“Demokrasi bir tramvaydır zamanı gelince inilir” diyenler, sözlerini tuttular. 14 yıllık iktidarları boyunca Cumhuriyet rejiminin kendilerine sağladıkları tüm fırsatları gayet fütursuzca kullandılar ve tramvaydan indiler.
Demokrasinin olmadığı yerde; hak, hukuk, adalet, özgürlük, eşitlik gibi kavramların da anlamı kalmıyor. Zira demokrasi yoksa bu kavramlar, boşlukta uçuşan içi boş baloncuklar gibi kaybolup gidiyor.
Ülkemiz öyle bir ortama sürüklendi ki, kimse geleceğini göremiyor. Dolar durmuyor. Cumhurun başı “su tükendi” diyor. “Yastık altındaki dolarlarını bozdur” diyor. Doları olan vatandaş koşturup bozduruyor sağ olsun. Ayakkabı kutularını unutmuş belli.. Ha bunu söylerken dışarıda dolar daha bir hızla yükseliyor o ayrı.
Savaş, terör, işsizlik, her gün her şeye gelen zamlar, yoksulluk… Yazmak istediklerim bunlar değil zira yaşıyoruz hepsini, kaygıyla, korkuyla..
Merak ettiğim; bu kaos ortamında, bu karamsar tabloda GENÇLERİMİZ ne düşünür? Genç, enerjik, deli kanların kendi gelecekleri için planları var mı? Ya da plan yapabiliyorlar mı? Ne hissediyorlar?
İktidar, Proje okulları uygulaması ile bilim, edebiyat, sanatla yoğrulmuş bir nesil yerine dini kalıplara sıkıştırılmış, çağdaşlıktan ve bilimsellikten uzak, biat edecek “dindar gençlik” istiyor.
Bununla da yetinmeyip, Diyanet kanalıyla gençliği camilerde örgütleme planı yapıyor. Çağdaş eğitimden uzak örgütlenecek “dindar gençlik” birilerine güç, kuvvet olacak. Fenden, edebiyattan, sanattan nasibini alamamış taze beyinler biat etmek üzere kodlanacaklar.
Ait olmadıkları bir savaşın ve terörün kurbanı olmasından korkan aileler bağırlarına taş basıp, kızlarına, oğullarına yurt dışında gelecek kurmanın hesabını yapacaklar, yapıyorlar..
Kendi ülkesinde gelecek göremeyen eğitilmiş beyinler başka ülkelerin ekonomilerinde katma değer yaratmak için çalışacaklar.
İşsiz gençler etraflarında akbaba gibi bekleyen vakıf adı altında ne olduğu belirsiz dini cemaatlerin ağına düşecekler, düşüyorlar.. İşsizliğin, yoksulluğun çaresizliğini fırsat bilenler bu gençlerimizi istedikleri gibi kullanacaklar, kullanıyorlar..
4.sınıftan sonra okul hayatlarına devam etmesi aslında istenmeyen çocukların erken yaşta evlendirilmesi için bin bir türlü manevralar yapılıyor. Evlilik yaşı küçültülmeye çalışılıyor.
Bununla da kalınmayıp, tecavüze uğrayan kız çocuğunu tecavüzcüsü ile evlendirme önergesi utanmadan meclise getiriliyor.
Amaç belli;
Çocuklar öyle uzun uzun okumasın, hele kız çocukları 4.sınıftan sonra hiç okumasın, erkenden evlensin.
Cinsel istismar affedilsin, hatta suç olmaktan çıksın. 12 yaşındaki tecavüz mağduru çocuk, 60 yaşındaki tecavüzcüsü ile evlensin.
Bütün liseler imam hatip olsun.
Gençler sinema, tiyatro, spor kulüplerine gitmesin. Bilimsel çalışmalar yapmasın. Camilerde örgütlensin.
Bütün bunların dışında bir tarafta Ortadoğu batağına sokulmuş bir Türkiye, bir tarafta her tarafımızı sarmış PKK, İŞİD, FETÖ terör örgütleri.
Her an kırılmaya hazır, çatlamış bir testi misali Ekonomi…
Ne yapacak bu gençlik? Geleceğine nasıl umutla bakacak?
Okuyabilen şanslılar yurt dışına kaçacak. Yeni bir beyin göçü..
İş bulabilen şanslılar ayakta kalmaya çalışacak..
İşsiz olanların bir kısmı belirsizlik içinde savrulacak, sürünecek.
Dindar ve de kindar gençlik mi ülkeye sahip çıkacak?
Elbette ki HAYIR!..
Cumhuriyeti korumanın ve yaşatmanın; ”Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” nesillerin yetişmesi ile mümkün olacağı gerçeğini HER AN hatırlayarak inatla yola devam etmek, ülkemizi emanet edeceğimiz gençlerimize sahip çıkmak BOYNUMUZUN BORCU OLMALIDIR.
Sibel PARMAKSIZ
YORUMLAR