İnsan ilişkilerimize mutlaka değer vermemiz ve birbirimizden uzaklaşmak yerine, daha da yakınlaşmamız, en tabii ihtiyacımızdır..
Sağlıcakla kalın
YORUMLAR