KABALIK TESTİ

KABALIK TESTİ

Kontrol edilmediğinde bir virüs gibi etrafı sarıyor. Mutsuzluk, stres ve agresiflik, kaçınılmaz sonuçları arasında başı çekiyor. Aslında her yerde: Bankada, dolmuşta, işyerinde, markette, sinemada... Çağımızın baş edilemez sorunlarından kabalığın kışkırtan sebeplerini ve mücadele yollarını işin uzmanları anlatıyor.

26 Şubat 2018 - 12:33

KABALIK TESTİ
Elbette bir sayfada kaba davranışların tümünü toplamamız mümkün değil ama en sık yapılanları derledik... Sorularda kendinizi buluyorsanız, bir daha düşünün.

1- Devamlı geç kalıyor musunuz?
2- Telefonla konuşurken aynı zamanda mail yazıyor musunuz?
3- Çok acil olmayan sebeplere rağmen telefonlarınıza ve mesajlarınıza yanıt vererek yüz yüze iletişimi bölmekten geri kalmıyor musunuz? 
4- Umuma açık alanlarda bağıra bağıra konuşuyor musunuz? 
5- Başkalarının konforunu umursamadan oturuyor, toplu taşımada yüksek sesli videolar izleyerek rahatsızlık veriyor musunuz? 6- Kendi sıranızı beklemeden, başkalarının sırasını kapıyor musunuz? 
7- Birilerine küçük düşürücü şekilde bağırıyor musunuz? 
8- Birine selam vermeden ya da hatırını sormadan kendi meselenizle ilgili konuşmaya başlıyor musunuz?
9- Ağzınızı şapırdatarak yemek yiyor, etraftakileri umursamadan ağzınızı kocaman açarak esniyor musunuz? 
10- Konserde, tiyatroda, sinemada akıllı telefonunuzla oynayarak etrafınızdakileri rahatsız ediyor musunuz? 
11- Başkalarının eşyalarını izin almadan kullanıyor musunuz? 
12- Etrafınızdakilere emir vererek, tanımadıklarınızla laubali konuşuyor musunuz?

Kaba biri misiniz? Sanırım kimse bu soruya kolay kolay “Evet” cevabını veremez. Kusura bakmayın ama hepimiz öyle sayılabiliriz, kendimizden bir parça şüphe etsek hiç fena olmaz. En azından markette birilerinin önüne geçmeyi seviyor, otobüste sanki evinizin koltuğundaymış gibi dakikalarca telefonla konuşuyor ve tuhaf oturuyor ya da sinemada mesajlaşıyorsanız, siz de öylesiniz. HT Pazar'dan Sema Ereren'in haberi...

Aslında nezaketi elden bırakalı çok oldu, ‘kabalık çağı’nın tam da ortasındayız. Kabalık, adeta bir virüs gibi yayılıyor. Bahanemizse daima hazır: “Henüz uyanamadım”, “Gece geç yattım”, “Kahve içemedim”, “Eşimle kavga ettim, çok sinirliyim”, “Yoğunum”, “Stresliyim”... Belki başkalarının ne yaptığını umursamamaya kendinizi zorluyorsunuz ama günümüzde huzursuzluk ve baskı yaratan konuların başında kaba insanlar ve tansiyon zıplatan davranışları geliyor. Hatta “Understanding the Culture of Rudeness” kitabında kabalık, tıpkı grip virüsü gibi nörotoksin yani sinir sistemine zarar verebilecek kadar zararlı olarak gösteriliyor.

İşin içinden çıkamadığımız kabalık meselesinde bir kısırdöngüden de söz etmemek olmaz. Kabalığın günümüzde bu denli bulaşıcı olmasının bir sebebi, kaba davranışa maruz kalanların beyninde bir savunma mekanizmasının oluşması ki ister kabul edin, ister etmeyin bu mekanizma aynı kabalıkları zamanla kanıksayıp bizim de yapar hale gelmemize sebep oluyor. Hatta normal davranışları, iltifatları bile bu kategoride değerlendirmeye başlıyor, beynimiz her türlü mesajı, hal ve hareketi kabalık kıstasına göre değerlendiriyor, tehdit olarak algılamaktan kendini alamıyor. Sonunda kimsenin mutlu olmadığı, stresin yüksek düzeyde olduğu, herkesin birbiriyle kişisel problemler yaşadığı süreç başlıyor, kuşkusuz hem özel hem de profesyonel hayatta ilişkileri altüst ediyor.

‘KABALIĞIN ÖZETİ: UZUN YOLDA HAYATTA KALMA MÜCADELESİ’
Peki nasıl bu hale geldik? Bir kere birbirimize olan saygımızı, sevgimizi, sabrımızı kaybettik. Bitmek bilmeyen bir acelemiz, stresimiz, maddimanevi tatminsizliklerimiz, kaygılarımız var, gelişine yaşıyoruz. Birbirimize anlayışımız kalmadı. Dahası psikologlar kabalığın ev, ofis gibi aynı çevrelerdeki insanlar arasında hızla yayılma ihtimalinin yüksek olduğuna da dikkat çekiyor. Bilhassa işyerinde bulaşıcı... Virüs bulaştıkça süreç kabalıkla karşılaşan kişiyi yorar, moralini bozar, motivasyonunu kırar, verimliliğini, yaratıcılığını ve performansını al aşağı eder. Herkesin beyni bu tip davranışlardan korunmaya odaklanır, iş ise ötelenir durur. Eh, ne sağlıklı bir ruh hali kalır, ne çalışma şevki!

Elbette kabalık sadece ev ya da işyerinde size kaba davrananlar yüzünden türemiyor. Birleşik Krallık’taki Birmingham City Üniversitesi’nden sosyal psikolog Dr. Elle Boag, “Bizi kaba kılan aslında yaşadığımız şehir. Dışarı adım attığımız anda büyük bir kalabalıkla karşılaşır, kendimizi daima hiper uyanık tutmaya çalışırız ve her şeyi tehdit olarak algılarız. Bu bizi devamlı savunmacı davranmaya iter, zamanla ne göz kontağı kurar, ne merhaba der, ne başkalarının haklarına dikkat eder hale geliriz. Sonra bir bakarız ki kabalar kervanına dahil olmuşuz” diyor ve ekliyor: “Yani kabalığın özeti: Uzun yolda hayatta kalma mücadelesi...”

‘KİMLİKLER SİLİNDİKÇE KABALIK DAHA MEŞRU HALE GELİYOR’
ABD’deki Wisconsin Üniversitesi’nin psikoloji departmanından Dr. Ryan C. Martin ise, “Kaba davranışların kimliklerimiz silikleştikçe daha meşru hale geldiğine dikkat çekiyor. Martin’e göre zamanımızın çok büyük çoğunluğunu geçirdiğimiz sosyal medyada gerçek kimliklerimiz olmadan normalde söyleyemediklerimizi söylüyor, atıp tutuyoruz ve bu bizi kaba bir insan haline getiriyor. San Diego Üniversitesi’nden psikolog Veronica V. Galván ise tüm suçun cep telefonlarında olduğunu dile getiriyor. Galván “En çok şikâyet ettiğimiz kabalıklar cep telefonlarından kaynaklanıyor. Mesela yolda yürürken mesajlaştığı için kaldırımı işgal edenler, şuursuzca sizin sıranızı kapanlar...” diyor. Mesele üzerine araştırmalar yapan bir diğer uzman isim New York’taki Alfred Üniversitesi’nin filozofi bölümünden Prof. Emrys Westacott. Westacott, “Toplumsal gelenekler yerle bir edildi. Kaba davranışların ardındaki temel sebep bu ve bencillik” diyor.

Öte yandan kabalık üzerine araştırmaların derlendiği “Understanding the Culture of Rudeness” kitabında bazen kabalığın insanlar üzerinde etki bırakma gücü olabildiğini öne sürüyor. Özellikle de bu insanlar aykırı olmaya cesaret edebildikleri için karizmatik bulunabiliyor. Ama siz buna aldanmayın.

NASIL ENGELLENEBİLİR? 
Kontrol ve müdahale edilmediğinde, herkesi zehirleyebilecek bir güce sahip olan, daha çok kişinin virüse kapılmasına sebep olan kabalıkla mücadele etmek için ortak tepki yaratmak şart. Zira kaba insanların bu hakkı kendinde görmesine sebep olan aslında çevresindekilerin tepkisizlikleri. Yani geri çekildiğiniz, üstünde durmadığınız, umursamadığınız, kabalığı o kişinin üslubu olarak kabul ettiğiniz, görmezden geldiğiniz her an siz suçlusunuz. Çünkü bu, o davranışı normalleştirme sürecine sokuyor, kişi bir sonuç almadığı için davranışlarına pervasızca devam ediyor.

Utandırmak adına, kişinin kabalığına rağmen ona iyi davranmak da uzmanların önerdiği stratejiler arasında. Bunun için ilk etapta kişiyi tüm kibarlığınızla uyarın. Ancak bu sonuç vermezse, uyarıyı herkesin ortasında utandıracak şekilde yapmaktan geri kalmayın. Ama bu tepki onun size davrandığı gibi kabalık dozunda asla olmamalı, nitekim bu epey sakıncalı. Mesela Taksim dolmuşunda işe giderken şoför dakikalarca yüksek sesle telefonda konuşan yolcunun kabalığını durdurmak gayretiyle son ses haberleri açtı. Bir yere varabildik mi? Hayır, çıldıran yine yolcular oldu. Öte yandan göz kontağı kurmak da karşınızdakini durdurmak adına uygulamanız gereken stratejilerden. Çünkü bilim insanları göz kontağı kurduğunuz kişinin size kabalık yapma ihtimalinin ciddi anlamda düştüğüne dikkat çekiyor.

Kısacası karşınızdakinin yaptığı kaba hareketin kabul edilemez olduğunu basit yollarla vurgulamak ve “Dur” demek altın kurallar arasında. Ama yok baktınız olmuyor, acımasız olun ve kişiyi kötü hissettirmek için etrafınıza birilerini toplayın... Çünkü bu kişiler bilhassa pasif ortamda kendilerini lider hisseder, tepenize çıkarlar. Ancak öyle özgüvenli durduklarına bakmayın, aldıkları ilk tepkide bir balon gibi sönüverecekler.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x