İzmir’de nükleer kabus!

İzmir'de nükleer kabus!

11 Şubat 2018 - 11:02

İzmir'de nükleer kabus

İzmir Gaziemir’de 1940’ta kurulan, altı yıl önce arazisine gömdüğü radyoaktif madde içeren tehlikeli atıklar nedeniyle tarihin en yüksek cezası kesilen kurşun fabrikası kaderine terk edildi. Konunun tek yetkilisi Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), ‘arazi sahiplerinin yapısındaki değişiklikten dolayı’ çalışmaların durduğunu açıkladı. Gittik, yerinde gördük. Güvenlik için çekilen tel örgüler açılmıştı. Çocuklar okula gitmek için atıkların gömüldüğü araziden geçiyor, mahalledeki kadınlar yemek için ot topluyordu. Ölçüm cihazı, normalin tam 219 katı radyasyon seviyesi gösteriyordu.

Bundan tam altı yıl önce Hüriiyet gazetesine bir ihbar gelmiş, İzmir Gaziemir'de metruk bir fabrikada tehlikeli atıklar olduğunu anlatmıştı telefonun ucundaki kişi. Türkiye’de bulunmayan radyoaktif madde içeren nükleer çubuklar, bir zamanlar o fabrikaya getirilmiş, içeriğindeki kurşun ve gümüş geri dönüştürülmüş, geri kalan çok tehlikeli atıklar araziye gelişigüzel gömülmüştü.

Bu fabrikanın adı Aslan Avcı’ydı. Sahibi uzun süre önce öldü. İdareyi devralan kızları ve damatları ise bir süre sonra fabrikayı kapattı. Fabrika binası ve arazisi başıboş kaldı. Altı yıl önce haber Türkiye gündemine taşınınca yetkililer harekete geçti. TAEK, incelemelerde bulundu. Valilikle birlikte bir kurul oluşturuldu. Çözüm bulunmaya çalışıldı. Araziye önce tel örgüler çekildi. Radyoaktif uyarı levhaları asıldı. Sorumlu firmaya Türkiye tarihinin en yüksek cezası kesildi: Tam 5.7 milyon TL. Sorumlular hakkında dava da açıldı. Peki sonuç? Dava sanıkların beraatı ile sonuçlandı. Ceza ödenmedi. Ancak sahanın temizlenmesi için 2014’te bir şirketle (Turanlar AŞ) anlaşıldı. Önce ‘ÇED gerekli değildir’ kararı alındı. Temizleme çalışmaları başladı. Ancak çevrecilerin itirazı sonucunda ÇED raporu hazırlanmasına karar verildi. Çalışmalar da 2015’te durdu. Ardından 2017’de ‘ÇED olumlu kararı’ alındı. Çalışmalar yeniden başladı fakat kısa süre sonra yeniden durdu. 

Hürriyet gazetesi muhabiri Serkan Ocak, Gaziemir’deki araziye yıllar sonra yeniden gitti. Bu kez yanımızda bir de uzman vardı. Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü tehlikeli atık uzmanı emekli öğretim üyesi Enver Yaser Küçükgül. Arazinin etrafını dolaştık.  Kazılan yerlerde, binalarda, atıkları çıkarıp istifledikleri alanlarda ölçümler yapıldı. Sonuç korkunçtu. Arazinin pek çok yerinde değerler sınırların çok üzerindeydi. 

100 bin tondan fazla radyoaktif atık var

Küçükgül, yapılan  ölçümlerle ilgili şunları söyledi: “Dünya Atom Enerji Komisyonu Radyasyon Güvenliği Dairesi, yıllık ortalama ‘1 (MvS) Mili Sivert’ değeri normal kabul eder. Burada ölçtüğümüz değer yıllık 219 Mili Sivert. Yani doğal radyasyonun 219 katı. Salihli Köprübaşı Uranyum Tesisleri’nde bile en fazla 140 kat değer görmüştüm. Bu oran bitkilere, hayvanlara zarar vericidir. Tehlikelidir. Bu nedenle bir an önce bölgenin temizlenmesi gerek. Bu işletme 60-70 yıldır faaliyette. Bugüne kadar yüzbinlerce ton tehlikeli zararlı madde ile çalıştı. Bu maddelerin bir kısmının kanun dışı olarak radyoaktif maddelerden oluştuğunu gördük. Çünkü Türkiye’de hiçbir sanayi kuruluşunun radyoaktif atıkları alma, işleme, dönüştürme hak ve yetkisi yok. Hal böyleyken bu fabrika kanun dışı yollarla getirilip işleme sokulan, geri kazanılan radyoaktif madde ve radyoaktivite ile bulaşmış malzemeyle yapılan ürünleri yıllarca yurtiçine vermiştir. Tesis arazisinde, 100 bin tonun üzerinde radyoaktif atık olduğu TAEK tarafından ortaya kondu. Bu hukuksuz uygulamaya karşı geçtiğimiz yıllarda Türkiye’nin en büyük çevre cezası kesildi.”

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x