YENİ YIL.. YENİ UMUTLAR DEMEK Mİ?
Sibel PARMAKSIZ

Sibel PARMAKSIZ

YENİ YIL.. YENİ UMUTLAR DEMEK Mİ?

YENİ YIL.. YENİ UMUTLAR DEMEK Mİ?

Her yeni yıla yaşamımıza yenilikler getirmesi umudunu taşırız. Adı gibi yeni şeyler isteriz. Yeni bir yıl ile besleriz planlarımızı, hayallerimizi..

Bir yılı deviriyoruz ya güzel duygularla, neşeyle karşılarız. O akşam daha bir özenli giyinir, dostlarla bir araya gelir birlikte yer, içer neşelenmek isteriz. Kimimiz evlerimizde, bazılarımız eğlence yerlerinde. Herkes kendine göre karşılar yeni yılı. Ama mutlaka farklıdır hepimiz için her 31 Aralık gecesi..

Eski yıla veda, yeni yıla merhaba demek için eğlenmek alışılmış bir ritüeldir. Zira yeniliğe, umuda neşeyle girilir, aksini düşünmek se durumun doğasına aykırıdır.

Yazık ki bu yıl ülke olarak sarsıldık. 39 masum insan yeni yılda yeni umutlara yol alamadılar. Çağdışı, bağnaz zihniyetin beslediği terör örgütünün kurbanı oldular. Kaybettiğimiz bu masum insanların 25’i yabancı ülkelerden Türkiye’ye yeni yıl kutlaması için geldiler ve öldüler.

Ülkemiz ne kendi vatandaşları ne de yabancılar için güvenli bir ülke değil artık. NEDEN? Sorusunu hepimiz mutlak sormak ve doğru cevapları vermek zorundayız.

Haklı olarak korkuyoruz elbet, zira korkutuluyoruz. Ama çözüm; içimize serpilen korku tohumlarına esir olmak değil, o tohumların yeşermesine engel olmakta.

Korku, her insanın doğasında var olan bir duygu. Ancak bu duygunun esaretine girmek tüm yaşamımızı, geleceğimizi feda etmek anlamına gelecek. “KORKU KÖLELİKTİR” diyor Eflatun.

Totaliter rejimler, diktatörlükler toplumları korkutarak varlıklarını sürdürürler. “ÇOĞU HÜKÜMETİN TEMELİ KORKUDUR” demiş John Adams.

Başbakanımız; “bu tür olaylar olacaktır” diyor. Kemal Kılıçdaroğlu haklı olarak soruyor: “önleyemeyiz diyemiyor” neden?”

Ve devam ediyor;

“Herkes te bir öldürülme korkusu var.”

AKP seçmenine sesleniyor;

“Kavgadan, gözyaşından, annelerin feryadından bıkmadınız, üzülmediniz mi?”

“Memleketi bu hale kim getirdi? sorusunu sorun”

"Halk ölüm korkusu içindeyse yöneticilerden hesap sorar. Hükümet hesap soranlara terörist diyorsa terör konusunda hiçbir çözümü yok demektir!"

……

Bugün laiklik istediğini söyleyen ve bunun için laiklik sloganı atan iki halkevi üyesi önce gözaltına alındı ve sonra tutuklandı.

Tek suçları laiklik için slogan atmak!...

Cezaevine girmek için, öyle ya da böyle muhalefet yapmak yeterli. Gazeteciler, yazarlar, akademisyenler, demokratlar.. Hak aramak suç, söylemek suç..

Bombalar patlıyor, insanlar taranıyor, işsizlik, yoksulluk ve bir de bunun üzerine iğneden ipliğe zam. Ama işçi, memur ve emekliye komik zamlar…

Artık haber değeri bile olmayan kadın cinayetleri, tecavüzler, çocuk istismarları…Bir çocuk babası tarafından cinsel istismara uğradığını söylüyor ve babası ile aynı evde yaşamaya devam ediyor. Bu yeni bir vaka. Devlet çocuğu korumaya almadı. Yaşadığımız terör ve kaos ortamında bu konu kaynadı…

Ülkemiz yangın yerine döndü. Tutulacak tek bir sağlam yeri kalmadı. İktidar çözüm bulmaktansa ayakta kalmanın yollarını arıyor. Ömrünü uzatabilmenin çarelerinin peşinde..

“Tehlikeli ortamlar ve bu ortamların yarattığı korkunun insan psikolojisinde sindirme hissi yarattığını”, söylüyor uzmanlar.

Siniyoruz çünkü korkuyoruz, ya da korkutuluyoruz ve bu yüzden siniyoruz..

Oysa belki bilmiyoruz;

“NE KADAR AZ KORKARSAK, O KADAR AZ TEHLİKEDEYİZ.” (Titus Livius)

Sibel PARMAKSIZ

Son Yazılar