Doğu-Batı Savaşı ve Truva
Mahmut ÖVÜR

Mahmut ÖVÜR

Doğu-Batı Savaşı ve Truva

Yüzyıllardır dünyadaki değişim dinamiğinin Doğu-Batı aksı etrafında döndüğünü biliyoruz. Ya Batı yükselişe geçip egemenliğini kuruyor ya da Doğu...
İçinde yaşadığımız 21'inci yüzyılda "Doğu'nun yıldızı" parlıyor ve dünyanın merkezi de Doğu'ya kayıyor.
Aslında Doğu-Batı kavgasının bin yıllar ötesine uzanan derin bir geçmişi var.
Bu gerçeği bir süre önce Çanakkale'yi gezerken bir kez daha fark ettim. İster 1915'teki Çanakkale Savaşı'nı düşünün, ister 3 bin yıl önceki Truva Savaşı'nı... Hatta İstanbul'un fethinden, Mondros Antlaşması'nın imzalandığı Agamemnon gemisine kadar her büyük olayda karşımıza "Doğu-Batı" kavgası çıkıyor.
O kavganın izini, Çanakkale'deki ilk durağımız olan Troya Müzesi'ni Vali İlhami Aktaş'la birlikte gezerken sürdük. Vali Aktaş, söze şu tespitle başladı:
"Troya Müzesi, alanında tanınan ve takdir edilen bir müze olma dışında güçlü bir 'Troya' markası inşa etmeyi ve onu temsil etmeyi hedeflemektedir. Bu kurumsal markanın inşasında şu akıldan çıkmamalıdır: Troya mirasını var eden şey 'Trova Savaşı' unutulmamalıdır ki bir Anadolu savunmasıdır."
İster Çanakkale Şehitliği'ni gezin, ister Truva antik kentini, bu tarihi saptama hep karşınıza çıkacak. Homeros'un ünlü İlyada destanında anlattığı Truva'da yaşanan aslında bir Doğu-Batı savaşıydı. Homeros da, bu savaşta Yunanlı Aşil'in Truvalı Hektor'u yenmesini, "Batı, Doğu'yu yendi" biçiminde yorumlamıştı.
Tam da bu nedenle İlyada destanının kahramanı Hektor da, Doğu'da bugünün deyimiyle emperyalizme karşı savaşan, Anadolu'yu ve Doğu'yu temsil eden bir kahraman olarak görülmüştü.
Truva antik kentini gezerken genç bir arkeolog bu tarihe gönderme yaparak şöyle diyordu:
"Truva'da olanlarla bizim tarihimiz arasında ilginç bir bağ var. Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'u fethinden sonra Papa 2. Pius'a yazdığı mektubunda, 'Yunanlılardan Hektor'un öcünü almak benim kadar onlara da düşer' diyor. Aynı şeyi, Çanakkale'de emperyalizme karşı savaşan büyük komutan Mustafa Kemal Atatürk de söylemiş, 'Hektor'un öcünü aldık' demişti."
Genç arkeolog şu notu da ekledi
"Akha ordularının başında komutan olarak Agamemnon vardı. 1. Dünya Savaşı'nda yenildiğimizde imzaladığımız Mondros Antlaşması da İngilizlerin Agamemnon adlı zırhlısında imzalandı."
Hatırlarsanız Agamemnon ismi en son İzmir'de bir gemiye verilince de sert tartışmaya yol açmıştı.
Şimdi buraya bir nokta koyup, Troya Müzesi'ne dönelim. Çanakkale, Başbakan Erdoğan'ın desteğiyle böylesine modern ve işlevsel bir müzeye 2018 yılında kavuştu. Ünlü mimarların katıldığı yarışmayla seçilen bugünkü müze, gerçekten bölgenin görkemli tarihine yakışan bir müze olmuş.
Truva antik kentine birkaç yüz metre mesafede yer alan müzeyi Vali İlhami Aktaş'la gezerken şöyle diyor:
"Troya Müzesi, ülkemiz adına önemli kültürel diplomasi fırsatları sunduğu gibi kültür turizmi açısından da sektöre önemli katkı sağlayacaktır.
Müzemiz açıldığı tarihten bu yana, 'Avrupa'da Yılın Müzesi Ödülü'nde finale kalmış, ülkemizin 'En Başarılı Müzesi' seçilmiştir. Ayrıca 'Ulusal Mimarlık Ödülleri'nde de tek yapı dalında birincilik ödülü almıştır.
İnanıyorum ki müzemiz, ülkesine değer katan, ilham verici küresel bir müze markası olmayı başaracaktır."

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar