MISIR DÜŞMEDEN KUDÜS ALINAMAZDI
Mahmut ÖVÜR

Mahmut ÖVÜR

MISIR DÜŞMEDEN KUDÜS ALINAMAZDI

ABD Başkanı Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmesi aslında bölgede Arap Baharı'yla başlayan hareketlenmeyi durduran, hatta soğuk savaşın bitmesiyle İslam'ı düşmanlaştıran ABD siyasetinin bir devamı niteliğinde.
Trump'ın içeride sıkışması bir bahane, gerçekçi değil. Çünkü bu siyaseti, 100 yıl hatta bin yıl önceden tanıyoruz. O günlerde de bugün de olaylar, bölgenin simgesel şehri Kudüs etrafında cereyan etti. Siyasal zemin de birbirinden çok farklı değildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump'ın Kudüs kararını ve bugünkü siyasi zemini değerlendirirken şöyle diyordu: "İslam dünyasındaki bölünmüşlük ve iç sorunlar da ABD'nin böyle bir karar almasını kolaylaştırdı. Irak'ta, Suriye'de yaşananlar ortada. Hakeza, Libya, Mısır, Yemen'de de ciddi sıkıntılar var. Kudüs konusunda böyle bir adım atılması, birilerinin bu durumu fırsat bildiğini gösteriyor." 
İki yıl önce 1 Kasım 2015'te "Selahaddin Eyyubi'den Erdoğan'a" başlıklı yazımda İslam dünyasında ve Ortadoğu'da yaşanan çatışmaları yaklaşık bin yıl önceye benzetmiş, doktorasını Oxford Üniversitesi'nde yapan Abdul Rahman Azzam'ın Selahaddin Eyyubi kitabından alıntılar yapmıştım. İşte onlardan birkaçı: "Yöresel çekişmeler, entrikalar, ihanetler, ittifaklar ve hesaplı hıyanetler (...) kaçınılmaz çevresel koşulların sonucuydu."... "Haçlıların gelişinin arifesinde (...) Suriye bir savaş bölgesiydi."... "Bu yıllar Müslümanlar için çalkantılı, Haçlılar için ise umutlandırıcıydı."... "İnsanlık dışı katliamlarının haberi yayıldıkça, göç edenler ve yerinden edilenler..." "Haçlılara karşı, 'Müslümanların duyarsızlığı, hareketsiz kalması ve korkusu'ndan söz ediliyordu." 
Gördüğünüz gibi durum bin yıl önceye göre çok farklı değil. Olayların merkezindeki şehirler de aynı. Bağdat, Şam, Halep, Musul, Kahire, Kudüs, Sincar, Menbiç, Rakka ve Suruç... Selahaddin Eyyübi, bu merkezlerdeki kaosu bitirdikten ve birliği sağladıktan sonra Kudüs'e yönelmiş. Şimdi aynı şeyi (sanki tarih tekerrür ediyor) Batı yapıyor, kimi ülkeyi teslim alarak, kimi kaosa sürükleyerek.
O gün de bugün de kilit ülkelerden biri Mısır'dı. Eyyubi üzerine araştırma yapan uzmanlara göre; "Mısır düşmeden Kudüs alınamazdı." Batı'nın bugün Mısır'daki darbe karşısında neden sustuğu daha iyi anlaşılıyor. Son yıllarda Batı'nın sanki birbiriyle ilişkili değilmiş gibi yürüttüğü siyaset aslında birbirinin devamı. Mısır'ın darbeyle kontrol altına alınması, Libya ve Suriye'nin iç savaşla çökertilmesi, Arap ülkelerinin S. Arabistan ve BAE yoluyla hizaya sokulması, İran-Suudi gerginliğinin yükseltilmesi, hatta Türkiye'nin kuşatılması... Kudüs'ün başkent ilan edilmesi için bundan daha iyi bir ortam olamaz.
Bütün bu olanlarda, elbette bizim de içinde bulunduğumuz birbiriyle didişen ve olup bitenlere duyarsız kalan Müslüman dünyanın günahı çok büyük... Türkiye o dünyanın üzerine çöken kara bulutları dağıtmak ve küresel emperyalist siyasete itiraz etmek için yıllardır çığlık atıp duruyor. Bu yüzden Batı'nın hışmına uğruyor, bu yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı medyasının manşetlerinden inmiyor.
Son noktayı şu hatırlatmayı yaparak koyalım. 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra İtalyan La Repubblica gazetesinin manşetinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kastederek şöyle diyordu: "Selahattin Eyyubi durduruldu."
Bu gerçeği ve Eyyubi'nin şu mesajını Müslüman dünya fark ettiğinde çok şey değişecek: "Minberlerde ve medreselerde ve çarşı pazarda mesaj her zaman aynıydı. Kudüs, Kudüs, Kudüs... Stratejik olarak önemli olmamış olabilir ama bu mesele değildi. Çünkü Kudüs her şeydi."

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar