YARGITAY’DAN FETÖ’YE KARŞI ÖNEMLİ ADIM

YARGITAY'DAN FETÖ'YE KARŞI ÖNEMLİ ADIM

YARGITAY'DAN FETÖ'YE KARŞI ÖNEMLİ ADIM

07 Aralık 2016 - 16:44

Örgütün, devleti yıkmak amacıyla kurulmuş silahlı terör örgütü niteliğinde olduğunun kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtildi.
Yargıtay Cumhuriyet  Başsavcılığı, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nı (FETÖ/PDY)  ilk kez "silahlı terör örgütü" kabul eden Erzincan Ağır Ceza Mahkemesinin  kararının onanmasını istedi. Yargıtay 16. Ceza Dairesinin yerel mahkeme kararını  onaması halinde FETÖ/PDY'nin "silahlı terör örgütü" olduğu yargı kararıyla da  tescillenecek. 

 Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ/PDY'nin Erzincan'daki  faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik yapılan çalışmalar kapsamında, 2009'da  dönemin Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı olan CHP İstanbul Milletvekili İlhan  Cihaner ile eski 3. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Saldıray Berk'in de aralarında  bulunduğu 14 sanık hakkında açılan "Ergenekon" davasına ilişkin soruşturma  başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında, söz konusu davada "gizli tanık" sıfatıyla  yalancı tanıklık yaptıkları iddia edilen eski İliç Cumhuriyet Savcısı Bayram  Bozkurt ile Serkan Zirek ve Ahmet Koç hakkında "FETÖ/PDY terör örgütüne üye  olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, yalancı gizli tanıklık yapmak,  hürriyeti tehdit" suçlamalarıyla dava açılmıştı. Mahkeme, sanıklar Serkan Zirek'e  20 yıl, Ahmet Koç'a ise 6 yıl 3 ay hapis cezası vermişti. Erzincan Ağır Ceza Mahkemesinin 16 Haziran 2016'da bu kararının  gerekçesinde, FETÖ/PDY'nin "silahlı terör örgütü" olduğunun kabul edilmesi  gerektiğine yer verilmiş, böylece örgütün silahlı terör örgütü olduğu ilk kez  mahkeme kararına girmişti.

Dosya Yargıtayda
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Cumhuriyet  Başsavcılığına geldi.  Başsavcılık, kararla ilgili tebliğnamesini hazırlayarak, davaya  bakacak Yargıtay 16. Ceza Dairesine gönderdi. Tebliğnamede, Erzincan Ağır Ceza Mahkemesinin kararının onanmasını  istendi. Bağlayıcılığı bulunmayan tebliğnamedeki istemle ilgili son kararı  Yargıtay 16. Ceza Dairesi verecek. Yargıtay 16. Ceza Dairesinin yerel mahkeme  kararını onaması halinde FETÖ/PDY'nin "silahlı terör örgütü" olduğu yargı  kararıyla da tescillenecek. Tebliğnamede, terör ve terörizm tanımı yapılarak, 3713 sayılı Terörle  Mücadele Kanunu'nun ilgili maddelerine yer verildi. FETÖ/PDY ile ilgili Milli Güvenlik Kurulu kararlarına da değinilen  tebliğnamede, örgütün "ulusal güvenliği tehdit eden legal görünümlü illegal yapı"  tanımlamasıyla Milli Güvenlik siyaset Belgesi'ne girdiği vurgulandı. Böylece hukuki mücadelenin çerçevesinin çizildiği anlatılan  tebliğnamede, örgütle mücadele stratejisinin ayrıntılarının değerlendirildiği,  örgütün Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne tehdit olarak işlenmesi için tavsiye  kararı alındığı hatırlatıldı.  Tebliğnamede, FETÖ/PDY'nin kuruluşu, kurucuları, lideri, amacı,  stratejisi, eylemleri, Türkiye'de ve Türkiye dışında, Türk vatandaşları ya da  Türkiye Cumhuriyeti kurum ve kuruluşlarına karşı işlenen eylem ve faaliyetlerinin  nelerden ibaret olduğuna ilişkin İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünce  hazırlanan bilgi notu da yer aldı. Örgütün 1999'da Ankara Emniyet Müdürlüğünün bir çalışmasında tespit  edilen hiyerarşik yapısına yer verilen tebliğnamede, örgütün hiyerarşik yapısının  bugün gelişerek daha karmaşık bir hal aldığı anlatıldı.

 "2000'de suçlu bulundu ancak..."
Fetullah Gülen hakkında, 2000 yılında Ankara 2 No'lu Devlet Güvenlik  Mahkemesinde açılan davaya değinilen tebliğnamede, davada Gülen'in suçlu  bulunduğu ancak kararın kesin hükme bağlanmasının ertelendiği belirtildi. Terörle Mücadele Kanunu'nda yapılan değişiklik sonrası yeniden  inceleme ve beraat talebinde bulunulması üzerine Ankara 11. Ağır Ceza  Mahkemesinin, 5 Mayıs 2006'da Gülen'in beraatına oy birliğiyle karar verdiği  hatırlatılan tebliğnamede, kararın Yargıtay 9. Ceza Dairesince de onandığı ifade  edildi. Tebliğnamede, dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman  Yalçınkaya'nın beraat kararına yaptığı itirazın ise Yargıtay Ceza Genel Kurulunca  2008'de oy çokluğuyla usul yönünden reddedildiği bildirildi. "FETÖ çatı", "MİT tırlarının durdurulması", "paralel yapı soruşturması  kapsamındaki tutukluların serbest bırakılması" iddianamelerinden alıntılar da  yapıldı. Tebliğnamede, örgütün silahlı terör örgütü olup olmadığı konusundaki  değerlendirmede, Anayasa ve yasalarda ortaya konulan normlar ve istikrar gösteren  yargısal uygulamaların esas alındığı belirtildi. Anayasa'nın 14. maddesindeki temel hak ve hürriyetlerin, devletin  ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan  demokratik ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde  yorumlanamayacağı vurgulanan tebliğnamede, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde de  hakların kötüye kullanılmasının yasaklandığı kaydedildi. Tebliğnamede, Milli Güvenlik Kurulunun 30 Ekim 2014 tarihli kararında FETÖ/PDY'nin, "milli güvenliği tehdit eden, kamu düzenini bozan, iç ve dış legal  görünüm altında illegal faaliyet yürüten paralel yapılanma" olduğu kanaatine varıldığı, 29 Nisan 2015 tarihli kararında, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne  tehdit olarak işlendiği, 26 Mayıs 2016 tarihli kararında ise "milli güvenliği  tehdit eden bir terör örgütü" olarak kabul edildiği hatırlatıldı. Emniyet Genel Müdürlüğünün 31 Aralık 2015 tarihli bilgi notunda,  FETÖ/PDY'nin cebir, şiddet ve diğer yasal olmayan yönetmeleri de kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak veya görevini yapmasını  engellemek, devlet otoritesini baskı altına almak, zaafa uğratmak, neticede  devleti ele geçirmek amacında olan terör örgütü niteliğindeki örgütlü bir yapıya sahip olduğu kanaatine varıldığının ifade edildiğine işaret edildi.

TSK'nın 15 Temmuz'un ardından yaptığı açıklama
15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türk Silahlı Kuvvetlerince hazırlanan  bildiride, terör örgütünce başlatılan darbe girişiminin yurt genelinde  bastırıldığının kamuoyu ile paylaşıldığı hatırlatılan tebliğnamede, açıklamaya  yer verildi.  Tebliğnamede, bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, örgütün 15  Temmuz günü başta İstanbul ve Ankara olmak üzere ülkenin değişik yerlerinde, Türk  Silahlı Kuvvetleri bünyesinde, içinde generaller ve amirallerin de bulunduğu,  subay, astsubay, uzman er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler aracılığıyla Türkiye  Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak ve Anayasal düzeni değiştirmek amacıyla  eyleme geçtiği belirtildi. Bu kapsamda, İstanbul'da Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinin  silahlı terör örgütü üyelerince tank ve zırhlı araçlarla trafiğe kapatıldığı,  Atatürk Havalimanı'nın tanklar aracılığıyla örgüt üyesi askerler tarafından ele  geçirilerek tüm yurt ve yurt dışı uçuşların durdurulduğu hatırlatıldı. Örgüt mensubu askerlerin stratejik öneme sahip yerlerde hakimiyet  kurmaya çalıştıkları, savaş uçaklarıyla ses hızını aşarak alçak uçuş yapıp, halkı  korku ve paniğe sevk ettikleri anlatılan tebliğnamede, böylece halkın meydanlara  çıkmasının engellenmeye çalışıldığı aktarıldı. Tebliğnamede, örgüt mensuplarının, milli iradeye sahip çıkmak üzere  meydanlara inen halkın üzerine uzun namlulu silahlarla ateş ederek çok sayıda  sivilin yaşamını yitirmesine ve yaralanmasına neden oldukları da ifade edildi.  

Milli güvenliği tehdit eden bir terör örgütü
FETÖ/PDY'nin, Milli Güvenlik Kurulu tarafından Milli Güvenlik Siyaset  Belgesi'ne tehdit olarak işlenip, milli güvenliği tehdit eden bir terör örgütü  olarak kabul edilen, kuruluşu, kurucuları, lideri, amacı, stratejisi ile eylem ve  faaliyetleri belirlenen bir örgüt olduğu vurgulanan tebliğnamede, şunlar  kaydedildi: "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının ana iddianamesi, MİT tırları,  paralelcileri tahliye eden hakimlerle ilgili iddianamelerin içerikleri ile 15  Temmuz darbe girişimi kapsamında işlenen eylemlerin vasıf ve mahiyeti, işleniş  şekli, kullanılan araçların niteliği bir bütün olarak ele alınıp değerlendirildiğinde, örgütün hiyerarşik yapıya, sıkı bir disipline, eylemli bir  iş birliğine sahip bulunduğu anlaşılmıştır. Örgüt, üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye  elverişli olup, silahlı olduğu, örgütün amacı, stratejisi, yapılanması,  faaliyetleri ve amaç suçu işlemeye matuf vahamet arz eden eylemleri itibarıyla  3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun birinci maddesinde tarifini bulan 'cebir  ve şiddet kullanarak, baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle Anayasa'da belirtilen Cumhuriyet'in niteliklerini, siyasi,  hukuki, sosyal, ekonomik düzeni değiştirmek, Türk devletinin ve Cumhuriyeti'nin  varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya  ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış  güvenliğini, kamu düzenini bozmak' amacıyla kurulmuş terör örgüt niteliğinde  olduğu belirlenmiştir. Amaç suça yönelik gerçekleştirilen silahlı eylemlere göre  örgütün silahlı olduğu ve amaç suça elverişli eylemlerde bulunduğu anlaşılmış, bu  nedenle FETÖ/PDY adlı örgütün silahlı terör örgütü olduğunun kabulüne karar  verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır." Tebliğnamede, Erzincan'daki "Ergenekon'da kumpas" davasının  sanıklarının FETÖ çatı iddianamesinde de yer aldığı ve üzerlerine atılı suçu  örgüt adına işledikleri sonuç ve kanaatine varıldığı tespiti de yapıldı.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x