Stratejik Ortak mı "Hasım" mı?
Mahmut ÖVÜR

Mahmut ÖVÜR

Stratejik Ortak mı "Hasım" mı?

Haber aynen şöyle:
"İkisi ABD'li yetkili olmak üzere konu hakkında bilgi sahibi dört kaynağın Reuters'a verdiği bilgiye göre yaptırımlar Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve SSB Başkanı İsmail Demir'e uygulanacak."
Şu sıralar hem AB'nin hem de ABD'nin Türkiye'ye yaptırım uygulayacağı gündemde. İki küresel gücün Türkiye'ye yönelik aynı kararı alması tesadüf mü yoksa "emperyalist" ortak arzu mu? Biri Türkiye'nin Akdeniz'de "agresif siyaset" izlemesini, diğeri S-400 alımını gerekçe gösteriyor ama gerçeğin öyle olmadığını onlar da biliyor. Biliyorlar çünkü en basiti ABD, Türkiye'ye neden Patriot vermediğini açıklayamadı.
Onların derdi Türkiye'nin son dönemde Suriye'den Doğu Akdeniz'e, Libya'dan Karabağ'a uzanan coğrafyada sahaya inip aktif siyaset üretmesi ve savunma alanında yaptığı harp tarihini değiştiren hamleleri... Bu yaklaşımları açıkça şunu gösteriyor; hem ABD hem de AB, Türkiye'yi artık "hasım" görüyor.
Bu gerçeği Trump'ın giderayak imzaladığı veya imzalayacağı söylenen CAATSA yaptırımları açıkça gösteriyor. CAATSA yaptırımlarının açılımı aynen şöyle; "ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası..."
Gördüğünüz gibi NATO üyesi Türkiye, artık ABD'nin stratejik ortağı değil hasmı... Tıpkı İran ve Çin gibi. ABD açıkça Türkiye'yi "hasım" ilan ederek şunu söylüyor; "Benim dediğimi yapmazsan düşmansın."
Başkan Erdoğan bu durumu "saygısızlık" olarak niteliyor ve şöyle diyor:
"Gerek Sayın Trump döneminde gerek Sayın Obama döneminde her zaman iftiharla 'Türkiye gibi bir NATO ülkesine sahibiz' denilirken, şu anda Amerika'nın kalkıp CAATSA diye bir olayla Türkiye'yi karşı karşıya getirmesi, bir defa NATO'daki çok önemli bir ortağına yapılan bir saygısızlıktır."
Siyaseten böyle yaklaşılsa da işin arka planında başka bir gerçek var. O da geçmişteki gibi istediğinde Türkiye'yi susturan, istediğinde darbe yapan, devleti içeriden kuşatan ABD'nin, artık bunları yapamayacak olması. Bu onları müthiş rahatsız ediyor. Aynı şey AB'nin kurucu babaları için de geçerli. Onlar da eski Türkiye'yi özlüyor. İçerideki uzantıları gibi...
Bu kararların Biden dönemine kalmamasıyla ilgili de birçok şey söyleniyor. Kimi Trump'ın Biden'ın daha sert kararlar almaması için devreye girdiğinden söz ediyor, kimi de son dönemde açık Türkiye düşmanlığıyla siyasi arenaya çıkan Dışişleri Bakanı Pompeo'nun süreci hızlandırdığını söylüyor. Denilen, Pompeo Türkiye üzerinden 2024 başkanlık seçimlerine yatırım yapıyor.
Arka planında hangi gerekçe olursa olsun, ABD ve AB'nin alacağı kararlar, onların gerçek yüzünü gösterdiği gibi Türkiye'nin de çok yönlü siyaset izleyen "tam bağımsız" çizgisini işaret ediyor. Bunun Türkiye'ye bir bedeli olacak ama onlara da olur. Özellikle de AB'ye... Böylece AB, Türkiye'yle birlikte, içinde yükselen ırkçı faşist, İslam karşıtı akımların panzehiri olacak yeni bir evrensel değerler hamlesi yapma şansını hepten kaybeder.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar