Büyük ATATÜRK öldüğünde hakkında çok söz söylendi, yazıldı. Zamanın liderleri, başkanları, siyasetçileri, tarihçileri gazetecileri.. O kadar övgü dolu sözler ki bunlar insan gurur duyuyor, “ne kadar şanslı bir milletin evladıyım” diyor…
Günümüz şartlarına birebir uyan bir yazı dönemin Alman gazetesinde yer almış.
“ATATÜRK TÜRKİYE’Yİ TEK DÜŞMANI KALMAKSIZIN BIRAKMIŞTIR. BU ZAMANIMIZIN HİÇBİR DEVLET ŞEFİNİN BAŞARAMADIĞIDIR.”
Bugün dost olduğunu zannettiğimiz Suudi Arabistan ve Katar’ın ne kadar güvenilir olduğu konusunu yorumlamaya bile gerek yok. Bunlardan başka dost sandığımız ülke de yok zaten.. Dünyada yalnızlaşmış, içeride ve dışarıda düşmanları bol ülkemizde neler yaşamaya gebeyiz?
Belirsizlik, endişe, korku, kafa karışıklığı almış başını gidiyor.
Rusya ile aramızın düzelme emarelerinin olduğunu düşünüyoruz. Rus yetkililer bile henüz düzeldik diyemiyor ama bizimkilere bakarsak her şey yolunda..
Son yaşadığımız Rus Büyük Elçisine Suikast olayı istihbarat zafiyetinin hatta istihbaratın olmadığı, olamadığı bir ülke haline geldiğimizin ilamı. Büyük Elçi bizim topraklarımızda öldürüldü, üstelik bir polis tarafından ve sonuç;
olmayan istihbaratımıza Rus takviyesi geliyor.
Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı Burhan KUZU ’nun açıklaması iktidarla ilgili düşüncelerimizi her ne kadar doğrular nitelikte olsa da, insan ülkesi adına üzülüyor ve dahası utanıyor. “Keşke bu açıklama yapılmasaydı” dedirtiyor.
Ne dedi Burhan KUZU:
"Nasıl oluyor da Rus Büyükelçiği'nde bir Rus koruma olmuyor anlamıyorum. Yani tamam, bizim gevşekliğimizi bir kenara koyarak bunu söylüyorum, o ayrı bir konu".
Rus yetkilileri ve gazeteleri de doğal olarak cevap veriyor;
“Elçilik çalışanlarının silah taşıma hakları yok bu nedenle büyükelçileri kendi imkanlarımızla korumamız çok zor.”
“Yabancı bir büyükelçinin ölümünün sorumluluğu, bulunduğu ülkeye aittir”
“Irak ve Afganistan gibi olmasa da, Türkiye de artık hem kendi vatandaşları hem de yabancılar için yüksek risk bölgesi haline geldi. Rusya büyükelçisinin ölümünde doğrudan sorumluluk sahibi olmasalar da, ANKARA’daki LİDERLERİN DE KUŞKUSUZ BUNDA DOLAYLI SORUMLULUĞU VAR.”
Bu ve benzeri mealde açıklamalar bildiğim güzel bir sözü hatırlattı:
“SORUMLULUKLARINIZI YERİNE GETİRMEKTEN KAÇABİLİRSİNİZ AMA SORUMLULUKLARIN YAPILMAMASININ SONUÇLARINDAN KAÇAMAZSINIZ..”
SONUÇ: İSTİHBARAT DESTEĞİ!..
SONUÇ: BÜYÜKELÇİNİN NAAŞI BİLE RUSYA’DAN GELEN UÇAKLA ALINACAK..
…..
Türkiye’miz ne kendi vatandaşları nede yabancılar için artık güvenilir bir ülke değil. Yaşamlarını sürdürmeye çalışanlar için gelecek planlarının yapılamadığı, güven duygusunun yerini korkuya bıraktığı, yabancıların ise artık gelmeyi hiç düşünemeyeceği bir ülke..
Çağdaş zihniyet ve dava inancıyla bezenmiş memleket sevgisi bizim en iyi bildiğimiz ama unutturulmaya çalışılan değerlerimiz.
“O büyük insan yalnız Türkiye için değil, bütün doğu milletleri için de en büyük önderdi.” diyen zamanın Afgan Kralı Emrullah HAN,
“Atatürk gibi insanlar bir nesil için doğmadıkları gibi belli bir devre için de doğmazlar. Onlar önderlikleriyle yüzyıllarca milletlerin tarihinde hüküm sürecek insanlardır.” diyen dönemin Tahran Gazetesi,
Ve yazmakla bitmeyecek bu yorumlar, bizim liderimiz ve bıraktığı eser için yapılmış.
Bugün yaşadıklarımızı hak etmiyoruz. Hiçbir ülkenin insanı hak etmez elbet ancak böyle bir tarihe sahip ülkenin insanları hiç hak etmiyor.
Yakın tarihimizde yaşadığımız milli mücadele ruhunun bize unutturulması ve üstelik bu ruha fütursuzca dil uzatılmasına seyirci kalmak bu milletin ruhuna aykırı.
DEĞERLERİMİZİ HATIRLAMAYA, YAŞATMAYA, ÜLKEMİZE OLAN SEVGİMİZİ GÖSTERMEYE GEÇ KALDIĞIMIZ SÜRECE SONUÇLARININ BEDELLERİNİ ÖDEMEYE DEVAM EDECEĞİZ.
HAK ETMEDİKLERİMİZİN SORUMLUSU, HAKSIZLIĞA UĞRAYAN BİZLER OLACAĞIZ..
Sibel PARMAKSIZ