"Dinde Ekleme Çıkarma Olmaz"

"Dinde Ekleme Çıkarma Olmaz"

28 Kasım 2019 - 14:45 - Güncelleme: 28 Kasım 2019 - 15:01

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da Din Şurası Kapanış Programı'nda konuşuyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:


Diyanet İşleri Başkanlığı'mız anlamlı bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Oldukça verimli fikir alışverişleri gerçekleşti. Birikimleriyle şuraya katkı sağlayan tüm din adamlarımıza teşekkür ederim. Zira istişare bir peygamber geleneğidir. İslam ümmeti ne yazık ki zamanla bir araya gelmeyi ve sorun çözme işlevini zaman zaman kaybetmiştir. Yıllardır örselenmiş Müslüman öz güvenini yeniden diriltmek için gayret gösterdik. İslam dünyasının üzerinden ölü toprağını kaldırmak için bize düşen her şeyi yaptık. 


Dini, hayattan tecrit eden, belli kalıplara, şekillere, davranışlara hapseden dogmatik bir anlayışa itibar etmeyeceğiz. Nerede ve hangi zamanda yaşarsak yaşayalım Kur'an'ın emirlerini hükümsüz kılmak olmaz. İslam bize göre değil, biz İslam'a göre hareket edeceğiz. Bir Müslüman hayatını inancının esaslarına göre düzenlemekte mükelleftir. Dinde ekleme, çıkarma olmaz. 

Modern insan sahip olduğu onca teknolojiye rağmen hiç olmadığı kadar yalnızdır. Hakla batılı karıştıran amorf inanç sistemlerinin genç kuşaklar arasında rağbet görmesinden endişe ediliyor. Paylaşmanın yerini bencilliğin, dayanışmanın yerini yıkıcı rekabetin, diğerkamlığın yerini umursamazlığın, mahremin yerini teşhirciliğin, tevazunun yerini kibrin, merhametin yerini vicdansızlığın, evliliğin yerini gayrimeşru ilişkilerin aldığı zorlu, sıkıntılı, garip bir dönemin içindeyiz.


DEAŞ ve FETÖ gibi terör örgütleri cihat kavramını çarpıtarak şer odaklarının ekmeğine yağ sürmüşlerdir. FETÖ ve DEAŞ'tan oluşan din istismarcılarına fırsat vermeyeceğiz. 


Şiilik veya Sünnilik, amel ve itikada dair farklı yorumlar olmanın ötesinde, belli çevreler tarafından adeta ayrı bir din gibi yansıtılmaya çalışılıyor. Batı'da pişirilen, son dönemde ülkemize ihraç edilmeye çalışılan 'Ali'siz Alevilik' gibi kimi yıkıcı projelerin, toplumumuz içinde pohpohlanmasının gerisinde yine bu senaryolar var.  Bazı evlerin kapılarına bazı işaretler konuluyor, ülkemizi bölmek parçalamak için. Bizim devlet olarak böyle bir problemimiz yoktur. Kapılara bu işaretleri koyanların üzerinde güvenlik teşkilatlarımız özellikle çalışmaktadır, bunlar yakalandığı zaman hesabı sorulacaktır. Milli bünyemize mugayir projelerle insanlarımızın arasına nifak tohumları ekilmesine rıza gösteremeyiz.


Hiçbir güç insanımızı inancından koparamayacaktır. Bu ülke bir daha asla 15 Temmuzların yaşanmasına izin vermeyecektir. Görevini samimiyetle yapan hocaların dolduramadığı boşluğu Pensilvanya'daki şarlatan gibi din tüccarları kapatacaktır. Artık, 'kapımıza gelene dini anlatalım' anlayışı yerine, 'yüce dinimizi anlatmak için her kapıyı çalalım' dönemi başlıyor. İnsanlar, bilhassa gençler dini alandaki susuzluklarını sahih kaynaklardan gideremezse FETÖ ve DEAŞ gibi sapkınların pençesine düşecektir. İstanbul'un ilim merkezi haline gelmesi ve İslam'la ilgili referans alınacak bir uluslararası İslam üniversitesinin kurulmasını önemsiyorum. İslam düşmanlığının ve Neonazi terörünün adeta veba gibi yayıldığı bir ortamda, gurbette yaşayan insanımızı sahipsiz bırakamayız. Bu kardeşlerimizi ılımlı İslam gibi emperyalist projelerin pençesine terk edemeyiz.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x