MAHKEME BAŞKANI YÜZÜNE BAKA BAKA SORDU! O SORUYA CEVAP VEREMEDİ!

MAHKEME BAŞKANI YÜZÜNE BAKA BAKA SORDU! O SORUYA CEVAP VEREMEDİ!

MAHKEME BAŞKANI YÜZÜNE BAKA BAKA SORDU! O SORUYA CEVAP VEREMEDİ!

05 Haziran 2017 - 14:42

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe  girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı'nda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer aldığı 221 sanığın  yargılandığı davanın 11'inci celsesinde Genelkurmay Başkanlığı Özel Kalem  Müdürlüğünde görevli eski Kurmay Albay Osman Kılıç savunma yaptı. 

Mahkeme Başkanı , "Fetullah Gülen'in FETÖ terör örgütünün lideri olduğunu kabul  ediyor musunuz?" sorusuna Kılıç, yorum içerdiği için cevap vermek istemediğini söyledi.  Kılıç'ın bu sözleri salondakilerin tepkisini çekti. Mahkeme Başkanı, salonda  bulunan bir kişinin sanığa yönelik tutumu nedeniyle dışarı çıkarılmasını istedi.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları  Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler  ve tarafların avukatları katıldı.

Davanın 11'inci celsesi, Genelkurmay Başkanlığı Özel Kalem  Müdürlüğünde görevli eski Kurmay Albay Kılıç'ın savunmasıyla başladı.

Kılıç, askeri hattan aranıp Hava Kuvvetleri Komutanlığının  düzenleyeceği ödül törenine yardımcı olmasının istenmesi üzerine Akıncı Üssü'ne  gittiğini, böyle bir durum olmadığını anlayıp çıkmak istediğinde buna izin  verilmediğini savundu.

Nizamiyeden giriş çıkışların yasaklandığını anlatan Kılıç, bir süre  sonra Şükrü Seğmen'in arayıp Genelkurmay Başkanı'nın durumunu sorduğunu,  kendisinin ise Akıncı Üssü'nde olduğunu, Genelkurmay Başkanı'nın durumunu  bilmediğini, tüm uçuşların iptal edildiğini söylediğini aktardı. Kılıç,  Seğmen'in, Semih Terzi'nin kendisini aradığını ancak görevi söyleyemeyeceğini  ilettiğini bildirdi.

Bulunduğu odada İstanbul Boğaziçi Köprüsü'nün askerler tarafından  kesildiğini gördüğünü, TSK'nın yönetime el koyduğunu duyduğunu dile getiren  Kılıç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın gelerek komutayı ele  alacağının konuşulduğunu ileri sürdü.

Bir süre sonra helikopter sesi duyulunca, Genelkurmay Başkanı'nın  geldiğinden bahsedildiğini aktaran Kılıç, Mehmet Dişli'nin bulunduğu binaya  girdiğini gördüğünü söyledi.

Kılıç, bir albayın gelerek, "Gökhan Şahin Sönmezateş ve Şükrü Seğmen  ile irtibatı olan var mı" diye sorduğunu, kendisinin Seğmen ile görüşüp,  uçuşların iptal edildiğini söylediğini belirtmesi üzerine albayın "Kafanıza göre  iş yapmayın." diyerek kızdığını anlattı. Osman Kılıç, Şükrü Seğmen ile farklı bir  görüşmesinin bulunmadığını öne sürdü.

Daha sonra telefonlarının ellerinden alındığını iddia eden Kılıç, gece  yarısı nizamiyede vatandaşlarla çatışma yaşandığını duyduğunu, Sabaha kadar  burada beklediğini, öğlene doğru askeri savcının geldiğini bildirdi.

Kılıç, iddianamede, Akıncı Üssü'ne gittiğinde Akın Öztürk, Hakan Evrim  ve Mehmet Dişli'yi gördüğünün belirtildiğini ancak bu kişilerin üsse gittiğinde  orada olmadığını, onları sonradan gördüğünü söyledi.

"Genelkurmay Başkanı'nın yanına gitmek istediği ancak Mehmet Dişli'nin  talimatıyla bulunduğu yerde kaldığı" yönündeki beyanını da kabul etmeyen Kılıç,  "Dişli ve Evrim'in orada bulunanlara talimat verdiği, bu nedenle onların darbe  girişimini yönettiği kanaatini taşıdığı" yönündeki ifadesini de reddetti.

Olay günü sabah 10.00'dan itibaren öncelikle Zırhlı Birliklere,  ardından sırasıyla Genelkurmay Karargahı'na, Jandarma Okullar Komutanlığına,  yeniden Genelkurmay Karargahı'na, Kara Havacılık Komutanlığına, tekrar Zırhlı  Birliklere uğrayıp denetimlerini tamamladıktan sonra Akıncı Üssü'ne  gittiğinin ifade edildiğini hatırlatan Kılıç, söz konusu saatlerde Merkez  Orduevi'ne gittiğini, Demetevler'de ev ve çocukları için okul baktığını, orduevi  ve gittiği okulların giriş çıkış kayıtlarına bakılabileceğini söyledi.

Söz konusu saat aralığında belirtilen birlikleri denetlemesinin mümkün  olmadığını savunan Kılıç, "Yemeden, içmeden sürekli denetleme yapsam, her birlik  için 1 saat gerekir. Hızır Aleyhisselam yardımcım olsa bu kadar birliği bu sürede  denetleyemem." ifadesini kullandı. Kılıç, denetleme yaptığı belirtilen  birliklerdeki kayıtların da incelenmesini istedi.
- Görüşmeleri kabul etmedi

Telefonuna ait o geceki HTS kayıtlarına değinen Kılıç, telefonunun  saat 23.30'dan sabah 07.00'ye kadar elinde olmadığını savunarak, bu saat  aralığındaki görüşmeleri kabul etmediğini kaydetti.

Özel Kalem Müdürlüğünde görev yapması nedeniyle gerek TSK içinde  gerekse sivil makamlarla irtibatının bulunduğunu anlatan Kılıç, 15 Temmuz günü  çok sayıda asker ve sivilin kendisini aradığını belirtti.

Kılıç, arayanların genel olarak "Durum nedir, ne oluyor? Sen  neredesin? Genelkurmay Başkanı nerede? Darbenin dışında mı? Kuvvet komutanları  orada mı? Sıkıyönetim mesajı aldık, ne yapalım?" diye sorduklarını, kendisinin de  bulunduğu durumu izah etmeye çalıştığını, ayrıca tüm uçuşların iptal olduğunu,  kendi birliklerine dönmeleri ve birlik komutanlarıyla irtibata geçmeleri  gerektiğini söylediğini ileri sürdü.

Sözde Yurtta Sulh Konseyi üyeliği suçlamasını da reddeden Kılıç,  konseyin ismini 15 Temmuz'dan çok sonra basından ve ifadesini alan savcıdan  öğrendiğini iddia etti. Kılıç, "Varlığı bile şüpheli bir konseye nasıl üye  olmadığını ispatlayayım.  Hiç ama hiçbir kriter göz önüne alınmadan, 1960  darbesine benzerlik olsun diye fantezi boyutunda 38 kişilik bir heyet  oluşturulmuştur. Sıralama kriteri var mı bilmiyorum ama 28. sırada yer alıyorum.  Hasbelkader 1960'daki gibi 27 kişi olsaydı konseye giremeyecektim." savunmasını  yaptı.

FETÖ üyeliği suçlamasını da kabul etmeyen Kılıç, hayatının hiçbir  döneminde bu örgütle irtibat ve iltisakının bulunmadığını öne sürdü.

Kılıç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikaste giden ekibe  talimat verdiği, yönlendirdiği suçlamasını da kabul etmedi.

- "Ölmüş adamın arkasından konuşma"

Kılıç'ın darbeci general Semih Terzi'yi öldüren Ömer Halisdemir'de  ByLock programı bulunduğunun iddia edildiğini belirtmesi üzerine, Mahkeme Başkanı  Oğuz Dik, "Ölmüş adamın arkasından konuşma." dedi. Kılıç ise bunun iddiadan  ibaret olduğunu, delilinin bulunmadığını söyledi.

Darbeyi kimin yaptığı konusunda çok düşündüğünü ifade eden Kılıç,  "sahne önündekiler" ve "arkasındakiler" olmak üzere iki ana grup bulunduğunu öne  sürdü.

Kılıç, "sahne önündeki" grubu, "hiyerarşi içinde olayların içinde  kalmış, tehdit veya teşvikle motive edilmiş, çoğunluğu üst rütbelerde bulunan  askeri personel ile örgütle bağını itiraf eden askeri personel" olarak tanımladı.

Kılıç, TSK içindeki ve kamudaki kadrolar için rekabet halinde olan  cemaat ve benzeri diğer gruplar ile Ergenekon ve Balyoz davalarından sonra TSK'ya  bir darbe daha vurup muharebe etkinliğini çökertmek, savaş uçaklarını uçuracak  pilot bulamaz hale getirmek isteyen küresel güçlerin de sahnenin arkasında  olduğunu düşündüğünü kaydetti.

- Çapraz sorgu

İfadenin ardından Osman Kılıç'ın çapraz sorgusu yapıldı. Mahkeme  Başkanı Oğuz Dik'in, "Akıncı Üssü'ne gitmeniz için sizi Genelkurmay  Başkanlığından kim aradı?" diye sorduğu Kılıç, santralden arandığını, arayan  kişinin ismini hatırlamadığını söyledi.

Darbe teşebbüsünü ne zaman öğrendiği sorulan Kılıç, Akıncı Üssü'nde  sıkıyönetim ilan edildiğini duyduğu andan itibaren darbe yapıldığını anladığını  ancak tam saati hatırlamadığını belirtti. Osman Kılıç, darbeyi öğrendikten sonra  ne yaptığının sorulması üzerine, üsten çıkmak için girişimde bulunduğunu ancak  bunu başaramadığını bildirdi.

Duruşma savcısının, "Hava Kuvvetleri Komutanlığının Akıncı Üssü'ndeki  ödül törenine resmi kıyafetle gitmeniz gerekmez mi?" sorusu üzerine Kılıç, "Ben  özel kalem müdürüne yardımcı olmak için gidiyorum. Komutan şurada duracak, şunu  yapacak gibi detaylarda için." dedi.

Kılıç, savcının sorusu üzerine, eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay  Komutanı Albay Muhsin Kutsi Barış ile bayramlaşmaya gittiğinde görüştüğünü  söyledi.

Duruşma savcısının, "İstanbul'da görev yaptığınızı söylediniz. Başka  personel yok mu İstanbul'da görevli birini çağırıyorlar?" diye sorması üzerine  Avcı, "Töreni biz düzenlemiyoruz, Hava Kuvvetleri Komutanlığı düzenliyor. Ben de  faaliyette koordinasyona yardım için çağrıldım. 3 sene özel kalem müdürlüğü  yaptım, devrettim. Devrettiğim kişiye yardım ettim." şeklinde konuştu. Savcının,  "Sizden başka bu işi yapan yok mu?" sorusuna Kılıç, "Yok." karşılığını verdi.

Savcının, "Darbeye 'Tiyatro' dediniz. Terörist başının talimatları  doğrultusunda mı böyle savunma yapıyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıç, "Cevap  veriyorum, hayır. Beni oraya görevi devrettiğim özel kalem müdürünün çağırdığı  söyleniyor. Gidiyorum, farklı bir manzara." dedi. Savcının, "Bu durumu yüce  heyetin takdirine bırakıyorum" sözleri üzerine Kılıç da "Ben de yüce heyetin  takdirine bırakıyorum." ifadesini kullandı.

- Gülen sorusuna cevap vermedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vekili Hüseyin Aydın da Ömer  Halisdemir ile ilgili iddianın alçakça bir iddia olduğunu söyleyerek, "Darbenin  başarısız olmasındaki etkisinden dolayı FETÖ mensuplarının duyduğu öfkenin  yansımasıdır. Bu iddia ne insani ne ahlaki ne de hukuki. Buna kimsenin hakkı  yok." diye konuştu. Aydın'ın sözleri, salondakiler tarafından bir süre  alkışlandı.

Aydın'ın, bu iddiayı kimden duyduğunu sorması üzerine Kılıç, "Ömer  Halisdemir ile 12 yıl beraber çalıştım. Şehit olmasına avukat benim kadar  üzülmemiştir." dedi. Kılıç'ın sözlerine tepki gösteren Aydın, böyle bir  karşılaştırmanın yapılamayacağını söyledi. Aydın ile Kılıç arasındaki tartışmanın  büyümesi üzerine Mahkeme Başkanı iki taraftan da susmalarını istedi ve mikrofon  sesini kesti.

Telefon görüşmeleri sorulan Kılıç, söz konusu görüşmeleri yaptığı  iddia edilen telefon hatlarını kullanmadığını öne sürdü.

Bazı şehit yakını ve gazilerin avukatı Fatih Atalay'ın, "Telefonunuzun  alındığını söylediniz. Birileri sizin telefonunuzdan sizin adınıza görüşme mi  yapmış?" diye sorması üzerine Kılıç, "Şifreyi kaldırdık, evet." karşılığını  verdi. Kılıç, telefonunu alan kişinin kim olduğunu bilmediğini beyan etti.

Atalay'ın, "Basına yansıyan örgüt savunmasını burada da yapıyorsunuz.  Böyle bir talimat mı aldınız?" sorusuna karşılık Kılıç, "Yorum, cevap vermek  istemiyorum." dedi. Atalay'ın, "FETÖ diye bir örgütün varlığından haberdar  mısınız?" diye sorması üzerine Kılıç, bu örgütü bildiğini, bunu daha önce de  beyan ettiğini dile getirdi.

Kılıç, "Fetullah Gülen'in FETÖ terör örgütünün lideri olduğunu kabul  ediyor musunuz?" sorusuna, yorum içerdiği için cevap vermek istemediğini söyledi.  Kılıç'ın bu sözleri salondakilerin tepkisini çekti. Mahkeme Başkanı, salonda  bulunan bir kişinin sanığa yönelik tutumu nedeniyle dışarı çıkarılmasını istedi.

"FETÖ'nün bir terör örgütü olduğunu kabul ediyorsunuz, Fetullah  Gülen'in de bu örgütün lideri olduğunu kabul ediyor musunuz?" diye sorunun  tekrarlanması üzerine Kılıç, cevap vermek istemediği yönündeki beyanını yineledi.

Eski YAŞ üyesi sanık Akın Öztürk'ün, "Beni Genelkurmay İkinci Başkanı  Orgeneral Yaşar Güler ile konuşurken gördünüz mü?" sorusu üzerine Kılıç, Öztürk'ü  Güler ile konuşurken gördüğünü, aralarındaki diyaloğu görmediğini ancak iki  komutan gibi görüştüklerine şahit olduğunu söyledi.

Çapraz sorgunun ardından duruşmaya öğle arası verildi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x