CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu'nun hedefinde, 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin anması nedeniyle düzenlenen bir etkinlikteki temsilde kadın oyuncuların sahneye çıkmasına izin vermediği ileri sürülen TBMM Başkanı İsmail Kahraman vardı. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi'En büyük korkuları kadınlar'
"En büyük korkuları kadınlar. Bu ülkenin kadınları. O nedenle diyorlar ki, 'evlerinde otursun'. Kadınlar yeri geldiğinde evinde de oturacak, yeri geldiğinde hakkını aramak için sokağa, caddeye de inecek. Her kadın çocuklarının, ailesinin en iyi ülkede yaşamasını ister; Türkiye'nin en iyi ülke olmasını ister; Türkiye'de hak hukuk adalet olsun ister. Bu ülkenin kadınlarına güveniyorum. Çünkü bu ülkenin kadınları demokrasi, eşitlik, daha fazla söz hakkı, daha fazla milletvekili, belediye başkanı olmak istiyor. Bu ülkenin kadınları Türkiye'nin yönetiminde söz hakkı istiyor."
Kurtuluş Savaşı kahramanı kadınların isimlerini saydı
"Her kadın bir Kuvvay-ı Milliyecidir, bir yurtseverdir" diyen Kılıçdaroğlu daha sonra milli kurtuluş savaşındaki kadın kahramanların isimlerini saydı: Kara Fatma, Onbaşı Halide Edip Adıvar, Şerife Bacı, Çete Emir Ayşe, Gördesli Makbule, Tayyar Rahmiye, Havva ve Zehra Hanım, Nezahat Onbaşı, Tarsuslu Adile Hala, Onbaşı Kara Fatma, Ayşe Hatun, Kılavuz Hatice, Süreyya Sülün Hanım, Halime Çavuş, Satı Çırpan, Yörük Emine Kız, Antepli Yirik Fatmak, Sıdıka Avar, Türkan Saylan.
Grup toplantısı salonunda bulunan kadınlar da Kılıçdaroğlu'nun andığı her kadının ismine, "Burada" diye bağırarak yanıt verdi.
Erdoğan'a 'vatan haini' suçlaması
Kadınlarının çağdaş, demokratik bir cumhuriyet ve bağımsız bir Türkiye istediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bu ülkenin kadınları fesli Kadir'leri, deli Kadir'leri istemiyor. 'Keşke Yunanlılar galip gelseydi' diyor deli Kadir. Ve onu ziyarete gidenler... Cumhurbaşkanı koltuğunu işgal edip, fesli Kadir'in önünde diz çökenler... Cumhurbaşkanı koltuğunu işgal edeceksin, 'Keşke Yunanlılar galip gelseydi' diyen adamı ziyarete gideceksin. Sen vatan hainisin" diye konuştu.
Mustafa Kemal Atatürk'ün Anadolu kadınları hakkındaki sözlerinden alıntılar yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü: "Siz hak, hukuk, adalet dedikçe sarayda oturan zatın o koltuğunda rahat oturmadığını ben de biliyorum. Nereden çıktı bu?' dediğini ben de biliyorum. Ona rahat uyku uyutmayacağız. O sarayında oturacak ama diyeceğiz ki, 'Kimseye hakaret etmeyeceksin, kimseye baskı uygulamayacaksın, kadın-erkek eşitliğini sağlayacaksın. Bu ülkenin kadınına sonuna kadar güveneceksin". Güvendin güvendin, güvenmedin seni oradan aşağıya bu ülkenin kadınları indirecek."
OHAL eleştirisi: 'Onur Hamzaoğlu serbest bırakılsın'
Konuşmasında OHAL'e yönelik eleştirilerde de bulunan Kılıçdaroğlu, FETÖ soruşturması nedeniyle Katip Çelebi Üniversitesi'nden ihraç edilen ve intihar eden Dr. Hasan Orhan Çetin'in daha sonra beraat ettiğini anlatarak yaşadığı mağduriyeti örnek gösterdi. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik suçlamalarını sürdürerek, "Ey sarayda oturan zat, sen adaletin, yolsuzlukların timsalisin. Sen ülkeyi değil cebini düşünensin. Onur Hamzaoğlu. Kocaeli Üniversitesi'nde bir doktor, bir profesör. Dilovası'nda kanser olaylarını araştıran ve onun yaptığı araştırmalardan sonra TBMM'de bir araştırma önergesi kabul edilen kişidir. Bu kişi, 'Bu ülkede barış olsun, huzur olsun' dediği için üniversiteden atıldı, sonra da hapse atıldı. Bir an önce serbest bırakıldı. Ben bunları söyleyince bana, 'Ey Kılıçdaroğlu sen FETÖ'cüleri savunuyorsun' diyorlar. Ben insan haklarını, demokrasiyi,düşünce özgürlüğünü, kadın erkek eşitliğini, hiçbir çocuk yatağa aç girmesin bunu savunuyorum. Ama sen bunları anlayamazsın. Neden? Çünkü sen milletten koptun. Sen badem sütüyle besleniyorsun, biz kuru ekmekle besleniyoruz" şeklinde konuştu.
İsrail eleştirisi: 'Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarını 20 milyon dolara satmadın mı?'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsrail'i hedef aldığı sözlerine de değinen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Her zaman her yerde, her ortamda, tarihinde CHP, Filistin halkının yanında olmuştur. Bölgede barışı istemiştir. 'İsrail ile Filistin arasında barış olsun' demiştir. Filistin halkının haklarını sonuna kadar savunmuştur. Gencecik, 23-24 yaşında evlatlarımız Filistin Kurtuluş Örgütü'ne katılmış ve Filistinliler ile birlikte savaşmıştır. O çocuklarımızın mezarları şimdi Filistin'dedir, onları rahmetle saygıyla anıyoruz. Filistinlilerin Toprak Günü'nün 42. yılıydı. Eylem yaptılar. Kendi toplraklarını, sürüldükleri toprakları istiyorlar. Ama İsrail askerleri acımasızca bunları gerçek kurşunlarla taradı. 18 Filistinli kardeşimiz hayatını kaybetti, yüzlerce yaralı var. Erdoğan kalktı konuşuyor. Arkadaş sen Mavi Marmara'da Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarını 20 milyon dolara satmadın mı? Sen kalktın 'İsrail terör devletidir' dedin, sonra gittin İsrail'in önünde diz çöktün, ben ettim siz etmeyin' demedin mi? Şimdi kalkmış iç politikaya malzeme yapıyor. 9 kişinin kanı yerdedir. 9 kişi Mavi Marmara'da uluslararası sularda hayatını kaybetti. Onların hakkını savunan tek bir parti ve tek bir lider vardır. Kılıçdaroğlu ve CHP. Bunların politikası şu; İsrail'e haber gönderiyorlar; 'Biz biraz bağırıp çağıracağız siz idare edin'. Trump'a haber gönderiyorlar, 'Biraz bağırıp çağıracağız idare edin'. Biz böyle hareket etmeyiz, insansa en değerli varlıktır ve benim başımın üstünde yeri vardır."
Sanatçılara eleştiri: 'Toplanmışlar bir güruh, davul, zurna, klarnet'
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan birlikte Hatay'daki Oğulpınar Hudut Karakolu'nu ziyaret eden sanatçılara da çok sert ifadelerle tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Bir ülkenin sanatçıları dik ve onurlu durmak zorundadırlar. Bir ülkenin sanatçıları egemen güce teslim olmazlar, hakkı, hukuku ve adaleti savunurlar. Bir ülkenin sanatçıları zalimden değil mazlumdan yana tavır alırlar ve bütün baskılara rağmen korurlar. Bir ülkenin sanatçıları diktatörün karşısında asla boyun eğmezler. Bir ülkenin sanatçıları asla ve asla inancı, kimliği ne olursa olsun kimseyi ötekileştirmezler. Bir ülkenin sanatçıları savaşı değil barışı savunurlar. Gazi Mustafa Kemal Atatürk 'Zorunlu olmadıkça savaş cinayettir' der. Bir ülkenin sanatçıları bir ülkenin değerlerine ve inançlarına saygı gösterirler. Eğer bir ülkede cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden zat, ettiği yemine sadık kalmıyorsa, ona sanatçı sahip çıkamaz. (Anayasadaki Cumhurbaşkanı yeminini okuyarak) Ne namus, ne şeref kaldı. Sanatçı denen vatandaş onun yanında senin ne işin var. Afrin'de 52 şehidimiz var. Yüzlerce yaralımız var. 52 şehidimizin daha kanı kurumadı. Toplanmışlar bir grup güruh, davul, zurna, klarnet, şarkılar, türküler... Bir ülkenin değeri vardır. Bakın bırakın şehidi, bulunduğunuz apartmanda bir kişi hayatını kaybetmişse, televizyonu bile açmazsınız. Onlara yemek götürür, her türlü hizmeti verirsiniz. Ben merak ediyorum, bu rezil adamlar ve onları oraya götüren adam, sen eğer yüreğin yetiyorsa bir Afrin şehidinin evinin bulunduğu sokaktan geç yaylalar türküsünü söyle bakayım. Gücün yetiyorsa ve ahlak kalmışsa. Diyor ki, 'AK Parti'nin üzerinde metal yorgunluğu vardı, Afrin'e gittik, şehitler oldu, metal yorgunluğunu kaldırdık'. Bu milletin ferasetine güveniyorum. Türkiye'yi bu hale getiren ve bu cümleleri kullananlara ders verecek olan bu ülkenin kadınlarıdır. Şehidi veren, göz yaşı döken, 'vatan sağolsun, bayrağımız yücelsin' diyen sizsiniz; sefasını süren o zat. Ona o sefayı yaşatmayacak olan da sizlersiniz."
YORUMLAR