GAFLET VE DALALET… SURİYELİ SIĞIMACILARA VATANDAŞLIK.
Sibel PARMAKSIZ

Sibel PARMAKSIZ

GAFLET VE DALALET… SURİYELİ SIĞIMACILARA VATANDAŞLIK.

Gaflet: Dalgınlık, dikkatsizlik, yanılma, ihmal. “Bir şeyin gerekliliği ortada iken bunun idrak edilememesi.”

Dalalet: Sapınç, sapkınlık, doğru yoldan ayrılma.

“Bütün bu şeraitten (koşullardan) daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler.” (Atatürk)

Son zamanlarda ana gündem konusu; “Suriyelilere Vatandaşlık Hakkı”. Sayın Cumhurbaşkanımız TOKİ evlerini de verecek. 3 milyon Suriyeli, nerden baksanız 1.5 milyonu seçmen olacak yaştadır, işlem tamam yani... Haa bir de TOKİ deki ekonomik kriz, paralı Suriyelilerle çözülmüş olacak…

Savaş mağduru 3 milyon insanın yaşadığı dram hepimizce malum. Çoluk çocuk, yaşlı, genç yüzlerce insan Ege sularında boğulurken yüreğimiz sızladı.

Ülkemizde ellerinde çiçekleriyle barış şarkıları söyleyen gençlerimizin parçalanmış bedenlerine, masum yüzlerce insanın sokaklarda, hava alanlarında, bombalarla parçalanmasına, her gün gelen şehit haberlerine seyirci kalmanın dayanılmaz acısına Suriyeli sığınmacıların trajik durumunu ekledik, üzüldük.

Üzüldük ve üzülmeye devam ediyoruz elbet. Ancak,3 milyon Suriyeli için üzülmekle onlara “Vatandaşlık Hakkı” verme boyutunu aynı düzlemde değerlendirmek, Türk Milletini vicdan muhasebesi içinde bırakmak, bu uygulamaya karşı olan insanlarımızı acımasız olmak ile suçlamak ve hatta daha da ileri giderek konuyu “ırkçılık” olarak görmek, gerçek bir GAFLET, bu uygulamanın oy devşirmekle ilgisi olmadığını iddia etmek ise tam bir DALALET olur.

3 milyon savaş mağduru insan, sadece bizim değil Avrupa ve Amerika’nın da meselesi olmalıdır. İktidar, Suriyeli sığınmacılar için para ve Avrupa’ya vizesiz geçiş izni alma pazarlığını yaptı. Perişan haldeki bu insanların durumundan fırsat yaratmaya çalıştı. Ama olmadı, pazarlık tutmadı. Vizesiz Avrupa’ya giriş kabul edilmedi, parada istenildiği kadar alınamadı.

Türkiye’de 6 milyon işsiz var. Kayıt dışı güvencesiz çalışan yüzbinler var. 17 milyon yoksul var, bunların çoğu açlık sınırında yaşıyor. Sosyal yardımlar olmadan yaşamlarını sürdüremeyecek durumda olan milyonlar var. Dükkanlarını kapatan borç batağında esnaflar, 5 yıllık gelirini şimdiden kredilere bağlamış memur ve emekliler, ürünü para etmeyen isyan içinde çitçi ve köylüler,evsiz, barksız insanlar, tüm zorlukları aşarak okumuş yüzbinlerce üniversite mezunu genç işsiz var.

Tüm bu ekonomik sorunların yanında terör her an hepimize vurabilir kaygısı var. Şehit haberlerini korkuyla bekleyen yüzbinlerce aile var.

Bu sorunlara çare bulması gereken iktidar bunalmış, yorulmuş, gerilmiş insanımızın sırtına 3 milyon Suriyeli sorununu da yıkmaya çalışıyor. Oysa büyük trajedi yaşayan bu insanların gerçek ve kalıcı bir çözüme ihtiyacı var. Bu da ancak ülkeler arası diplomatik yolla olabilir.

Evi, işi, parası ve huzuru kalmamış insanlarımızın 3 milyon Suriyeli sığınmacının eklediği sorunlara tepki göstermesi kadar doğal ve haklı hiçbir şey olamaz. Sokaktaki insan, günlük yaşantısına yapılan müdahaleye tepki veriyor, işsiz insan kendi işgücünün önceliği olduğunu düşünüyor, evsiz insanlar TOKİ’de ev varsa bana verilmeli diyor.

Asıl mesele, insanımızın verdiği tepki değil, Suriyeli sığınmacılarla halkı karşı karşıya getiren yanlış politikalarda. Bu yanlış politikanın sokak çatışmalarını doğurmaya başlamasının faturasını korkarım halkımız ödeyecek, sebep olanlar ise işin içinden sıyrılmanın yolunu bulacak.

14 yıllık AKP iktidarı ve Tayyip Erdoğan ilk kez kendi tabanından destek göremediği bir girişim içindeler ve bu yüzden de “Vatandaşlık Hakkı” vermeyi halka sormayacaklar. Millet İradesi ile iktidar olanlar, “milli iradeyi” dillerinden düşürmeyenler, millete sormaya cesaret edemeyecekler.

Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan insanların, yaşadıkları ekonomik sorunlar nedeniyle başka ülkeler için AB fonuna vergi vermeyi reddetmeleri ne kadar anlaşılabilir bir tepki ise,  bizim insanlarımızın da yoksul yaşamlarına 3 milyon insanın dahil olmasını reddetmeleri çok ama çok daha anlaşılır bir tepki olmalıdır.

Ekonomik açıdan bize göre iyi durumda olan ülkeler kıllarını kıpırdatmazken, durumdan vazife çıkarmaya çalışan iktidar, ülke ekonomisini çok daha büyük açmazlara sürüklemektedir.

Amerika yılsonuna kadar 10 bin Suriyeliye oturma izni verme konusunu sonuçlandıracakmış. Adamlar 10 bin Suriyeliye sadece oturma izni verecekler ve bunun için aylarca çalışacaklar, inceleyecekler, seçecekler. Terörle uzaktan yakından ilgisi olmadığına emin olduklarını, okumuşları, muhtemelen paralı olanları alacaklar.

Türkiye’ye giren 3 milyon Suriyelinin arasında terörist var mı yok mu? Bilmiyoruz(!)

Dünyayı ilgilendiren bir konuda, iktidarın yanlış politikalarının sonuçlarının ağır faturasını halkamıza çıkartmak, HAKSIZLIK!ACIMASIZLIK!

Aş, iş, ev isteyen halkımızın isyanını vicdansızlık olarak görmek, GAFLET!

Vatandaşlık Hakkı vermenin gerçek sebebinin Başkanlık için oy devşirmek olmadığını söylemek, DALALET!

Diplomatik çözüm yolları aramak yerine Suriyeli sığınmacılar ile halkı karşı karşıya getirmek, çatışma ve kaos ortamı yaratmak ise VATANA HIYANET tir!..

Son Yazılar