Ulaşımda gerçekler ve yalanlar
Mahmut ÖVÜR

Mahmut ÖVÜR

Ulaşımda gerçekler ve yalanlar

Seçim sürecinde siyasi partilerin, yeni şeyler söylemesi, siyasi sorunlara çözüm önerileri getirmesi, uçuk da olsa vaatlerde bulunması süreci ne kadar renklendiriyorsa, yalan ve iftiralar da bir o kadar kirletiyor.
Oysa Türkiye'nin küresel altüst oluşun yaşandığı bir zamanda daha pozitif yaklaşımlara ve samimi eleştirilere ihtiyacı var. Bu nedenle siyasi arenada daha çok ekonominin, yatırımın ve yeni teknolojinin konuşulması gerekir.
Ne yazık ki bu konularda muhalefet iyi bir performans gösteremiyor.
Bırakın siyasi yalanları, ekonomi ve yatırım alanlarında bile sağlıklı bir yaklaşım yok. Alın köprülere ve ulaşım altyapısına yapılan itirazları... Kimi yapılanları gereksiz buluyor, kimi bazı yatırımları durduracağını söylüyor. Gerçeklerle yalanlar birbirine karışıyor. Örneğin köprülerden geçen araba sayılarına bir bakalım.
Kars'ta yoğun bir seçim çalışması yürüten Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan son rakamları veriyor:
"AK Parti döneminde yapılan köprülerle ilgili son rakamlar şöyle: Yavuz Sultan Selim Köprüsü: Garanti edilen yolcu sayısı 135 bin. Şu anda ortalama geçen araba sayısı 110 bin. Osman Gazi Köprüsü:
Garanti edilen 40 bin. Şu anda geçen 30 bin.
Avrasya Tüneli: Garanti edilen 68 bin, şu anda geçen 55 bin..." Arslan rakamları verdikten sonra devam ediyor: "Tüm bu projelerle ilgili garanti rakamının ilk yıllarda yakalanamayacağını biz de biliyoruz. Ama bu yatırımların ülke ekonomisine, çevreye ve vatandaşa sunduğu kolaylıklar önemli.
Ve daha önemlisi işletme süresi bittiğinde bu yatırımların devlete kalması.
İmtiyaz hakkından devlet milyarlarca lira kazanacak." Bunlar böyle de ülkenin dört bir yanına yapılan duble yollar, köprüler, tüneller, demiryolları onların bağlandığı limanlar ne işe yarayacak ve nasıl bir Türkiye'nin kapısını aralayacak? İşin bamteli tam da burası...
Bakan Arslan önce, "Neden, Demirel'in yaptığı köprüden 11 TL'ye, Erdoğan'ın yaptığı köprüden 114 TL'ye geçiliyor?" sorusuna cevap vererek başlıyor:
"Şu gerçek unutuluyor, Demirel'in yaptığı köprüyü devlet yaptı ama Anadolu'nun hiçbir yerine bir şey yapmadı.
Biz Yap- İşlet- Devret (YİD) yöntemiyle özel sektöre yaptırıyoruz.
Devlet de oraya yatırmadığını Anadolu'ya yatırıyor." Peki, bunca yatırım sadece vatandaşa ulaşım kolaylığı mı sağlayacak? Cevabı Bakan Arslan, yatırımların arkasındaki felsefeyi anlatarak veriyor: "Elbette vatandaşın yolculuğunu kolaylaştırmak önemli ama daha önemlisi bu yatırımlarla sanayinin, ticaretin önünün açılması.
Ayrıca uluslararası taşıma koridorları tamamlanıyor. Dünya taşımacılığında Türkiye tercih edilen ülke oluyor, daha da olacak. Böylece hava, kara, demir ve deniz yoluyla Türkiye'den geçen herkes bu ülkeye para bırakacak." Bu noktada Bakan Arslan şu günlerdeçok konuşulan Güney Kore örneğini veriyor:
"Güney Kore 70- 90 arasında tam bizim yaptığımız gibi yaptı. Bir ulaşım altyapısı seferberliği başlattı. Onun arkasından sanayi ve teknoloji yatırımları geldi. Güney Kore altyapısını bitirdiği ve yatırımı da o noktaya getirdiği için bugün dünyada da iş yapabiliyor. Biz de bunu başarma noktasındayız. Altyapı bitmek üzere... Altyapıyla birlikte Ar-Ge'ye de ciddi bütçe ayrılıyor. AK Parti döneminde yüzde 0.3'lerden yüzde 2.5'e ulaştık. Hedef yüzde 4. Yerli ve milli sanayi bu altyapı üzerinde yükselecek."
Ve son bir sitem: "Haksızlık etmesinler, Türkiye'de uygulanan YİD modeline dünya gıpta ile bakıyor. Bizden teknik destek istiyorlar, biz de gidip anlatıyoruz.
Birileri bilerek rakamları da, yapılanları da saptırıyor. Bu doğru değil."

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar