Başbakan Yıldırım: Türkiye-ABD ilişkileri kişilere bağlı...

Başbakan Yıldırım: Türkiye-ABD ilişkileri kişilere bağlı değildir

Başbakan Binali Yıldırım, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın görevden alınmasına ilişkin, "Amerika Birleşik Devletleri  Başkanı'nın verdiği kararı bizim değerlendirmemiz gereksiz bir şey. Göreve getirdi, gerek gördü görevden de aldı. Türkiye-Amerika ilişkileri kişilere bağlı  bir şey değildir." dedi.

14 Mart 2018 - 11:43

Başbakan Binali Yıldırım Yıldırım, resmi ziyarette bulunacağı Azerbaycan'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında değerlendirmelerde  bulundu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Sözlerine yurdun her köşesinde fedakarca görev yapan hekimlerin 14  Mart Tıp Bayramı'nı kutlayarak başlayan Yıldırım, Türkiye'de son 15 yılda sağlık  alanında büyük değişim ve dönüşüm yaşandığını, bunun sonucu Türkiye'nin, dünya  sağlık sisteminde listenin başına oturduğunu belirtti.

Yıldırım, gelişmiş ülkeler de dahil çeşitli ülkelerde sağlıkla ilgili  gelecek beklentileri sorulduğunda karamsar bir beklenti varken, Türkiye'de  vatandaşların yüzde 97'sinin, sağlık sistemine güvendiğini beyan ettiğini dile  getirdi.

Bu durumun Türkiye'nin sağlık alanında ne kadar büyük bir değişim ve  gelişimi ortaya koyduğunu açıkça gösterdiğini belirten Yıldırım, "Hekimlik kutsal  bir görevdir. Hekimlerimizin zor şartlarda görev yaparken saldırıya uğraması asla  ve asla tasvip edeceğimiz bir şey değildir. İnsanlara sağlık hizmeti verirken,  onları iyileştirmeye çalışırken kendilerinin problem yaşaması büyük bir  çelişkidir. O bakımdan bütün vatandaşlarımızın hekimlerimizle ilişkilerde bu  hususa azami gayret göstermesini bekliyoruz. Hekimlerimizin de vatandaşlarımızın  tedavisinin yanı sıra içinde bulundukları hali de çok iyi analiz etmeleri ve buna  göre muamelede bulunmaları önem arz ediyor." diye konuştu.

6. BAKÜ KÜRESEL FORUMU

Başbakan Yıldırım, Nizami Gencevi Uluslararası Merkezince düzenlenecek  6. Bakü Küresel Forumu'na katılmak için kardeş ülke Azerbaycan'a ziyarette  bulunacağını dile getirdi.

13'üncü yüzyılda yaşamış Azeri bilim adamı Nizami Gencevi'nin, düşünür  ve büyük bir şair olduğunu, hamsesi bulunan önemli şairler arasında yer aldığını  anımsatan Yıldırım, Gencevi'nin, Mevlana Celaleddin-i Rumi ve Ali Şir Nevai gibi  birçok düşünüre ilham kaynağı olduğuna işaret etti.

Küresel forum kapsamında Bakü'de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham  Aliyev, Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Oktay Asadov ve Azerbaycan Başbakanı  Artur Rasizade ile ikili görüşmelerde bulunacağını açıklayan Yıldırım, ayrıca  foruma katılacak devlet ve hükümet başkanlarıyla görüşme fırsatı olacağını  kaydetti.

Yıldırım, bu yıl "Katılımcı Toplumlar Oluşturmak İçin Farkları  Azaltmak" temasıyla düzenlenecek forumun açılışı ile "Güç: Büyük Güçler ve  Diğerleri" temalı panelde birer konuşma yapacağını bildirdi.
"TÜRKİYE İLE AZERBAYCAN BİR MİLLET, İKİ DEVLETTİR"

Bölgede ve dünyanın birçok yerinde yaşanan karışıklıkların nedenleri,  bunlara ilişkin küresel toplumun yapması gereken işler ve atılması gereken  adımları ele alacaklarını, bölgede yaşanan gelişmeleri değerlendireceklerini  belirten Yıldırım, "Türkiye ile Azerbaycan bir millet, iki devlettir. Özellikle  son yıllarda bölgede gerçekleştirdiğimiz iş birlikleri Kafkasların, Orta Asya'nın  güvenliği ve geleceği açısından hayati öneme sahip." dedi.

Yıldırım, forum kapsamında Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan, İran  dışişleri bakanlarının Bakü'de bir araya geleceğini, bölgesel konuları  değerlendirme fırsatı bulacaklarını ifade ederek, "Özellikle Orta Asya'ya yönelik  Kafkaslar'da gerçekleştirdiğimiz bölgesel iş birliğini Orta Asya'ya da yaymak  istiyoruz. Bu anlamda üçlü, dörtlü dışişleri bakanları düzeyinde mekanizmalar  oluşturarak, bu çalışmaları başlatmış bulunuyoruz." diye konuştu.

Terör ve güvenlik konularının, çağın önemli konular arasında  bulunduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Bunları da gerek Türkiye'nin güneyinde,  Suriye'de, Irak'ta yaşanan güvenlik sorunları, terörle mücadele olmak üzere aynı  şekilde Kafkaslar'ın, Orta Asya'nın güvenliğine yönelik konuları da kapsamlıca  ele alma imkanımız olacak. Ayrıca 'Bir Yol, Bir Kuşak Projesi' kapsamında Uzak  Doğu'dan Avrupa'ya uzanan orta koridor başta olmak üzere tarihi İpek Yolu'nun  yeniden hayata geçirilmesi konusunda da değerlendirmelerde bulunma fırsatı  olacaktır." açıklamasını yaptı.

"İCAP EDERSE 7 GÜN ÇALIŞABİLİR"

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yıldırım,  dün TBMM Genel Kurulunda 26 maddelik ittifak teklifinin görüşmelerinin, 20  saatlik mesainin ardından kabul edildiği hatırlatılarak, "Özellikle ana  muhalefetin Genel Kurulun, Meclis TV'nin yayında olmadığı bir saatte çalışıp, bu  teklifin kabul edilmesine ilişkin tepkileri vardı. Neden pazartesi günü seçildi?"  sorusuna cevap verdi.

Geçen hafta TBMM'deki partilerin, gruplarının kendi aralarında  anlaştıklarını, hangi takvimde çalışacaklarına karar verdiklerini dile getiren  Yıldırım, "O çerçevede pazartesi çalışıldı. Çünkü geçen hafta herhalde eksik  çalışıldı, ara verildi. Neden ara verildi? Cumhuriyet Halk Partisinin tüzük  kurultayı vardı. O sebepten onlara öyle bir imkan tanındı. Pazartesi çalışma günü  değil mi? Vatandaş çalışıyor, Meclis çalışınca yanlış mı? Vatandaşın gece gündüz  çalıştığı yerde bırakalım Meclis pazartesi de salı da çalışsın. İcap ederse 7 gün  çalışabilir." dedi.

"OLMAZSA OLMAZ BİR DÜZENLEME"

CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen'in seçim güvenliğine atıfla "Bu  seçimler boykot edilmelidir." sözlerine ilişkin soru üzerine Yıldırım, şunları  söyledi:

"Seçim güvenli olunca boykot mu edeceklermiş? Demek ki güvenli  olmasından rahatsız mı oluyorlar? Seçim güvenliği ülkenin, vatandaşların  iradesinin sandığa yansıması için olmazsa olmaz bir düzenlemedir. Hatırlayın 7  Haziran seçimlerinde maalesef Doğu ve Güneydoğu'da terör örgütü bu yüzden  vatandaşlarımızın iradesinin özgürce sandığa yansımasına engel oldular ve bunun  farkını da 1 Kasım seçimlerinde alınan tedbirler sayesinde gördük. Vatandaş da  tercihini yapacak, kime oy vereceğine kendi karar verecek ama o iradenin özgürce  gerçekleşmesi, sandığa yansıması için hükümet olarak biz görevimizi hakkıyla  yapmak zorundayız. O sorumluluğu taşıyoruz. Bu bakımdan CHP'nin boykot, grev, bu  tip söylemleri zaman zaman oluyor. Herhalde gençliklerinden okulda, üniversiteden  kalma alışkanlıklarını siyasette de tekrar ediyorlar ama artık o günler geride  kaldı. Ana muhalefet partisi eğer iktidar alternatifi ise boş işleri bırakıp daha  faydalı söylemlere yönelmesinde yarar var."

ABD BAŞKANI TRUMP'IN TİLLERSON'I GÖREVDEN ALMASI

Dün ABD Başkanı Donald Trump'ın, Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ı  görevden almasının ardından yerine daha önce Türkiye aleyhine mesajlarıyla tepki  çeken Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) Direktörü Mike Pompeo'nun getirildiği  belirtilerek, "Bu görev değişimi ABD-Türkiye ilişkilerinde nasıl bir etki  yaratır?" sorusu üzerine Yıldırım, şunları kaydetti:

"Amerika Birleşik Devletleri Başkanı'nın verdiği kararı bizim  değerlendirmemiz gereksiz bir şey. Göreve getirdi, gerek gördü görevden de aldı.  Türkiye-Amerika ilişkileri kişilere bağlı bir şey değildir. Yıllara sari bölgede  müttefik, stratejik ortak olarak düşündüğümüz Amerika ile son zamanlarda bazı  sorunlar yaşadığımız bir sır değil. Özellikle başımızı ağrıtan PKK ve onun  uzantısı PYD/YPG gibi örgütlerin, Amerika'nın adeta koruması altında masum  insanların canını yakması bizim de canımızı sıkıyor. O yüzden bölgede güvenliği  sağlamak, bölgedeki insanların huzurunu tekrar getirmek için bir faaliyet  içindeyiz. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı faaliyetleri bu çerçevede ele  alınabilir. Bunun dışında başkaca rahatsız edici durumlar ortaya çıkarsa buna da  gerekli karşılığı Türkiye verecektir. Ümit ederiz ki Amerika er geç bu yolun  yanlış olduğunu anlar ve yıllardan beri bölgenin güvenliği, küresel güvenlik için  fedakarca katkı sağlayan Türkiye ile daha sağlıklı bir ilişki geliştirmiş olur. A  şahsı gider, B şahsı gelir, onlar Amerika'nın iç meseleleridir. Türkiye'nin kim  gelirse gelsin duruşu bellidir, gayet nettir. Gelen vatandaşın veya bakanın  Türkiye hakkında ne düşündüğünün de bizim açımızdan çok fazla önemi yoktur. Ümit  ederim bundan sonra daha sağlıklı bir ilişki bundan sonra geliştirilebilir."

"KONUŞTUM, SÖZLERİNİN YANLIŞ ANLAŞILDIĞINI İFADE ETTİ"

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba'nın, şeker  fabrikalarının özelleştirilme kararına ilişkin   "Gıda, Tarım ve Hayvancılık  Bakanlığı olarak biz de talipli olacağız. Şartlarımız uyduğu takdirde Tarım Kredi  Kooperatifleri olarak birkaç fabrikayı biz almayı düşünüyoruz." yönündeki sözleri  hatırlatılarak, "Bu konuyu kendi aranızda konuştunuz mu?" sorusuna Yıldırım,  "Konuştum, sözlerinin yanlış anlaşıldığını ifade etti. Bizim bir yandan sektör  serbestleştirilirken, başka bir kurum marifetiyle tekrar ona talip olmamız söz  konusu değil. Onun kastettiği 'Kooperatifler olarak da bu özelleştirmede yer  alabiliriz' şeklinde. Yani pancar ekicileri kooperatifleri pekala bu fabrikaları  almak için teklif verebilirler. Kastedilen bu, yoksa kamu niteliği taşıyan Tarım  Kredi Kooperatifinin böyle bir faaliyet içerisinde olması söz konusu değil."  karşılığını verdi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x