Bir grup asker, 1960 ihtilalinin amacına ulaşmadığını düşünüyor ve askeri yönetimin devam etmesini arzu ediyordu. Bu grubun başında Kara Harp Okulu Komutanı Kurmay Albay Talat Aydemir vardı. MBK ile beraber çalışmasına karşın 27 Mayıs'ta Kore görevinde bulunduğu için Komite'de yer alamamıştı.
Durumun farkında olan Başbakan İnönü, bu gruptaki çoğu subay ve astsubayı doğuda görevlendiren kararnameyi imzaladı.
Genelkurmay Başkanı Org. Cevdet Sunay, tebliğ için Talat Aydemir, Selçuk Atakan ve Turgut Alpagut'u karargaha çağırttı.Bu emri Aydemir yerine getirmedi ve diğer iki subay karargaha gitti. Genelkurmay'a giden iki subay hemen tutuklandı.
Aydemir, Harp Okulu'nda alarm verdi. Hareketin parolası Halaskar, işareti Fedailer idi. Harbiyeliler silah kuşanıp avluda toplandı.Harekete geçen Tank Taburu'nun namlusu TBMM binasına çevrilmişti.
TBMM ve Genelkurmay'ı koruması için Ankara çevresinden çağrılan birliklerin çoğunun Aydemir'in safına geçmesiyle ikinci şok dalgası başladı.Haberciler vasıtasıyla geçen görüşmelerde İnönü; eğer isyancı askerler silah bırakıp kışlasına dönerse ertesi gün kimseye zarar gelmeden hepsini emekliye sevk edeceğinin garantisini verdi.
Görüşmeler sürerken Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı da Aydemir'in safına geçmiş ve Köşk'ün etrafını kuşatmıştı.Cuntanın isteği TBMM'nin dağıtılması, hükümetin istifası ve Anayasa'nın askıya alınması yoluyla yönetimin kendilerine geçmesiydi. Devletin bütün askeri ve sivil yetkilileri Köşk'teyken Aydemir'in emriyle hepsi rahatça ablukadan çıktılar ve bu girişimin kırılma noktası oldu.
Gecenin ilerleyen saatlerinde pazarlıklarda son noktaya gelindi.Aydemir; kendisinin Harp Okulu'nun başında kalması ve diğer katılan subayların da istediklere yerlere tayin edilmesi karşılığında harekatı durduracağını söyledi. İsmet İnönü, bu teklifi kat'i suretle kabul edilemez buldu.
Köşeye sıkışan Aydemir, son çare olarak emekli edilmeyecekleri ve yargılanmayacakları konusunda yazılı taahhüt istedi.
İhtilal girişimi kan dökülmeden sona erdirilmiş ve askerler kışlalarına gitmişti.
Şubat'taki darbe girişimi böylelikle engellenmiş oldu. Ama Talat Aydemir tümüyle pes etmemişti...Bu önderlik elbette yeni bir darbe ve alan kazanmak içindi. Hatta onu Atatürk'e benzetenler bile oluyordu, gazetelerde çarşaf çarşaf haberleri çıkıyordu.
Aynı gün öğlen saatlerinden Talat Aydemir'in yakalanmasıyla isyan sona erdi. İsyancıların tutuklanmaları sürüyordu.Çoğu darbe girişimindeki rolünü inkar etti ve beraat etti.
Binden fazla kişi yargılandı. Dava sonunda bütün Harbiyeliler okuldan atıldı.
Binbaşı Fethi Gürcan ve Albay Talat Aydemir inandıkları darbeyi mahkemede de ısrarla savunmayı sürdürdüler. Mahkemeden ikisi için de idam kararı çıktı.Fethi Gürcan'ın infazı 27 Haziran 1964'te gerçekleştirildi.
İnönü bu sefer affetmedi ve idam kararının infaz edilmesi emrini verdi. Aydemir, kendi idam sehpasını kendi devirdi.
İşte 12 Eylül 1980 tarihinde gerçekleşen darbenin öncesi ve sonrasında yaşananlardan kareler.
Fotoğraflar: Kadir Can - 12 Eylül Akıl Tutulması
YORUMLAR