Türkiye şu anda yarı açık cezaevi konumunda

Türkiye şu anda yarı açık cezaevi konumunda

Türkiye şu anda yarı açık cezaevi konumunda

07 Şubat 2017 - 14:45

CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu referandum ve anayasa değişikliği ile ilgili olarak açıklamalarda bulundu.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, referandum sürecindeki yapacakları çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Anayasa değişikliği ile ilgili sert açıklamaları olan Kılıçdaroğlu, seçim süreciyle ilgili olarak Binali Yıldırım'ın “PKK ‘hayır’ diyor, FETÖ ‘hayır’ diyor, HDP ‘hayır’ diyor, onun için ‘evet’ diyoruz. Bölücülüğe ‘evet’ diyenlere millet referandumda dersini verecek” sözlerini sert bir şekilde eleştirdi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

Tutuklu gazeteciler meselesi

"Gazeteciler tutuklandı 100 gündür iddianame yok. Belli ki bir yerden talimat bekliyorlar. İddianameyi geciktirerek gözdağı vermek istiyorlar.100 gündür Cumhuriyet yazarları hapiste onların bir an önce kapalı cezaevinden yarı açık cezaevine dönmesini bekliyoruz. Çünkü Türkiye şuanda yarı açık cezaevi konumunda."

Referandum konusu

"Pazar günü 81 ilden il ve ilçe başkanlarımızı topladım. Referandumda nasıl bir strateji izleyeceğimizi konuştuk. Neden 'hayır' diyeceğimizi konuştuk. Bunun bir parti meselesi değil memleket meselesi olduğunu konuştuk. Siyasi görüşü, inancı, kimliği ne olursa olsun 'hayır' dememizin ne kadar kıymetli olduğunu konuştuk. Şu soruyu her gittiğiniz yerde sorun: '15 yıldır iktidardasınız, 15 yıldır parlamentodan çıkarmak isteyip çıkaramadığınız bir kanun oldu mu? Yok. O zaman anayasa değişikliği istemenizin nedeni ne? Neden şimdi parlamento yetkisini bir kişiye devrediyor? Bunu bütün vatandaşlara sorun. Tek adam rejimi getiriyorlar. Her şeye muktedir olacak tek adam rejimi. 2010'da ne diyorlardı. Efendim üstünlerin hukukunu değil hukukun üstünlüğünü sağlayacağız diyorlardı. Her vatandaşa devlet eşit yaklaşacak diyorlardı. Vatandaşımız da itibar ederek 2010'da 'evet' dedi. Yargıyı kime teslim ettiler? FETÖ'ye. Üstelik sadece yargı değil, Danıştay'ı Yargıtay'ı, Emniyet Müdürü'nü her şeyi ona teslim ettiler. Düşünün meclis var başbakan var bakanlar var ve devleti teslim alarak paralel devlet kurmaya çalıştılar. Devletin tüm organlarını bir kişiye teslim edeceksiniz. Getirilen değişikliğin ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmak için bunları söylüyorum. Bir kişi isterse her şeyi yapabilecek. Şimdi başbakanlığı kapatıp bakanlığı bitiriyorlar. Ne olacak başkan ve yardımcıları olacak. Bunlar neyi eksik yaptılar, hangi iradeyi hayata geçiremediler? Bu sorunun cevabı yok arkadaşlar. Sayın Binali Yıldırım ve Sayın Bahçeli'ye soruyorum cevap yok. O zaman bu milletin önüne bunu hangi gerekçeyle getiriyorsunuz? Hatta şu teklifte de bulundum. Arzu ettikleri bir televizyon kanalında siyasi parti liderleri bir araya gelerek anlatalım. Demokrasi de olması gereken şeyleri söylüyoruz. Kavga mı çıkarıyoruz? Hayır. Vatandaşın bilgi sahibi olması çok mu kötü? Bu değişikliği istikrar için yapıyoruz diyorlar. Bu ne demek biliyor musunuz? 15 yıldır istikrarı sağlayamadık şimdi onu yapacağız demektir. Bu neyin istikrarı.

Çift başlı yönetim eleştirisi

"Bu değişiklikle çift başlılığı önleyeceğiz diyorlar. Aslında yaptıkları çift başlılığı anayasa haline getirmek. Hem başkan hem partinin genel başkanı olacak. Hem taraflı hem tarafsız. Bunun neresi tek başlı oluyor? Başkanı kim temsil edecek vali bir de mensubu olduğu partinin il başkanı. İşte bu çift başlılıktır. Devletin sigortası yok oluyor. Bir alan değil her alan kavgalı hale gelecek. Diyebilirler ki bununla yetiniyoruz. Hayır bununla da yetinmiyorlar. Başkana diyorlar ki sen devletin yapısını ve işleyişini değiştirebilirsin. Diyelim ki başkan oturdu bir kararname yazdı bütün bakanlıkları kapatıyorum mümkün mü mümkün. Öyle bir yetki verilmez. Çocuğunu okula gönderen her anne ve babaya sesleniyorum bu kadar yetkiyi bir kişiye verirseniz Türkiye'yi bir maceraya sürüklersiniz. Bu yetkiler yoktur diyemiyorlar. Bu böyle kullanılmaz diyorlar. Birisi gelir kullanır. Cumhurbaşkanı kararnameleri meclise gelmeyecek direk Resmi Gazete'de yayınlanacak. Meclis malulen emekli oluyor. Maaş alıp oturacaklar yetkileri kalkıyor. Bazı vatandaşlarımız diyebilirler ki Anayasa Mahkemesi'ne muhalefet başvurur. Doğrudur. O anayasa mahkemesinin 15 üyesinin 12'sini başkan tayin ediyor. Yargı bağımsızlığı bitiyor. Gelen felaketlerin boyutlarını herkesin bilmesi lazım. Bu gerçekleşirse milletvekili ve milletin bağları kopuyor. O zaman milletin vekili demeyin ünvanını da değiştirin. Milletle vekili arasında bağ yoksa, buna nasıl milletvekili diyeceğiz."

Anayasa değişikliği hakkında

"Bir örnek daha bu anayasa değişikliği milletin hangi sorununu çözecek? Terör sorununu çözüyor mu? Hayır. Tek satır yok. İşsizlik sorununu çözüyor mu? Hayır. Türk Lirası'nın yabancı paralar karşısında değerini koruyor mu? Türkiye Kuzey Kore gibi, bir kişi konuşacak diğer herkes dinleyecek. Batı dünyası diyor ki ben neden yatırım yapacağım. Komşularımızla ilişkilerimizi düzeltecek mi? Hayır. Gıda fiyatları düşecek mi? Hayır. Bozulan eğitim sistemi düzelecek mi? Hayır. O zaman biz bu referandumda 'hayır'larımızı çoğaltmalıyız. Bu referandum parti meselesi değildir, bir memleket meselesidir, demokrasi meselesidir."

Kılıçdaroğlu'ndan Hitler benzetmesi

"Bu karar bir siyasi partinin kararı değil bu karar hepimizin ortak kararıdır. O nedenle eskiden sandığa giderken herkes kendi partisine oy verir. Bazen seçim bildirgesine bile bakmadan gider oy kullanır. Bu referandum bir seçim referandumu değildir. Biz bir siyasi partiyi seçmiyoruz. Demokrasiyi oyluyoruz. Bu referandumda sandığa giderken herkesin düşünmesi lazım. Bu seçim hepimizin ortak seçimi. Ya demokrasi ya tek adam rejimi. En son örnek Hitler'dir. Bir kişiye 80 milyonun kaderini bağlayamazsınız. Türkiye'yi ateşe atarsınız. Ben bunları anlattığımda diyorlar ki Kılıçdaroğlu söyleyince milletin kafası karışıyor. Bunu söyleyenlere şunu söylüyorum hiç endişe etmeyin Kılıçdaroğlu söylerse doğruyu söyleyecek. Çünkü sorun Kılıçdaroğlu'nun sorunu değil sorun hepimizin sorunu. Bu ülkede yaşayan herkesin sorunu. Onlar da desinler ki Kılıçdaroğlu şunu yanlış söylüyor desinler diyemiyorlar. Sakın onu dinlemeyin diyorlar. Neden korkuyorsunuz? Bir vatandaşın sokakta karşılaşacağı sorunlar bunlar. Köyün merası ile ilgili kararı tek başına muhtar mı, versin köylüler bir araya gelip karar mı verecek? Bunlar diyorlar ki muhtar çıksın tek başına merayı ortadan kaldırsın. Doğru değil. Türkiye'yi de bir köy gibi düşünün. Kılıçdaroğlu: FETÖ sana Binali Yıldırım dediğinde adını değiştirecek misin? "Neden 'evet' diyeceklerini bilmiyor vatandaşa da anlatamıyorlar. Binali Yıldırım diyor ki PKK hayır diyor biz de 'evet' diyeceğiz FETÖ hayır diyor biz de 'evet' diyeceğiz. Peki FETÖ sana Binali Yıldırım dediğinde adını değiştirecek misin? Üzülerek ve utanarak ifade ediyorum. Bir ülkenin başbakanı hayır oyu kullanacakları terör örgütü olarak ilan ediyor. "

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x