Gezi ruhuna ceza: Kavala’ya müebbet 7 kişiye 18’er yıl

Gezi ruhuna ceza: Kavala’ya müebbet 7 kişiye 18’er yıl

İş insanı Osman Kavala’nın tutuklu bulunduğu 17 sanıklı Gezi ana davası İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde karar verildi. İş insanı Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet; Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Yiğit Ali Emekçi'ye 18 yıl hapis ve tutuklama!

26 Nisan 2022 - 09:09

İş insanı Osman Kavala’nın tutuklu bulunduğu 17 sanıklı Gezi ana davası İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görüldü. 2019 yılından beri devam eden davada karar çıktı.

Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet

Yaklaşık bir saat aranın ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Sanık Osman Kavala için TCK'nin 312/1. maddesi uyarınca "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Kavala'nın yargılama sürecindeki davranışları ve eylemi işleme biçimleri dikkate alınarak takdiri indirim uygulanmadı. Heyet, Osman Kavala'nın bu suçtan tutuklanmasına karar verdi.

Osman Kavala hakkında "Siyasal ve askeri casusluk suçundan ise kesin ve yeterli delil bulunmadığından" beraatine karar verildi. Kavala hakkında TCK'nin 312. maddesi uyarınca hükmen tutuklamaya karar verildiğinden casusluk suçundan tahliyesine karar verildi.

7 sanığa 18 yıl hapis

Sanıklar Ayşe Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'nin "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmaya teşebbüs" suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ancak bu suçların asli faili konumunda bulunan diğer sanığa suçun işlenmesi sırasında yardımda bulunmaları nedeniyle icrasını kolaylaştırdıkları anlaşıldığı gerekçesiyle 18'er hapis cezasına indirdi.

Bu sanıklar için de takdiri indirim uygulanmadı. Heyet, sanıklar hakkında hükmün açıklanmasını geri bırakmadı ve erteleme kararı vermedi. Sanıklara verilen ceza miktarı ve suçun niteliği dikkate alınarak tutuklanmalarına karar verildi. Aralarında Can Dündar'ın bulunduğu 9 firari sanık hakkındaki dosyanın ayrılmasına karar verildi. Kararın açıklanmasının ardından ortalık karıştı. Duruşma salonundakiler "Her yer Taksim, her yer direniş" diyerek mahkeme heyetini yuhaladı.

Mahkeme heyeti üyeleri kararı okumayı tamamlamadan salondan ayrıldı. Haklarında tutuklama kararı verilen 7 sanık için duruşma salonuna polisler geldi. sanıklar alkışlar ve sloganlarla polis eşliğinde adliye içindeki polis merkezine götürüldüler. Karakoldaki işlemlerinin ardından cezaevine götürülecekler.

Gezi kararı oy çokluğu ile alındı! Hakimden karar muhalefet şerhi

Öte yandan karar oy çokluğu ile alındı. Üye hakim, sanıkların üzerlerine atılı suçlardan cezalandırılmalarına yeterli delil bulunmadığından beraatlerine, tutuklu sanık Osman Kavala’nın tahliyesi ile diğer sanıkların tutuklanmaması yönünde görüşünde olduğunu belirterek karara şerh koydu.

Can Atalay: Zulme boyun eğmeyeceğiz

Gezi davasında 18 yıl hapis cezasına çaptırılan ve hakkında tutuklama kararı verilen isimlerden Can Atalay; "Bakırköy'e ihtimalen bizi Silivri'ye götürecekler. Şunu bilin, zulme boyun eğmeyeceğiz, zulme karşı direneceğiz. Hiç bir hukuka aykırı işi kabul etmeyeceğiz" dedi.

a9e99598-aa6b-4158-9163-6b0d5e192a37.jpg
(Tutuklanan isimlerin adliye içindeki işlemleri yapılıyor)

Mine Özerden: Hukukun gücünün galip gelmesini diliyorum

Sanık Mine Özerden ise son sözünde, “Yürütmenin yargı üzerindeki vesayetinin son bulmasını, hukukun gücünün galip gelmesini diliyor ve beraatımı istiyorum” dedi.

Sanık avukat Can Atalay da son sözünde, “Harama el uzatmadık, kul hakkı yemedik, devleti kendi çıkarlarımız için kullanmadık, devletin gücünü ele geçirip yandaşlarımızı zengin etmedik. Suç işlemedik. Avukatlık mimarlık şehir plancılığı yaptık. Bu yargılama faaliyeti değil eğer sorun Gezi direnişini sahiplenmekse sahipleniyoruz. Bu bir son değil bu daha başlangıç mücadeleye devam” ifadelerini kullandı.

Sanık Tayfun Kahraman ise, “Sözün bittiği yerdeyiz. Kent suçlarına verdiğimiz mücadele ve Gezi bitmedi, Gezi Parkı İstanbulluların hizmetinde. Demek ki biz başarıya ulaştık. Savunma hakkımızı ile kullanamadığımız bir süreçten geçtik. Asıl yargılanma nedenimiz siyasi iktidara muhalif olmaktır. Yasal olarak suç unsuru olmadığını ortaya koyduk. Sizden beklentimiz, talimatla yürüyen bu yargılama sürecini redetmeniz ve davayı kapatmanız” dedi.

Yiğit Ali Ekmekçi beraatını istediğini belirtti.

Osman Kavala’nın son sözleri şöyle:

AİHM’in tutukluluğumun hak ihlali olduğu ve siyasi faktörlerin rol oynadığını tespit eden kararından sonra aleyhime sunulan delillerin hiçbiri beni suçla ilişkilendirecek nitelikte olmadığını ayrıntılı biçimde açıklamasından sonra aynı delil olmayan delillerle hakkımda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmesi hukuki bir olay değildir. Bu aynen ikinci iddianamede uygulanan suçlar gibi yargı kullanılarak yapılan suikast eylemidir.

İnanç Ekmekçi‘nin avukatı Aynur Tuncel Yazgan müvekkili hakkında yakalama müzekkeresinin geri alınmasını, suçun işlenmediğinin sabit olması gerekçesiyle tüm sanıklar yönünden beraat kararının uygun olduğunu düşündüğünü söyledi.

Can Dündar’ın avukatı Abbas Yalçın ise “İyi ki işini hakkıyla yapmaya çalışan onurlu insanlar vardır, mahkemeden talebim yoktur” dedi.

Alabora ve Öğün’ün avukatı, yakalama kararının kalkması ve beraat talebinde bulundu.

Sanık Hakan Altınay beraatını istediğini belirtti.

Sanık Mücella Yapıcı ise son sözü olmadığını söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:

Son sözüm olduğunu düşünmüyorum. Ben 50 yıllık meslek insanıyım olabildiğince aydın olmaya çalıştım, hiçbir zaman şiddetten yana olmadım. Toplum yararına mesleğimi onurla yürüttüm. Bugüne kadar tek bir çoluğuma çocuğuma ve etrafıma haram lokma yedirmedim. Hırsızlık uğursuzluk yapmadım. Mesleğimi sadece mesleğimin ilkeleri doğrultusunda kullandım ve bu yaşamdan onur duruyorum. Aynı durumu benim yaşıma gelince sizin de yaşamanızı diliyorum hüküm sizindir.

Sanık Çiğdem Mater de beraatını talep etti. Mater, “2018 Kasım’dan beri karşı karşı karşıya olduğumuz dava, yurttaş olarak Gezi Parkı protestolarına dair devletten beklentim protestolar sırasında öldürülen gençlerin katillerin peşine düşülmesiydi. Onu yerine tuhaf yargılama süreciyle meşgul oluyorsunuz, oluyoruz. Belki vereceğiniz kararla hukukun varlığına dair fikir verebilirsiniz. Hakkımdaki iddiaları reddediyor ve beraatımı talep ediyorum” dedi.

Duruşmada dakika dakika yaşananlar

17.30 Avukat savunmaları tamamlandı

14.40 Sanık Osman Kavala’nın avukatı Köksal Bayraktar ise üye hakimin Erdoğan’a ilişkin sözlerini hatırlatarak heyetin davadan çekilmesini talep etti. Bayraktar, “Eğer çekilmezseniz biz sizi reddediyoruz” dedi.

Duruşma savcısı Köksal Bayraktar’ın talebinin reddedilmesini istedi. Mahkeme heyeti reddi hakim talebini duruşmayı uzatma amacı taşıdığını öne sürerek talebi reddetti.

14.40 Taksim Dayanışması bileşenlerinin avukatlarından Evren İşler söz aldı. İşler savunmasında mahkeme heyetinde bulunan üye hakimin AKP’den milletvekili olmak için aday adayı olduğunu belirterek basına yaptığı açıklamalarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ‘yeni Türkiye’nin inşasının mimarı’ olarak tanımlayan açıklamalar yaptığını söyledi. İşler, Gezi’yi hedef alan, Erdoğan övgüleri dizen bir hakimin adil karar veremeyeceğine dikkat çekti. Bu sözler üzerine üye hakim aniden yerinden kalkıp duruşma salonundan ayrıldı

14.10 Avukat Fikret İlkiz söz alarak yaptı. İlkiz, “Emniyete savcılığa talimat verme yetkisi verilirse ortaya 2 bin sayfadan fazla fezleke ortaya çıkar, 657 sayfalık bir iddianame ortaya çıkar. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamaya hiçbiriniz katılmadınız. Ama bizler tekrarların tekrarlarını yaşıyoruz. Yargı organları aynı şeyleri tekrarlatmak için insanları sanık yapma hakkına sahip değildir. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi beraat kararı verirken bunların zehirli ağacın meyvesi olduğunu söyledi. Gerekçeli kararında Osman Kavala'nın Gezi'nin finansörü olmadığını belirtti. Şimdi aynı fiilden açılan dava var karşımızda. Bu davanın reddi gereklidir. Daha önceden bir ceza soruşturması var ise, ceza davası açılmış ise öncelikle dikkate alnması gereken kuralların içinde non bis in idem (aynı dava nedeniyle iki kez yargılama yapılamayacağına dair hukuki ilkedir) vardır. Bununla adil yargılama ve hukuki güvenliğin sağlanması amaçlanmıştır. Her olasılıkta derhal karar vermek istiyorsunuz. Savunma için süre verilmesine dair bir karar çıkmadı ağzınızdan. Avukat Tora Pekin konuşurken 48 dakika oldu dediniz (Cuma günkü duruşmada). Savunmanın dakikasını mı tutuyorsunuz? Bu savunma hakkının ihlalidir. Savunmayı ihlal anlamının ötesinde derhal ve hemen bir karar verme isteğindesiniz. Savunmamızı dinleyerek bir karar değişikliğine gidebilirsiniz. Gerekçeli kararınızı kendi aranızda tartışabilirsiniz. 'O zaman red konusunu düşünelim' diyebilirsiniz. Demeyecekseniz o zaman biz neden buradayız? Bir ritüeli tamamlamak için mi buradayız? Ravel, en bilinen eseri Bolero için ‘İçinde hiç müzik yoktur’ der. Adaletin dağıtıldığı yer mahkemelerdir ama ne yazık ki içinde hiç adalet yoktur” dedi.

13.30 Duruşma avukat savunmalarıyla devam ediyor.

12.48 Duruşmada yaşanan teknik sorun nedeniyle davaya ara verildi.

11.20 Avukat Hasan Fehmi Demir söz aldı. Demir savunmasında şunları söyledi:

Bu dava 'bana suçumu verin' davasıdır. Bu iddiaların aksini ispat etme olanağı yoktur. Müvekkillerimiz olmayan bir suçu ispat etmek için çırpınıyorlar. Türkiye'de suiistimalci diyebileceğimiz bir yargı süreci başlamıştır. Türkiye'de kuvvetler ayrılığı tamamen ortadan kaldırılmıştır. Bağımsız yargıdan bahsetmeye imkan kalmamıştır. Yargıç ve savcılar yürütmenin memuruna dönüşmüştür. Bu tespitleri olgusal olarak kanıtlayan en önemli davalardan biri şu anda görülmekte olan davadır.

10.50 Sanık Yiğit Ali Ekmekçi'nin avukatı Emel Ataktürk söz alarak savunmasına başladı. Ataktürk savunmasını meslektaşı Hasan Fehmi Demir ile birlikte yapacağını belirtti. Ataktürk savunmasında bu davanın insan hakları için çalışma yürütenler ile sivil alanın yok edilmesine yönelik olduğunu söyleyerek, “Konusu suç olan eylemlerin yargılanması değil, hak savunucuları üzerinden tüm toplumun susturulmasını amaçlayan politik bir davadır. Bu durum dosyayı ceza yargılaması olmaktan çıkarmaktadır. Dosyada müvekkilimin meşru faaliyetlerini isnat edilen TCK 312 kapsamına sokan hiçbir delil bulunmamaktadır. Müvekkil dahil tüm sanıklara olmayanın olmadığını kanıtlamak gibi bir yükümlülük verilmiştir. Bazı siyasetciler yargılama süreci boyunca yargılama konusu eylemlerin suç olduğu yönünde beyanlarda bulundular. Adil yargılama hakkı ve masumiyet karinesi defalarca ihlal edildi” diye konuştu.

Sanık Mine Özerden'in avukatı Tuğçe Duygu Köksal savunma yapmaya başladı. Köksal bu dosyada beraat kararının verildiği 18 Şubat 2020'den beri hiçbir ilerleme olmasını ve beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyerek, “Beraatin aksi yönünde ne delil toplandı? Hangi delil tartışıldı? Ben değil sözlü beyanlarım, dosyaya eklediğim taleplerimin de okunmadığını düşünüyorum. Beraat kararı istinaf mahkemesince esastan bozulmadı. İstinaf, dosyanın delillerin tartışılmasını ve Çarşı davası ile birleştirilmesi talep edilmişti. Anlaşıldı ki o dosyadan aleyhe hiçbir şey çıkmayacaktı dolayısıyla ara karardan dönüldü. O karardan sonra derhal beraat verilmeliydi ama onun yerine dosya esas hakkında mütalaa için savcılığa verildi” dedi.

10.10 İş insanı Osman Kavala karar celsesine de SEGBİS ile katılırken duruşmayı çok sayıda siyasetçi, sivil toplum kuruluşu ve yurttaş izliyor.

'Hukuksuz dava geri çekilsin'

Duruşma öncesi adiliye önünde bir basın açıklaması yapan Taksim Dayanışması da bir kez daha 'hukuksuz dava geri çekilsin' dedi. Açıklamaya milletvekilleri, STK temsilcileri ile çok sayıda yurttaş katıldı.

Basın açıklamasında, "Ülke tarihinde bir onur sayfası olan Gezi Direniş'ini karalama çabasından derhal vazgeçin. Herkesi Gezi'nin gerçek tarihine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Hep birlikte baskılara direnmenin yolu Gezi'nin gerçek tarihine sahip çıkmaktır. Gezi yargılanamaz" denildi.

Ne olmuştu?

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin davada duruşma savcısı celse arasında mütalaasını açıklamış, mütalaada, iş insanı Osman Kavala ve Ayşe Mücella Yapıcı'nın 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.

Diğer 6 sanık sanık Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise ‘cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme’ suçundan 15’er yıldan 20’şer yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istendi.

Dosyaları ayrıldı

Mütalaada ayrıca, haklarında yakalama kararı bulunan ve 'olayların organizatörleri' oldukları öne sürülen sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Henry Jack Barkey, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Mehmet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi'nin dava dosyalarının ayrılarak, yakalama kararı infazlarının beklenmesi talep edilmişti.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x