"Korkunun Ecele Faydası Yok"

"Korkunun Ecele Faydası Yok"

26 Ağustos 2020 - 12:08 - Güncelleme: 26 Ağustos 2020 - 12:12

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malazgirt Milli Park Alanı'nda, Malazgirt Zaferinin 949. Yıl Dönümü Kutlama Programı'nda konuşuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;

Tüm hayatlarını yalanla geçirmiş olanlar, eser siyasetinin manasını elbette bilemez. Bu coğrafya hem bizim hem insanlık için kutlu bir coğrafyadır, ecdadımız bu toprakları bize gece gündüz mücadele ederek, gerektiğinde kanını ve canını feda ederek vatan olarak bırakmıştır. Biz de ecdadımızın izinden gidiyoruz. Hiçbir şey gibi Malazgirt Zaferi de kendi kendine ortaya çıkmış değildir, bu zaferin arkasında azim ve hazırlık vardır.

Çağrı Bey Türkistan’a döndüğü zaman “Bu topraklarda Türkleri durdurabilecek güç olmadığını” söylemiştir, bu hakikati kabullenmek istemeyen Bizans İmparatoru büyük bir ordu hazırlayarak İstanbul’dan hareket etti, Türklerin elinde bulunan Malazgirt kalesini zapt ederek halkını kılıçtan geçirdi. Bu haberi Mısır seferi sırasında alan Sultan Alparslan yönünü buraya çevirdi. Askerlerinin çokluğuna ve teçhizatına güvenen imparator sulh teklifini sert bir şekilde reddetti.

200 bin kişilik Bizans ordusu ve 50 bin kişilik Türk ordusu 26 Ağustos 1071 tarihinde Malazgirt Ovası’nda karşı karşıya geldi, günlerden Cuma idi, o gün bütün İslam diyarlarında Müslümanların zaferi için dua ediliyordu, kefen niyeti ile beyaz bir elbise giyerek askerin karşısına çıkan Sultan Alparslan kısa bir hitabın ardından hücumu başlattı. Kısa sürede Bizans ordusu bozguna uğratıldı, gün batarken Türk ordusu Malazgirt’te büyük bir zafer kazanmıştı. Türk ve dünya tarihinin dönüm noktalarından birini teşkil eden bu zaferin ardından köy köy şehir şehir Anadolu’nun fethi başladı.

Bizans’ın zulmü bu fetih ile sona ermiştir, ecdadımız tarihin hiçbir devrinde emperyalist bir zihniyetle hareket etmemiştir. Tarih feth ettiğimiz bütün beldelerde güveni huzuru hoşgörüyü ve refahı hakim kılmak için milletçe verdiğimiz büyük mücadelelerin şahididir.

Biz de ecdadımızın izinden giderek ,ülkemizi ve ayak bastığımız her yeri imar ederek, adaleti tesis ederek gelecek nesillere emanet etmenin gayreti içindeyiz. Bizler milletçe kenetlendiğimiz günlerde büyük zaferler kazandık. Anadolu’da ilk Türk devletlerini teşkilatlandırmakla görevlendirilen boylar kısa sürede otoriteyi tesis ettiler. Bu beylikler sosyal ve ekonomik hayatı kendi usullerince şekillendirdiler, bu beylikler zamanında inşa edilen camiler, köprüler, çarşılar, hanlar ve  kervansaraylarla Anadolu yepyeni bir çehreye büründü. Hakimiyeti kaybeden Bizans ise Avrupa devletlerine hristiyanların kutsal topraklarını kurtarın çağrıları ile yeni entrikalar peşine düştü.

Batılıları derinden sarsan bu hayal kırıklığı ve Türkleri Anadolu’dan kovma hevesi haçlı seferlerinin başlamasına sebep oldu. Bu seferler neticesinde milyonlarca şehit verdik, şehirlerimiz kasabalarımız köylerimiz harap oldu. Baskınlara yağmalara salgın hastalıklara direnmek zorunda kaldık fakat hiçbir zaman zalime boyun eğmedik. Milletimize boyunduruk vuramadılar, bizi bu topraklardan atmayı vatansız bırakmayı başaramadılar.

Bizans’ın mirası Fatih sultan Mehmet Han ile birlikte Osmanlı’ya geçmiştir.

DOĞU AKDENİZ, EGE VE KARADENİZ

Daha 1 asır önce Anadolu’yu perişan bir şekilde terk etmek zorunda kalanların şimdi Ege’de sahte kabadayılık peşinde koşması mezarlıkta ıslık çalma psikolojisinin tezahüründen başka bir şey değildir.

Türkiye Akdeniz’de, Ege’de ve Karadeniz’de hakkı olanı alacaktır, asla taviz vermeyeceğiz.

Nasıl dün Türkistan’dan Anadolu’ya akan sadece fetih ordusu değil adalet kervanı ise bugün de gittiğimiz her yere bu erdemleri taşıyoruz. Atalarımızın Anadolu’ya ektiği sevgi, muhabbet, kardeşlik ve dayanışma ruhu öylesine kök saldı öylesine büyüdü ki bin yıldır bu hukuku bozmaya çalışanların hiçbirisi emeline ulaşamadı. Biz bu toprakların emanetçisi değil asıl sahibiyiz, bu toprakların altında biz varız, üstünde de biz varız.

Türkiye’ye yönelik ameliyat yapma hevesleri kursaklarında kalanlar aradıkları fırsatları bulamayacaklardır. Elde ettiğimiz her yeni başarı geleceğimiz daha güvenle bakmamızı sağlıyor.

Karadeniz’de keşfettiğimiz doğal gaz rezervi milletimize ihtiyacı olan morali ve kaynağı sağlamıştır. Bu kaynaktan elde edilecek her gelir ülkemiz için kullanılacaktır. İnşallah yeni müjdelerle bu başarıyı çok daha ileri taşıyacağız. Rabbimizin önümüzü açtığı bu hayırlı yolun bereketi ile artık geleceğimize daha güvenle bakıyoruz.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x