YEREL SEÇİMLER.. KAN KAYBI TAZE KANLARLA TELAFİ OLUR MU?
Sibel PARMAKSIZ

Sibel PARMAKSIZ

YEREL SEÇİMLER.. KAN KAYBI TAZE KANLARLA TELAFİ OLUR MU?

Uzun bir aradan sonra merhaba..

24 Haziran seçim sonuçlarının ülkenin yarısından fazlasının hayal kırıklığı ile sonuçlandığı gerçeğini, yapılan açıklamalar, söylemler değiştirmedi, değiştiremiyor. Sonuçlara ilişkin zihinlerde oluşan şaibe varlığını sürdürüyor.

Yapılmayan belki de yapılamayan açıklamaların geride kaldığı günümüzde, gündemimiz YEREL SEÇİMLER.

İktidar partisi AKP’nin ve ortağı MHP’nin ısrarla YEREL SEÇİMLERİN üzerinde durması ve Cumhur İttifakını sürdürme telaşı boşuna değil. İstedikleri büyük ölçüde oldu. Başkanlık sistemi kuruldu, 400 vekil olmasa da meclis çoğunluğu ellerinde ama buna rağmen yerel seçimler için var güçleriyle çalışacaklar.

Neden?

Seçim sonuçlarındaki kritik tablonun sanırım en çok onlar farkında.. Ülkenin kaderinin 1,5 – 2 milyon seçmenin oyları ile belirlendiği bir ülkede iktidarın bıçak sırtında olduğunun farkındalar. Üstelik 2 milyon seçmen oyunun şaibelerinin tartışıldığı, gerçeklerin bir türlü gün yüzüne çıkamadığı da düşünülürse..

Hatırlarsanız Saddam Hüseyin seçimlerde %90 oy ile seçilirdi. Adı seçim olan bu tiyatroda kimse bir şey yapamaz, iktidarın gücü ve baskısı ile Saddam %90 ile seçimlerden çıkardı. Demokrasinin adının bile olmadığı böyle diktatörlerin yönettiği ülkelerde ve özellikle Ortadoğu ülkelerinde bu sonuç bildik nedenlerden dolayı anlaşılır bir durumdu.

Ülkemizde yapılan seçimlerde eşik hali hazırda şaibeli %2 ile aşılıyor. Bu kritik eşik, Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünden gelen bir dinamizmin sonucu. Ne yapılırsa yapılsın, ülkenin yarısı (biliyoruz ki daha fazlası) Cumhuriyetinden ve kurucusunun değerlerinden kopmak, koparılmak istemiyor.

Halkın bu değerlere sahip çıkmasının altında yatan en önemli sebeplerinden biri hiç şüphesiz yaşam tarzından ödün vermeme direnci . Bu direnç kırılamıyor ve kritik eşik de aşılamıyor. Tayyip Erdoğan başkanlığını %90’lar seviyesinde tazelemek isteyecek şüphesiz ama başaramayacak. Zira Türkiye bir Irak değil ve olmayacak da!..

Yerel seçimler çok önemli. Çünkü yerel yönetimlerin ve özellikle metropol illerin büyük bütçelerini ele geçirmek olayın ekonomik boyutu, ülkenin tamamının yaşam biçimini değiştirmek ise sosyal boyutu. Bu iki boyut tamamlandığında iktidarları babadan oğula, damada sürüp gidecek. Hayal bu. Elbet mümkün olmayacak!.

Ancak olmayacak dediklerimizi “olmaz” kılacak şey de şüphesiz sözler ve temennilerle sınırlı kalamaz. Yaşadıklarımız ve ülkenin getirildiği durum, bunun en açık göstergesi. Tehlike uzak geliyordu, gördük ki yanı başımızdaymış.. Felaket de uzak görünmesin, zira yanı başımızda.

Bu sebepledir ki; iktidar için son etap olan yerel seçimlerin çantada keklik olmadığını muhalefetin yapacağı çalışma, gösterilecek adaylar ve umudunu kaybetmiş seçmenlerin umut kapılarını yeniden açmakla mümkün olacaktır.

Burada en büyük sorumluluk her zaman olduğu gibi, ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisine düşüyor.

24 Haziran seçim sonuçlarının seçmen üzerinde yarattığı hayal kırıklığının üzerine yaşanan kurultay tartışmaları ile artan güven kaybı acilen telafi edilmek zorundadır.

Egenin incisi dediğimiz, yaşam tarzı ve enerjisi ile ülkemizin ender illerinden biri olan İzmir, uzun zamandır AKP’nin gözünü diktiği bir yer.

Bazı kızgın ve umudunu kaybetmiş seçmenlerin, “seçimi boykot” edeceğini söylemesi kesinlikle dikkate alınmalı ve değerlendirilmelidir. 2014 yılı cumhurbaşkanlığı seçiminde katılım oranının düşüklüğünün yarattığı sonuç ve günümüze taşıdığı tablo unutulmamalıdır.

Yerel seçimlere düşük katılım demek, İzmir ve benzeri yerleri AKP’nin kucağına bırakmak olur. Felaketin parçası olmak yerine, çözümün parçası olunmalıdır. Bu kesimi ikna etmek ve umut olmak muhalefet partilerinin sorumluluk alanına girer. Öncelikle de Cumhuriyet Halk Partisinin.

İzmir’de yaşayan bir kadın olarak İzmir’e ve partili olarak CHP’ye yoğunlaşmak isterim.

İzmir’in Cumhuriyet değerlerine olan bağlılığı, zayıflamış güven duygusu karşısında beklenileni veremeyebilir. 2014 Seçimlerdeki katılım oranının düşüklüğüne İzmir seçmeninin katkısı asla unutulmamalıdır.

Kişi yada kişilere bağlı siyaset devri kapatılmalı, seçim kazanma hedefine odaklanarak İzmir’in dokusu çok iyi analiz edilmelidir.

Seçmenlere yeniden umut olmanın yollarından biri yerel yönetimlerde yeni yüzlere yer vermek olmalıdır. Yeni yüzlere ve kadınlara..

%33 cinsiyet kotasının dikkate alınmadığı genel seçimlerde kadın beklentisinin karşılanmamış olması, yerel seçimlerde telafi edilmelidir.

Eğer umudu yeşertmek, güveni tazelemek Büyük Şehir Belediyesi ve tüm ilçelerin yeni başkanlar ve yönetimlerle tazelenmesi ile olacaksa bu yapılmalıdır.

İl genelinde gerçekleşecek böyle bir yapılanmanın umut olacağı ve oy oranını yüksek tutacağı ihtimali göz ardı edilmemelidir.

Bu noktada öncelik kişisel beklenti ve hedefler değil, nasıl bir yolun ve yöntemin seçimlerde karşılık bulacağı olmalıdır. Ülkesini sevmek ve gerçek partili olmak; önceliğine ülkesini ve parti değerlerini koymakla olur.

Kişiler üzerinden değil, amaç ve hedefler üzerinden hareket edilmelidir. Parti kutuplaşmış görüntüsünden acilen uzaklaşmalı, adaylar önce parti içindeki kenetlenmeyi ifade etmeli ve doğru insanlar belirlenerek seçim kazanma noktasına odaklanılmalıdır.

Partililer çalışmalarıyla güven vermiş, parti aidiyeti güçlü başkan adayları istiyor. Yerel yönetimlerin örgütlere olan müdahalesinin sonlandırılmasını, dar adamcı kadrocu anlayıştan partilerinin arındırılmasını bekliyor.

Seçmenler verdikleri oyun değerinin bilinmesini bekliyor. Yerel yönetimlerin sosyal belediyecilik yapmasını, vatandaşa eşit davranmasını istiyor.

Vatandaş güvenmek istiyor. Yaşam biçiminden ödün vermeden Atatürk’ün çağdaş dünya görüşüne bağlı İzmir’in korunmasını istiyor.

Yeni yüzler, azalan umutları yeşertebilir mi? EVET!

Taze kanlar, kan kaybını telafi edebilir mi? EVET!.

TEMİZ olması koşuluyla …

 

Sibel PARMAKSIZ

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar