ABD Başkanı Barack Obama’nın IŞİD’le mücadele özel temsilcisi Brett McGurk’un geçtiğimiz hafta sonu Kobani’ye yaptığı çalışma gezisinde yaptığı görüşmelerin ve verdiği görüntülerin Türk dış politikasındaki iflas halinin yeni bir tescili olduğunu belirten Çıray ‘Başbakan Davutoğlu’nun dış politikada kof bir belagat diliyle örülmüş hayal dünyasından acilen çıkması gerekiyor” diye vurguda bulundu. “Aksi halde bir felaketler sarmalında tükenirken ülkemize de çok zarar verecektir.” diyen Çıray, McGurk’un çalışma gezisinde özellikle Cumhurbaşkanın yüksek sesle ilan ettiği bütün kırmızı çizgileri bir kalemde sildiğinin altını çizdi.
Aytun Çıray, bunun delili olarak McGurk’un sadece PYD /YPG üyeleri ile değil, PKK’lı terörist Polat Can’la görüşmüş olmasını gösterdi. Cumhurbaşkanının ve onun vesayeti altındaki hükümetin ilan ettiği kırmızı çizginin ilkesel açıdan aslında doğru olduğunu, ancak onların IŞİD’le şüpheli geçmişlerinin başta ABD olmak üzere müttefiklerimizi başka bölgesel arayışlara sevk ettiğini belirten Çıray “Obama’nın temsilcisi sözkonusu görüntüyü işte bu nedenle özellikle vermiştir. Ancak AKP’nin IŞİD’le şüpheli geçmişi müttefiklerimizi başka bölgesel arayışlara sevk etmemeli” diye ilâve etti. Açıklamasını “Bu görüntü yaşamakta olduğumuz dış politika felaketinin ibretlik bir karesidir” diyerek noktalayan Çıray, TBMM Başkanlığına sunduğu yazılı soru önergesinde Başbakan Davutoğlu’dan şu soruları yanıtlamasını istedi:
Brett McGurk müttefikimiz NATO üyesi ABD Başkanı’nın özel temsilcisi ise bu girişimlerde bulunmadan önce hükümetinize ve devletimize bilgi verdi mi?
Suriye’de yapılan IŞİD operasyonları için NATO İncirlik üssünü açtınız ve oraya bir çok ülkeden askerleri kabul ettiniz. Yani IŞİD’e yapılacak olan operasyonlar bir NATO operasyonu olduğuna göre bir NATO ülkesi olan ABD’nin özel temsilcisi hangi hukuka dayanarak PKK ve PYD terör örgütlerinin elebaşıları ile görüşmüştür? Bu konuda hükümetiniz NATO nezdinde girişimlerde bulunmuş mudur?
IŞİD'le mücadele etsin diye PYD'ye verilen silahlar Güneydoğu'da askerlerimizi şehit etmektedir. Takip ettiğiniz Suriye siyasetiyle ülkemizi, başka ülkelerin merhametine bıraktığı bu büyük gaflet, beceriksizlik ve öngörüsüzlük noktasına kendi ellerinizle getirirken, bu silahların bir gün PKK'nın eline geçebileceğini hiç hesaplayıp düşündünüz mü?
Fiilen PKK’nın bir bakıma PYD vasıtasıyla silahlandırılması anlamına gelen ve esasen hukuka ve uluslararası anlaşmalara tamamen aykırı olan bu durumun yol açtığı sorunları çözmek için şu ana kadar müttefikimiz ABD ve NATO nezdinde hangi girişimlerde bulundunuz? Bu girişimleriniz sonuç getirmediği takdirde ne tür ek tedbirler almayı düşünüyorsunuz?
YORUMLAR