NOSTALJİ DOST  VE  SAHTE DOSTLUK
Filiz TEKALTI

Filiz TEKALTI

NOSTALJİ DOST  VE  SAHTE DOSTLUK

Dost nedir dostluk nedir…Biliyor muyuz yoksa unutuyor muyuz..!!

Bugün dostluklara ve dostlara sesleneceğim bu satırlarla. Hani bildiğimiz adının bile güzel olduğu o dostluk, o arkadaşlık ve o yandaşlık ve o candanlık….

Dost ve dostluk acaba eskisi gibi baki kalmış mıdır! Hani artık masal kitaplarında okuyacağımız ve bir off ila içimiz çekeceğimiz o dost ve o dostluk…

Her şey o kadar hızlı değişimlere uğruyor ki artık neyin nerede kaldığını hatırlamak bile güçleşti. Sanki tüm bildiklerimiz ve ona göre hareket ettiklerimiz artık çok derin mazilerde kaldı gibi,  ama her şey aynı zamanda daha hala, dün gibi..

İnsanların toplum içerisinde olan davranış kodlarına göre hareket etmeleri ve bunları daha çok küçük yaşta öğrenmelerini biliyoruz. Bu davranışları kontrol ederken aynı zamanda şefkat, terbiye ve ahlak ila cilalayıp, saygı ile biri birlerine hem ortak yaşamlarında ve hemde ticaret alanında veya sosyal yaşamlarında çerçevelemeleri hiç garip değildir.

Daha bankaların çek, senet, repo, faiz ve kredi gibi değişik isimlerle günümüzde sundukları banka tabirlerini bilemezken, ticarette hiç bir garanti kullanmadan sadece”abi paranı bir ay içerisinde ödeyeceğim” demek ile ve el sıkışmanın tıpkı bir kanun ağırlığında nağmeleri olduğu kimsenin gözünden kaçmazken, insanların biri birlerine olan inanç ve itimadının tam olduğunun yanı sıra en önemlisi o insanlık ve dostluğun ne kadar önemli olduğunu, kelimelerle anlatmaya kimsenin gücü yetmez.

Elbette ki istisnalar da bulunacaktı ve alınan borç şanssızlık veya sair bir kaza ila karsılaşmışsa elbette ki tolerans tanınmaktaydı. Ve yine aynı saygı çerçevesinde anlayış ve toleransın da yer aldığı görünmeyen ve yazılmayan AMA o kanun sayılan anlaşma, idame etmekteydi.

İnsanların akraba, sülale, komşu, dost ve arkadaşa olan mesuliyetleri vardı ve bu sorumluluk bizzat  sevgi ve saygı ila yerine getirilirdi. Bu sorumluluk ağır bir yük olarak değil, tam tersine zevkle ve canla başla yapılırdı..Herkes kendine düşen sorumluluğu tanır ve gücünün yettiği kapasitede elinden geleni esirgememekteydi..

Ticaretin dışında insanlara yardım etmek, her hangi konuda olursa olsun, insanın boynunun borcu olarak bilinirdi. Söz verilirse mutlaka o söz yerine getirilirdi ve eğer ki beklenmeyen bir akıbet baş gösterse, kimseye belli etmeden, başkasından yardım tedarik edilir ama verilen söz tutulurdu. 

İnsanlığın ve dostluğun en çok yakın olduğu o günler daha dün idi ve benim neslim bunları masal olarak okumadık, bizzat yaşadık. Bu yüzdendir ki şimdi ki sahte görünümlü olan ve tatlı sahte sözlerle süslenmiş yakınlık ve dostluğun gerçek dostlukla hiç alakası yoktur ve olamaz.

Sosyal yaşamda hal ve hatırın büyük yer kapladığı ve sevgi ila karışık o saygının da ne kadar önem taşıdığı bir toplumda ve bizleri birer Türk bireyi, Türk vatandaşı olarak yaşadığımız ve yoğrulduğumuz kültürümüzü tanımak ve tanıtmak ila gurur duymaktayım. Aile değerlerinin en uç noktaya kadar yüksek bir moral ile yaşatıldığı bir devrin çocuğu olmaktan da gurur duymaktayım.

Biz böyle bir neslin çocuklarıyız ne zamandan beridir ki biri birimizi arkadan vurmayı ve soymayı adet edinip, bunlarla övünür olmuşuz

Günümüzde ki vatandaşlarımız ve gerçek olmayan davranışlarıyla sadece çıkar için ve kendi komplekslerini ve aşağılık duygularını tatmin etmek için etrafımızı çevreleyen bu insancıkların hiç utanmadan, yüzsüzlükle kendilerini dost ayarı ve arkadaş canlısı göstermeleri beni ziyadesiyle rahatsız etmekte..

Yukarıda çizdiğim o dostluklar, arkadaşlıklar, komşuluklar ve en önemlisi aile bağlarının ve değerlerinin, sararıp hazanı yaşar gibi yaprakları dökülmekte. Böylece bize en yararı olan ve karakterimizin en önemli unsuru olan omuriliğimizi de kaybediyoruz..

Arsızlık ve yüzsüzlükle, arkadaş dost diye baktıklarımızı kırarak ve hatır gönüllere saygısızlık ila elimize hiç bir şey geçmeyecektir. Arkamızdan sadece ya iyi bir insandı veya kötü bir insandı diye tanımlanan bir iz bırakacağız..

Zaman ne kadar gelişse de ve ne kadar her şey robotlaşsa da bizler hala birer faniyiz ve nefes alıp yemek yiyen yaratıklardan ibaretiz. Ve biz hala insanız tabirini kullanacağız, çünkü kelimenin tam anlamıyla insanız ve insan olduğumuz müddetçe biri birimize ihtiyacımız ASLA bitmeyecektir..

İşte bunu unutmamamızı ve biri birimizin yüzüne bakabilecek kadar bir pay hatırı bırakmamızı önereceğim…

Aileye ve dosta saygı duymayan ve çıkar için veya hasta ruhunu tatmin etmek için sahte dost olanlara sesleniyorum, yaptıkların nafile..


Sağlıcakla kalın

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar