CHP ve Kriz Tellallığı
Mahmut ÖVÜR

Mahmut ÖVÜR

CHP ve Kriz Tellallığı

Küresel dolar saldırısına karşı başta CHP olmak üzere muhalefetin pozisyonu gerçekten içler acısı... Yarım ağız küresel kur manipülasyonuna karşı çıkmaları göstermelik. Asıl dertleri AK Parti iktidarı ve Başkan Erdoğan.
Böylesine açık bir küresel saldırı bile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne bağlanıyor.
Kimi sistemi suçlu ilan ediyor, kimi de Muharrem İnce gibi 'Kanal İstanbul durdurulsun' diyor. Akıl alır gibi değil. En aklı başında görünen muhalefet aktörleri bile bu kısır döngüden çıkamıyor. Bu gerçek bile Türkiye'de neden bir muhalefet sorunu olduğunu gösteriyor.
Bu yüzden CHP, İP hatta henüz gündeme gelmeyen HDP'nin içi kaynıyor.
Koltuk savaşları, küresel emperyalizmle aynı safta yer tutmak bu partileri sarsıyor.
Alın CHP'yi... CHP'de imzalar toplandı ama kavga henüz bitmedi. İnce'nin başını çektiği muhalefet imzalarla kurultayın önünü açamayınca, yeni hamlelere hazırlanıyor.
Kılıçdaroğlu henüz rahatlamış değil, korku sürüyor. Muhalefet önceki gün bir araya gelerek yeni yol haritasını tartıştı.
Önlerinde üç seçenek vardı; Olağanüstü Kurultayda ısrar etmek, tüzük kurultayını devreye sokmak veya susup oturmak...
Şimdilik en güçlü olasılık tüzük kurultayını yaptırmak görünüyor... Muhalefet, bayram sonrası tüzük kurultayının yapılması için harekete geçecek. Kılıçdaroğlu yönetimini o noktaya getirdiklerinde ise bambaşka hesaplar devreye sokulacak.
Muhalefetin bu hamlesine Kılıçdaroğlu, MYK'da değişiklik yaparak cevap verdi ama kimseyi tatmin etmedi. Yeni küskünler oluşturmamak kaygısıyla yapılan bu değişikliklerde dikkat çeken iki isim var. Tuncay Özkan ve Oğuz Kaan Salıcı...
CHP'de üstü örtülen 'konsey' korkusu 
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bugüne kadar kendisine karşı çıkan tüm siyasi aktörleri elimine etmeyi başaran bir isim. Muharrem İnce de bu kervana katılmış görünüyor. İnce'nin ilk hamlesini Kılıçdaroğlu boşa çıkardı.
Ama CHP'de sadece İnce gerilimi yok. Başka isimler de var. İşte o noktada Özkan ve Salıcı isimleri öne çıkıyor. Tuncay Özkan'ı imza toplama sürecine damgasını vuran, "konsey" tartışması öne çıkarttı. Özkan'ı o günlerde, Halk TV Genel Müdürü Şaban Sevinç, "CHP dışarıdan bir konsey tarafından yönetiliyor" gibi vahim bir iddiayla suçlamış ve ortalık karışmıştı. Arkası gelmedi ama Özkan'ın MYK'daki pozisyonunu koruması bu konuda konuşmamasına bağlanıyor.
Bu yüzden CHP kulislerinde sır dolu şu sorunun cevabı aranıyor: "Acaba Özkan dışarıda kalsaydı ne olurdu?"
CHP'de öne çıkan ikinci isim, Oğuz Kaan Salıcı'yla ilgili de farklı iddialar var. Bir kesim tarafından Kılıçdaroğlu sonrasına genel başkan adayı olarak hazırlanan Salıcı'nın sürpriz bir biçimde örgütten sorumlu genel başkan yardımcısı yapılması ince bir hesaba dayanıyor. Salıcı ve çevresi örgütte hakimiyet hesabı yaparken, parti içinde sıkışan Kılıçdaroğlu da delege desteğini garanti ediyor ve Salıcı'nın olası genel başkanlık hayalini söndürme hesabı yapıyor. Çünkü Kılıçdaroğlu döneminde o göreve gelip de partide etkili olan ve tutunan tek siyasi aktör yok. Şimdiden bu hesaplaşmanın yerel seçim sonrası yaşanacağı söyleniyor.
CHP'nin niye siyaset üretemediği ve neden Türkiye toplumuyla buluşamadığı sorusunun cevabı işte bu tabloda yatıyor. Türkiye'yi teslim almak için devreye sokulan küresel kur saldırısına uyduruk gerekçeler bulan bir CHP yönetimi, doğal olarak parti içi çalkantıyı da durduramıyor. Böyle giderse -ki öyle görünüyor- CHP içi iktidar savaşı bitmez.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar