Muhatap olarak parlamentoya geldik

Muhatap olarak parlamentoya geldik

Erdoğan’ın çözüm sürecinde HDP’nin muhatap alınmayacağı açıklamasına Demirtaş “Zaten seçime girdik ve muhatap olarak parlamentoya geldik” yanıtını verdi

23 Ocak 2016 - 10:41

HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Demirtaş’ın açıklamaları şöyle:

- MUHATAP BİZİZ:(Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘HDP’yi muhatap almayacağız’ açıklaması) Biz hiçbir örgütün uzantısı değiliz. Cumhurbaşkanı ısrarla bizi bu şekilde etiketlemeye çalışıyor. Parlamentonun 3. büyük grubuyuz. PKK’yı temsil etmiyoruz, PKK da bizi temsil etmiyor. Fakat, ‘siyasi sorunların çözümünde siyaseti muhatap almıyorum’ demek, ‘bir siyasi çözümüm yok’ demektir. Bu sorunlar askeri ve polisiye yöntemlerle de çözülmez. Bunların hepsi siyasi diyalog kanallarıyla çözülebilir. Hiçleştirerek, hiçkimse bir yere varamaz. HDP aldığı oylarla zaten muhataptır. Bunun başka biri tarafından tescil edilmesine gerek yok. Kimsenin icazet vermesine de ihtiyacımız yok. Zaten seçime girdik ve muhatap olarak parlamentoya geldik.

- HÜKÜMETİN DE PKK’NIN DA GÖRMESİ LAZIM:(Duygusal kopuş açıklaması) Şu anda savaşı yürüten taraflar toplumun geldiği duygusal noktayı yeterince idrak edemiyorlar. Bunu hem hükümet hem de PKK için söylüyorum. Şu anda buz dağının görünen yüzüyle muhatabız. Toplumdaki derin kırılmayı kimse tam olarak ölçemiyor ya da görmek istemiyor. Bunun sonuçları hiç kimsenin kaldırabileceği bir sonuç değil. İç savaşlar, iç çatışmalar, etnik kavgalar öylesine büyük kıyım ve acılara yol açıyor ki... Yakın tarihimizde Yugoslavya bunun örneği. Bir kıvılcıma bakıyor bu işler. Sonrasında ‘ben durdururum’ özgüvenine sahip olmasın hiçkimse. Durdurmak mümkün olmuyor. Hükümetin de PKK’nın da bunu görmesi lazım. O yüzden biz sürekli olarak çatışan tarafları aklı selime davet ediyoruz.

- ADAY OLMAMAM İÇİN EŞİMİ HEDEF ALIYORLAR:(Eşiyle ilgili haberler) Aday olmamam için öfkeyle hareket edip fevri çıkışlar yapmam için özellikle eşimi hedef alıyorlar. Çok seviyesiz ve çok ahlaksızca.  Günlerdir eşimin ve aile çevremizin yaşadığı psikolojiyi anlatamam. Siyaseten beni yıpratmaya çalışıyorlar. Cumhurbaşkanı bu konuda çok duyarlıdır, bilirim. Kendi eşi ve ailesiyle ilgili bir şey gündeme getirildiğinde buna çok öfkelenir ve ‘neden böyle yapıyorsunuz’ diye eleştirir. Günlerdir benim eşimle ilgili bizatihi kendi kontrolündeki yayın organları bunu yapıyor ama kendisi çok sessiz. Başbakan da çok sessiz. Mesela Sare Hanım; kadın doğum uzmanıdır. Nasıl buna sessiz kalabiliyorlar hayret ediyorum. Davutoğlu’nun ve Sare Hanım’ın bütün bu olup bitenlere karşı; onaylayıcı sessiz kalışları bizi yaralıyor. Aynı şey Sare Hanım; Emine Hanım ya da Kemal Bey’in eşi Selvi Hanım’la ilgili yapılsa kesinlikle ben sessiz kalmam. Geçmişte Meral Akşener’le ilgili konuda sessiz kalmadım.

- YUGOSLAVYA’DA OLDUĞU GİBİ:(Baharla çatışmaların şiddetlenebileceği endişesi) Tartışmaları biz de izliyoruz. Haksız kaygılar, korkular değil. Bu korkuları ve kaygıları gidermek için de oturup beklemek yerine mutlaka siyasi çözüm alternatiflerini güçlendirmemiz lazım. Yugoslovya örneğinde olduğu gibi Türkiye iç savaşa doğru gittiğinde artık AKP-HDP rekabetinin çok ötesinde bir durum ortaya çıkar. Baharı beklemeden siyasi çözüm iradesini güçlendirmemiz lazım. AKP içinden de HDP’den de barış ve siyasi çözüm sesinin daha fazla yükselmesi lazım. Kendi partimden de bu sesin daha fazla yükselmesi lazım. Yeterli görmüyorum. AKP’de hiç yok.

- HENDEKLER DİYALOGLA KAPATILMALI:(Başbakan’ın Sur, Silopi ve Cizre için, ‘yakında temizlenecek’ açıklaması) Hükümetin kullandığı kavramlar o kadar incitici ki, temizlemek, süpürmek... Şu anda Kürtler hükümetin bir terörle mücadele yürüttüğünü düşünmüyor. Kürtlere karşı bir savaş yürüttüğünü düşünüyor. Biz, ‘hendek normaldir’ demiyoruz. Hendeği kapatalım, barikatları kaldıralım ama diyalogla yapalım bunu.

Talebi kişisel partiyi bağlamaz

HDP Eşbaşkanı Demirtaş; İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Avrupa Akdeniz İnsan Hakları Ağı (EMHRN) Genel Başkanı Michel Tubiana, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) Genel Başkan Yardımcısı Dimitris Christopoulos ile dün TBMM’de bir araya geldi. Demirtaş, Ağrı Milletvekili Leyla Zana’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan randevu talebinin 7-8 ay öncesine dayandığını belirterek, “Partimiz adına veya partimizi kurumsal temsiliyet olarak bir randevu talebinde bulunmamış. Kendisi kişisel olarak da çaba sarf etmek istiyor bu konularda. Biz görüşmesinde bir sakınca da görmüyoruz. Sonuçta halk savaş istemiyor, kan, göz yaşı istemiyor, sorunun diyalogla çözülmesini istiyor” dedi. Demirtaş, Diyarbakır’da karne dağıtılması sırasında ses bombası atılmasına tepki göstererek, “Küçük çocukların bulunduğu bir okul bahçesine bomba atmak tam bir vahşet anlayışıdır. Net şekilde, fail kimse bu saldırıyı kınadığımızı ifade ediyorum” diye konuştu.

HDP heyeti Biden’a aktardı

Demirtaş görüşmede, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile HDP heyetinin görüşmesine ilişkin soruları da yanıtladı. Demirtaş, HDP heyetinin Biden’e, Suriye’deki gelişmeler, Türkiye’deki sorunlar Kürt sorunu, bölgede yaşanan olaylar, hükümetin güvenlikçi politikaları gibi konularda parti görüşlerini aktardıklarını söyledi. Davutoğlu’nun PYD’nin Cenevre’de muhatap alınmaması gerektiği söylemini de eleştiren Demirtaş, Suriye’de çözüm için bütün tarafların masada olması gerektiğini kaydetti. Demirtaş, “Türkiye’de çözüm masasında kimin olup olmayacağına dair söz söyleme hakkın var. HDP’yi muhatap almayız diyebilirsin. Suriye’de kimin masada olacağına hangi yetkiyle karışıyorsun. Orada Kürt toplumu olmayacak da IŞİD mi olacak? PYD’nin meşruiyeti Davutoğlu’nun iki dudağının arasına bağlı değil. Bu Kürt düşmanlığıdır” diye konuştu.

Dünyanın gözü bu görüşmeye çevrildi

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x